Sweet But Lil Psycho | shujin [✓]

20'gizemli adam V

Bölüm şarkısı | Billie Eilish - All The Good Girls Go To Hell

medya; Jimin'i özledim- NE!?
-Taehyung

---------
Taehyung:

Bulunduğum ortam tam bir günah yuvasıydı. Kimin eli kimin cebinde gerçekten hiç belli değildi. Bana yaklaşan ve geceyi birlikte geçirmek isteyen onlarca idol olmuştu. Üstelik kriterli yoktu, sadece işlerini görüp gitmek istiyorlardı. Aslında onlara kızamıyordum. Şirketler tarafından sürekli bastırılan insanlardı onlar ve illaki bir çıkış yolu arıyorlardı sadece seçtikleri yol doğru değildi. Jimin ve onun arkadaşları ile açtığımız oturumdan sonra burada geçirdiğim beşinci geceydi. O günden bugüne bir hareketlilik sezmemiştim, ta ki düne kadar.

Burayı işleten kişinin Kyungsoo adında bir davar olduğunu öğrendiğimde dedektiflik görevimde ilk adımı atmıştım. Bir şekilde burayı ayakta tutuyordu ama kendisininde buradakilerden bir farkı yoktu aslında. Onun bir vitrin olduğuna emindim. Arkasında birileri olmalıydı bunu kanıtlayan nitelik ise dün çıkan yaygaraydı. Yuqi'nin kayıtları yürütmesi üzerine bir şekilde sistemde açık olduğu anlaşılmış ve birçoğunun görüntüleri sosyal medyaya düşmüştü. Aslına bakılırsa bizim bir suçumuz yoktu yani görüntüleri biz yaymamıştık. Sistem çok korunmasız bırakılmış olmalıydı ki kolayca hacklenebiliyordu. Neyse bu ayrıntıyı geçersek eğer idoller çıldırdı ve Kyung'a saldırdılar. Kesinlikle mecazen değil en son adamın kaşı patlamıştı. Halledeceğini söyleyip duruyordu ama kafasının yerinde olmadığı belliydi. Kargaşadan sıyrıldığında korumaları ile birlikte dışarı çıkmıştı. Ben de sigara dumanımı maske ederek peşinden çıktım. Ara sokağa girip birisini aradığında ise emin olmuştum, bu adam kesinlikle kuklaydı. Az buçuk duyabildiğim kadar dinlerken fark etmiştim. Üstelik ne kadar yavşak yavşak konuşsada telefonu kapattığında yüzündeki çaresiz bakışlar ile işe yaramazın teki olduğu anlaşılıyordu.

Dün gecenin ardından ilk zaferimle oradan çıkıp Jimin'e haber vermiştim. Şükür ki hala yanıma gelmek için diretmiyordu. İlk başta minik civcivim peşime takılacak diye ödüm kopmuştu. O burada olsaydı kesinlikle hiçbir olaya odaklanamazdım. Aklıma geldikçe odağım kaybolurken yanımda olsa ne yapardım acaba...

İşte yine başladığım noktadaydım beş gündür oturduğum köşe koltukta elimde rom bardağım ile diğerlerini izliyordum. Bugün bir şey olsa iyi olurdu yoksa işler gittikçe sıkıcı olmaya başlayacaktı. Üstelik Shuhua'dan da herhangi bir iz yokt-

"Siktir."

Şuan cidden hayal kırıklığına uğramış hissediyordum. Çünkü şapkasını yüzüne kadar indirmiş siyahlar içindeki kadın Kyungsoo'nun yanında yürüyordu. Bu cidden yaşanıyor mu şuan? Rom bardağını kafama dikip tekrar gözlerimi ikiliye çevirdiğimde cidden oradaydı ve köşedeki odaya doğru yürüyorlardı. Adi herif ise dünkü gibi çevredekilere korkarak bakmıyordu. Shuhua'nın bu işin içinde olmasını gerçekten hiç istemiyordum ben. Jimin'im ve arkadaşları dağılırlardı...

Ayağa kalkıp insanlara belli etmeden onların tarafına yürürken dikkatli olmaya çalışıyordum. Fark ederlerse başlattığımız savaşı baştan kaybederdik. Kırmızı kapılı loş odanın çarprazına geldiğimde Kyung'un bir anda bana dönmesi dengemi şaşırtmıştı. Niye öyle bakıyordu bu adam. Hadi be niye bana doğru yürüyorsun! Al işte Shuhua da beni gördü. Tanrım bu bir rüya olsun lütfen.

"Hey sen,"

Elimle kendimi işaret ettiğimde gözlerini devirip tamamen karşıma gelmişti. Üstünden gelen alkol kokusu burun direğimi sızlatmıştı.