⑮️

1.5K 104 32
                                    

Jungkook

Gece uykum oğlumuzun bebefondan gelen ağlama sesiyle uyanmış ve ayağa kalkmıştım. Koşarak odaya girip oğluma yaklaştım. Onu kucağıma alıp salladım. Emziğini de takınca bir süre sustu. Emziği güçlüce emdi fakat yeniden ağlamaya başladı. Gerilmiştim. Sonra komodinde ki iki dolu biberonu görünce hemen alıp sıcaklığına baktım. Ilık olduğu için aç oğlumun ağzına verdim direk. Min Jae hemen mamasını içmeye başlayınca rahat bir nefes verdim. Kucağımda oğlumla sallanan sandalyeye oturup onu izledim.

"Sen çok mu acıktın hm?"

Onu izlerken gözüm gittikçe kapanmaya başlamıştı. Tam uykuya dalacak iken, Min Jae biberonu bitirmiş ve huzursuzca sesler çıkarmaya başlamıştı. İrkilerek gözlerimi açtım. Biberonu kenara bırakıp onu omzuma yatırdım. Sırtını hafif vurarak gazını çıkardım. Tişörtümden içeri girip, aşağı inen sıcak sıvıyla Min Jae'ye baktım.
Harika... kusmuştu!

Yüzümü buruşturdum.

"Min Jae! İğreenç"

Burnuma doğru gelen kokuyla midem bulanıyordu. Hemen ayağa kalkıp kucağımda ki kusmukluyu yatağa yatırdım.

"Kusacak başka bir yer bulamadın mı oğlum yaa."

Hemen tişörtümü çıkarıp, tişörtün kuru yeriyle omzumu sildim. Min Jae'e baktığımda onun üstünün kuru olduğunu gördüm. Min Jae'nin beşiğini sallamaya başladım. Bir yandan da ninni söylemeye başladım. Min Jae uyuduktan sonra üstünü örtüp Yu Jin'i kontrol ettim. Tebessüm edip elimde ki kirli tişörtümle odaya geri döndüm.

Odaya girdiğimde önce Jimin'e baktım. Arkası dönüktü. Odada ki kirli sepetine tişörtü atıp çantama ilerledim. Rastgele bir tişört alıp giymeye başlarken, arkama dönmemle Jimin'in beni izlediğini görmüştüm. Gözlerim açılmıştı.

"Sen uyumuyor muydun?"

"Hayır."

"Ne zamandır uyanıksın?"

"Min Jae ağladığından beri."

Duyduğum şeyle şaşırmıştım. O zaman ninnimi de duydu? 

Tabi duyar gerizekalı Jungkook. Bebefon hala açık ya!

Bakışlarımı kaçırdım ve tişörtümü giydim. Jimin bir süre sustuktan sonra tekrar ağzını açtı.

"Çok zayıflamışsın. Bundan sonra adam gibi yemek ye."

Ona baktım. Bu neydi şimdi?
Amaaan neyse ne salak.

"Peki."

"Sesin hala çok güzelmiş bu arada."

Noluyor lan???

"Peki."

Jimin hafif sırıtmıştı.

"Gel. "

Yanında ki boşluğu gösterdi.

"Peki."

Utangaçlığın vermiş olduğu gerginlikle pekiden başka bi bok diyemiyordum.

Yavaşça Jimin'in yanına yattım. Jimin üstüme yaklaşıp üstümü örttü ve yerine geri yattı.

"Sana tekrar sarılabilir miyim?"

"Tabii."

Jimin gülümseyip eski pozisyonunu tekrar aldı. Kollarımı ona sarıp daha çok kendime çektim.

"İyi uykular tekrar."

"Sana da iyi uykular."

Jimin

Jungkook Min Jae'nin ağlamasıyla hemen kalkıp odaya koşmasıyla uyanmıştım. Yerimde hiç hareket etmeden bebefondan onu dinledim.

