Mücadeleler ve Sarılmalar

860 75 32
                                    

Merhaba şıkırlarım size yeni bölüm ile geldim!
İler ki bölümlerde ters köşe olabilirsiniz haber vereyim dedim. Bu bölümü saldıktan sonra diğer bölümü düzenleyip atacağım. O zamana kadar lütfen bol yorum atın sorular sorun diğer bölümü attıktan sonra cevaplayacağım

Yibo

~~~

Beni mutfağa kadar sürükledi.

"Onu getirdim shije" dedi ablası hemen arkasına döndü ve gözleri bileğimdeki eline şaşkınlıkla kaşları yukarıya kalktı ben de elimi hemen elinden çektim.

"Zhan Zhan, sana onun dinlenmesine izin ver demedim mi?" diyerek sakince azarladı kardeşini ve  ben bu cümleyi duyar duymaz  pişkince gülümseyen ajan bozuntusuna kısılmış gözlerimle baktım.

"Beni çağırdığını söyledin." Parlayarak fısıldadım.

"Yalan söyledim" diyerek omuz silkti.

"Yibo, gidip dinlenmelisin. Yemek hazır olduğunda seni çağıracağım. Onun için üzgünüm. Seni gerçekten rahatsız etmek istemiyorum." Nazik bir gülümsemeyle özür diledi.

Buraya geldiğimden beri bana "Yibo" diyor. Daha önce kimse bana böyle seslenmedi ve ben böyle tatlı sözlere alışkın değilim. Ama yine de ondan hoşlanmıştım. Çok tatlı, nazik ve şefkatli. Bu bana kardeşimi hatırlattı. Kardeşlerimi düşündüğümde kalbimde bir acı hissettim.

"Sorun değil, yardımcı olabilirim. Beni rahatsız etmiyorsun." Kibarca cevapladım. Aslında bayanlarla nasıl sohbet edeceğimi gerçekten bilmiyorum. Ben biraz utangaçtım.

"Öyle diyorsan. O zaman bize katıl."diyerek gülümsedi bana ve ben de ona başını salladım.

"Ehehe Evet!!!" Ajanın heyecanla zıpladığını duydum ve ona tekrar bakmak zorunda kaldım.

"Bu sebzeleri nasıl keseceğini biliyor musun?" Kız kardeşi sordu ve ben cevap vermeden önce,

"Abla ben  yapacağım." Bu ajanın dediğini duydum.

"Hayır! Lütfen onlara dokunma. Onun yerine bu tabakları temizleyebilirsin." Dedi.

Ajan hemen ona surat astı ve ben yine tutamadım kendimi ama dudaklarına baktım.

"Abla, neden hep böylesin?"diyerek elbisesini çekiştirdi ve ben onun bu halini çok şirin buldum.

"Çünkü, A Zhan onları nasıl düzgün keseceğini bilmiyor." Omzuna hafifçe vurarak ona gülümsedi.

Yüzünün zekâsıyla başa çıkamadığım için hemen gözlerimi çevirdim.

"Yapmama izin verin." Dedim ve hem erkek hem de kız kardeş bana baktı.

"Tabii, buyrun"dedi gülümseyerek bana küçük bir sebze sepeti verdi.

Onları o tezgahın üzerine koydum ve stanttan bir bıçak aldım. Bir soğan doğramak üzereydim ki..

"Ohh bekle bir dakika." Söylediğini duydum ve ikimiz de ona baktık.

Bir dolaptan bir şey aldı ve açtı. Gök mavisi bir önlüktü ve üzerinde iki sevimli tavşanın nakışları vardı. Biri siyah, diğeri beyaz.

I Whatever You - YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin