25 vote ve bol yorum istiyorum.
Ve kitap hakkında yorumlarınızı isteklerinizi yazmayı unutmayın!
Çevrilmiş bölümler var 10 bölüm ve sadece düzenlemesi kalmış bu arada bölümleri sıklıkla atmam size bağlı canlarım. 🥰
Sa_Ru_ArtXiao Zhan¬
Gözlerimi öksürük ile açtım. Ağzımdan ve burnumdan sular sıçrıyorduve bir elin karnıma gerçekten sert bir şekilde bastırdığını hissedebiliyordum ve yanaklarımda birkaç parmak hissediyordum hafifçe vuruyordu.
"Uyan! " Yibo'nun endişeli sesini duydum.
Bana bakıyordu ve kahverengi buklelerinden yüzüme su damladı.
Gözlerinde endişe açıktı ve nefes nefese kalmıştı."Yibo?"
Kendime bakma fırsatı buldum ve ellerim artık kelepçeli değildi, bir yeşillikte uzanıyordum.
"İyi misin?" dedi. Bakışlarımı ona yönelttim ve kendimi yukarı doğru çekerek doğruldum.
"O pislik kendine gangster diyor ama nasıl ateş edileceğini bile bilmiyor." Bu acıya katlanmaya çalıştığımda alaycı bir şekilde güldüm.
Zhou Cheng!
"Onu kurtarmalıyım." Ayağa kalkmaya çalışırken homurdandım. Beni durdurmak için aniden kollarımı tuttu.
"Buradan çıkmalıyız." Saatine bakarak tekrarladı.
"Yibo sen geri dön. Yardımın için teşekkürler ama beni durdurma. Bu seni ilgilendirmez." Elimi ondan çektim. Onu bu pisliğe sürüklemek istemiyordum. Benim yüzümden kimsenin ona zarar vermesini izleyemem.
Kürek teknesine koştum ve oraya tırmandığımda Yibo'nun bir şeyler bağırdığını duydum.
Ona bakmadım ve motoru çalıştırmak üzereydim.
Güneş doğuyordu ve erken ışık yavaş yavaş yayılıyordu.
Aniden Yibo kolumu tekrar tuttu. Ne zaman tırmandı? Merak ediyorum.
"Beni dinle." Dedi.
"Yibo sana geri dönmeni söyledim. Ellerindeki adam benim kardeşim. GERİ GİT!! BENİ DURDURMA!! " Göğsünü sertçe ittim ama beni kendine doğru çekmeden önce saatine baktığını gördüm.
O tekneden suya atlamadan önce kolları belimde daire içine aldı.
"Ne yapıyorsun ......"
Bir sıçrayışla tekrar suya düştük. Ona geniş gözlerle bakıyordum. Bizi daha derine boğdu ve hareketleri beni çok şaşırttı. Ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordum
Yibo oturmama yardım etti.
"Buradan çıkmalıyız." Yine nefes nefese. Beni kendisiyle beraber suyun derinine çekti.
O teknenin kaybolduğu yere baktım. Etrafa baktım ve içinde geniş bir tekne gördüm Elinden kaçmaya çalıştım ama sadece kolları arasında sıkıştırıldım
Onun göğsüne sertçe bastırıldım ve yaralı omzumdaki kanın suya bulaştığını görebiliyordum.
Tüm gücümle onu ittim. Gözleri şokla büyüdü ve kendimi yukarı çekmeye çalıştım. Ama bacaklarımı tuttu ve beni tekrar daha derine çekti. Çok sinirlendim ve onun derdi ne?
Yumruğumu savurdum ve tam yumruk atmak üzereydim kianiden başımı tuttu ve beni kendine doğru çekti. Engelleyemedim dudakları benimkilere değdiğinde gözlerimi şaşkınlıklaaçtım.
Beni donduran o suyun soğukluğu değil dudaklarıydı. Artık mücadele etmiyordum düzgün ve mantıklı düşünmeye çalışıyordum ama yapamıyordum.
Aniden yüksek bir patlama sesi duydum ve suyun üzerindeki ateşin parlak renklerini ve o dağınık teknenin batan parçalarını görebildim.
Gözlerimi kırptım ve o an fark ettim ki, Yibo bunların hiçbiriyle ilgilenmiyordu. Dudakları hala benim dudaklarımda ve gözleri kapalıydı. Kahverengi bukleler yüzümü gıdıklıyordu. Her şey yavaş hareket ediyordu.
Böyle kalarak beni de yanına çekti. Uzandığımızda derin bir nefes aldım ve onun da aynısını yaptığını hissediyordum ama yine de dudaklarımı bırakmadı.
Elleri bana çok nazik davrandı ve alt dudağımı ilk kez kemirdiğinde, engellemek ıslak gömleğini sırtından tuttum.
Şaşkın bir hal içersindm olduğumu fark ettim. Neden beni öpüyor neden geri çekilmiyor? Bir eliyle belimi sıkıca tutuyordu diğer eliyle başımı. Yumuşak dudaklarıyla dudaklarımı okşuyordu. Yavaşça kemirerek tadarak. Ç.n/baknz yedi çocugu
Artık düzgün düşünemiyordum ve onu durduramıyordum artık engellemekten vazgeçtim ve ne isterse yapmasına izin verdim.
Aniden durdurdu. Biraz uzaklaştı ve gözlerime baktı.
Panik ve gerginliğin ona daha çok çarptığını görebiliyordum ve dudaklarımda oluşan sırıtmaya engel olamadım.
Beni itti ve avluya doğru yüzdü. Ç.n/bakınız dengesiz
Onu izlerken gülümsüyordum.
Bina ve oradaki sürat tekneleri yanıyordu. Her şey patlamıştı ve Yibo'nun ne yapmaya çalıştığını anladım. Beni kurtardı.
Arkasından yüzdüm ve oturduğu yere tırmandım. Yanına oturdum gözlerimi ondan kaçırmadım.
Bana bakmıyordu. Tam karesi titriyordu ve onu% 100 rahatsız ediyordum.
"Matthew, ..... Matthew onunla birlikte." Dedi ve ben onun utançtan kızarmış kırmızı kulaklarını fark ettim.
Bir şey söylemek üzereydim ama aniden süratle yaklaşan bir teknenin sesini duydum. Oraya baktım üzerinde Haikuan ve Philip'i görünce çok şaşırdım.
"Kardeşim," Yibo hemen ayağa kalktı.
"İyi misiniz?" Bize seslendiğini duydum.
"Evet. Biz iyiyiz. Seni özledim Haikuan." Kalkmaya çalıştığımda seslendim.
Aniden Yibo uzanıp beni kolumdan çekti. Ona tekrar baktım ama gözlerini kaçırdı.
Geldikleri tekneye binmeye yönelirken ve Haikuan bana endişeli gözlerle baktığını görmüştüm.
"
"Sorun değil gege. Buna dayanabilirim. Ayrıca, az önce bir ilaç aldım." Yibo'ya bakmayı unutmadım ve onu sinirlendirdiğim için çok mutlu oldum.
"İlaç?" Haikuan sordu.
"Kardeşim, Hadi gidelim." dediğini duydum Yibo'nun ve Yibo benim kolumdan hafifçe tutarak tekne koltuğuna oturttu.
"Yu Bin ile iletişime geçmem gerekiyor." dedim
"Önce yaranı kapatmalısın." dedi Haikuan.
Yibo benden uzakta bir koltuğa oturdu, tekne hareket ettiğinde, kendimi durduramadım önümdeki oturan o eşşiz zarafetin tadını çıkardım.
-Bölüm sonu-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Whatever You - Yizhan
RomanceI fancy you, I love you, I want you, I can't leave you, I whatever you. Ajan Xiao Zhan bir Gangster tarafından kaçırıldı! Wang Yibo ise Gangster'in yanında çalışan bir adam. Yibo bu arsız Ajana karşı tepkisiz kalacak mı? Yibo'nun bilmediği gerçekl...