Jungkook, Min Jae sırtına kustuğunda komik ve sevimli şekilde söylenmesine kıkırdıyordum.
Daha sonra Jungkook'un güzel sesi kulaklarıma dolunca neredeyse uykuya dalacaktım. Odaya Jungkook girince irkilerek uyandım ama hareket etmedim. Jungkook tişörtünü sepete atıp çantasından yeni tişört alırken arkama dönüp onu izledim.
Pekala, biraz süzmüş olabilirim??

O arkasına dönüp beni gördüğünde ki yüz ifadesine gülmemek için zor tuttum kendimi. Sonrasında her sorduğuma 'peki' cevabını vermesiyle utandığını anladım. Hafif sırıtıp onu yanıma çağırdım.
Tekrar utangaç şekilde yanıma yattığında göğsüne yatmak için izin istedim.
Bu sefer tabii cevabını vermişti.
Dünden razısın dimi şapşal şey?

Sabah'a karşı bu seferde kızımız ağlamaya başlamıştı. Jungkook yine irkilerek uyanmış ve koşarak odaya gitmişti.
Şimdi diyorsunuzdur niye sen de kalkmıyorsun, adamı yoruyorsun diye.
8 ay ben ne çektim anlattım size. Eğer hatırlamak isterseniz önceki bölümlere bakın derim.
Ayrıca o çocukları ben tek başıma yapmadım. Koyarken gayet memnundu halinden.
Şimdi de bebeklerim ona azcık koysun. Hıh.

Gözlerim kapalı şekilde bebefonu izledim. (Bu arada bebefon görüntülü olandan)

"Bu seferde sen mi kızım?"

Jungkook onu kucağına alıp biberonu ağzına tıkmış ve yine sallanan sandalyeye oturmuştu.
Yu Jin Jungkook'un ellerinin üstüne ellerini koymuştu. Jungkookda gülümseyip ellerini öpmüştü.

"Minik uğur böceği seni."

Dediği şeyin sevimliliğine gülümsedim.
Aslında çok iyi baba olurdun Jungkook bey ama paraya takılınca sonrasında da sana bir şeyler böyle takar işte.

Yu Jin tırnaklarını Jungkook'un eline bastırmıştı. Jungkook acıyla tıslayıp elini çekmişti hemen. "Benim bildiğim uğur böcekleri senin gibi olmaz. Sen artık hamam böceğisin Yu Jin."

Dediği şeye kahkaha atmıştım. Ama hemen elimi ağzıma kapatmıştım.

Jungkook, Min Jae de yaşadığı kusmuk olayını yine yaşamamak için omzuna bir bez atmıştı. Yu Jin'i bezin üstüne, omzuna yatırıp gazını çıkardı.
Yaklaşık yarım saate kadar Yu Jini de uyutup gelmişti.
Jungkook derin bir nefes alıp yine yanıma yattı. Kollarını belimin üstüne sarmış, başını da karnımın üst kısmına yaslamıştı.
Dikişlerime değmemeye dikkat ediyordu belli ki.
Bende kollarımı ona sarıp, saçlarını okşadım.
Memnun bir mırıltı çıkarıp gözlerini kapattı.
O hemen uykuya dalarken ben de onu izlemeye devam ettim.

Ne düşüneceğimi bilmiyordum. Bebefonun ekranından bebeklerime baktım. Orada bir bebek daha olmalıydı...
Ama şuan kollarımın arasında ki yüzünden yoktu.
Hemen yaptığımı fark etmemle kollarımı ondan ayırdım ve yatakta doğruldum. Jungkook yine uyanmış ve kaşlarını hafif çatıp bana bakmıştı.

"Sorun ne?"

"Yok bişey."

Ayağa kalkıp, tam kapıya giderken bileğimi tuttu.

"Noluyor Jimin? Yoksa karnını mı acıttım? O yüzden mi gidiyorsun?"

Sinirle soluyup kolumu çektim elinden.

"Hayır. Sadece yaptığım şeyin farkına vardım."

Jungkook şaşkınca bana bakıyordu şimdi. Ona yine sinirli şekilde bakıp odama döndüm.
Bebeklerimi kontrol edip yatağıma döndüm.

Ne yapıyorsun sen Park Jimin! O bebeğinin katili. Seni kandırmaya çalışıyor sadece.

My beauty~Jikook + ???✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin