②️⑥️

1K 76 41
                                    

Jungkook

"Sen...?"

"Ben b-bipolarım..."

"Ne?"

Namjoon hyung önümde bilmem kaçıncı kez ağlarken bende şaşkınca ona bakıyordum.

(Lütfen bundan sonrasını iyi okuyun. Çünkü Namjoonun asıl hikayesi ve olabildiğince hüzünlü yapmaya çalıştım)

"B-babam beni bu yüzden terk etmişti. S-size yalan söyledim. B-beni yurda değil a-akıl hastanesine kapatmıştı. On iki yaşıma kadar o-orda kaldım. İ-iyileşmiş gibi yapıp çıktım ordan. S-sonra sokakta kaldım bir süre. Y-yaşlı bir teyze vardı. Oğlu devlet binasında çalışıyormuş v-ve beni devlette çöp toplayıcısı olarak işe aldılar. Biraz para biriktirebilmiştim bu sayede a-ama o paramda çalınmıştı. S-sonra beni devlet yurda verdi. Yurtta çok arkadaşım yoktu. Y-yalnızdım hep. K-karanlık yaparlardı geceleri. Lambayı açmama izin vermezlerdi. O-o yüzden karanlıktan korkuyorum. A-ama bir gün yine karanlıktan korkup uyuyamadığımda bir çocuk geldi yanıma..."

Sustu ve kıkırdadı sonra.

"O çocuk... benimle uyudu. Sarıldı, saçlarımı okşadı... Her korktuğumda veya bir sıkıntım olduğu zaman rahatça yanına gelmeme izin vermişti. O çocuk benden büyüktü ve onun sayesinde az stresim oluyordu. O çocukla üç yıl boyunca dost kaldım. Ama ben iki sene sonrasında ona aşık olmuştum. Fakat o beni dost olarak görüyordu hala sanırım. Sonra... o çocuğu bir aile evlat edindikten sonra tamamen ayrıldık. İtalyaya taşınmışlardı."

Ben üzgünce onu dinliyordum sadece. O da yere bakarak her şeyi anlatıyordu.

"O-o gidince tekrar yalnız kalmıştım. İlk aşkımdan ayrılmıştım. Hatta o onu sevdiğimi bilmeden. Ona diyememiştim seni seviyorum diye. Korkmuştum...
S-sonra... on sekiz olduğumda yurttan çıktım ve çalışarak kendime minik tek odalı bir gecekondu alıp orda yaşadım. Çalıştığım restoranda bir başka çocuktan hoşlanmaya başlamıştım... "

Tebessüm eden yüzü yine düşmüştü. Gözleri tekrar dolmaya başlamıştı.

"Ona onu sevdiğimi söylemiştim. O da bana şans vermişti ve çıkmaya başlamıştık. 2 ay her şey yolunda gitmişti. Fakat sonra ona bipolar olduğumu söylemiştim. Çünkü ondan bir şey saklamak istemiyordum. Aramızda gizli saklı hiçbir şeyin olmamasını istiyordum. Fakat o... 'd-deli birisini hayatımda istemiyorum' dedi..." (Skam'a selamlar)

Üzgün bir şekilde onu dinlemeye devam ediyordum. Ve o şimdi yaşlarını akıtmaya başlamıştı. Bir süre sustu ve burnunu devam anlatmaya devam etti.

"B-beni gittiğimiz göl kıyısında öylece terk etti... ondan sonra ki iki ilişkimde de aynı şey olmuştu. Hepsi beni bu sikik hastalık yüzünden terk etmişti. Bu yüzden Seokjin'e demedim. O... diğerlerinden farklı çünkü."

Onu anlatmaya başlayınca yüzü tekrar gülmüştü.

"O-o... çok narin, çok güzel, çok sevimli... o... o hiç tatmadığım anne şefkatini verdi bana. O hem annem hem babam oldu benim... 

Biraz da olsa gülen suratı yine düşmüştü.

"A-ama yine kaybettim.*hıçkırık* annemi ve babamı yine kaybettim. *hıçkırık* Seokjin'i kaybettim... "

İşte yine ağlamaya başlamıştı.

"O-onunda beni terk etmesinden o kadar çok korktum ki... o-onu da kaybetmekten çok korktum Jungkook..."

"Şhh...sakin ol hyung..."

Şiddetle ağlayan hyungımı göğsüme çekip sıkıca sardım onu.

"O-ona asla v-vurmak istememiştim yemin ederim. O-onun o m-minik yüzünü asla i-incitmek istememiştim."

My beauty~Jikook + ???✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin