I Whatever You - Yizhan

Battaniye ve Yastık

Video sanıp tıklayanlar :')

__________

Yibo¬

__________

Ne yaptım ben? neyim var benim? Çok salaklaştım. Yaptığım hareketler çok tutarsız dengesizce ne yaptığımı bilmiyorum. Vücudumun benden bağımsız olarak hareket ediyor.

"Telefonunuzu ödünç alabilir miyim?"diye, sorduğunu duydum Xiao Zhan'ın. Kardeşim arka koltukta onunla oturuyordu. Philip araba kullanıyordu ve ben Philip ile önde oturmayı seçmiştim.

Yoğun bakışlarını ve sırıtışını hissedebiliyordum ama dönüp ona bakmaya bile cesaret edemedim. Nasıl yapabilirim?

Çok utanıyordum. Kalbim henüz sakinleşmemişi.

Ortağı olan bu "Yubin" ilekonuştuğunu duydum. Ortağına o kadar bağlıydı ki bunu hemen anlaşılıyordu. Onunla neredeyse 10 dakika 48 saniye konuştu. Tamam ... Bu 'neredeyse' sayılmaz ....

Matthew'in konumunu ortağına iletti. Yani ortağı gelip onu buradan almayacak. Zhuo Cheng'i kurtarmaya gidecek.

Bir bayandan bahsettiğini de duydum. Bu bayan gelip yarasını tedavi edecek. Yani onu herhangi bir hastaneye götürmek zorunda değiliz.

Neden konuşmasını bile dinliyorum. Neden bunu umursuyorum.... !!!

Sonunda arabamız evimizin önünde durdu. Bizim evimiz apartman ve şehir dışında sakin bir yerde.

Ben ve erkek kardeşim o arabadan neredeyse aynı anda indik. Kardeşimin o koltuğa baktığını gördüm. Bakışlarını takip ettim ve o ajanın uyuduğunu gördüm.

Gerçekten merak ediyorum, bunu nasıl yapabilir? O bir panda mı? Her an her yerde nasıl uyuyabilir.

"Çok yorulmuş." Kardeşim ona hafif endişeyle bakarak söyledi.

Cevap vermedim ama iç çekerek gözlerimi devirdim. Kardeşim bir azizdir.

Kardeşim o ajana ulaştı ve onu uyandırmaya çalıştı.

"Ajan Zhan, Ajan Xiao Zhan, uyanma zamanı."
O ajanın küçük ve saçma savurma hareketleri yaptığını gördüm ama gözlerini açmadı ya da uyanmadı.

Ağabeyim sarılmamış kolunu aldı ve kendi omzuna koydu, onu arabadan yavaşça çekti ve başı Kardeşim omzuna yaslandı.

"Yibo, yardım et." dedi ve Aniden o ajanı yanıma çekti ve kollarıma attı bu yaptığına şaşırarak onun yüzüne bqktım.

"Tut onu. Hemen döneceğim." dedi ve bana reddetme şansı bile vermeden gitti.

Şimdi tarafı sol göğsüme dayanıyordu ve başı omzumdaydı. Düşmesini önlemek için hemen belini tutmak zorunda kaldım.

kardeşime dönüp baktım ve onu Philip ile konuşurken gördüm. İç çektim ve kolunu boynuma dolayıp onu daha sıkı tutmaktan başka seçeneğim yoktu. Kardeşimin gelmesini bekliyordum. Böylece onu teslim edebilirim. Onun varlığı yakınlığı kalbime pek iyi gelmiyor. Bu samimi temas ile başa çıkamıyorum. Kardeşime baktığımda sabırsızdım.

"Uyumadığını biliyorum." dedim.

Göremesem bile, omzumda onun sırıtışını hissedebiliyordum. Tuhaf değil mi?

Birden sağ boynumda bir şey hissettim. Bir eli boynumdaydı ve o pislik parmaklarını boynuma dokunmak için hareket ettirdi. Hemen bileğini tuttum.