Yıllardır hapis olmuş gibi içinden çıkamadığım hastanenin dışarısına atmıştım kendimi.Gözlerimden akmasını durduramadığım yaşlar sakince yağan yağmura karışırken adımlarımı mavinin en güzel göründüğü yere doğru yönlendirdim.
Sonsuz olan su içimdeki boşluğu bir nebze olsun dolduruyordu.
Cebimden telefonumu çıkarıp kardeşimden sorumlu olan hemşireye bir mesaj attım.
Siz: Bir süre dışarıda olacağım.Uyanınca haber verirsen sevinirim.
Paltomun cebine geri attım telefonumu.Yağmur hızını biraz daha arttırmıştı.Sonsuz mavilikle karışan mükemmel görüntüyü hemen görmek istediğimden adımlarımı hızlandırdım.
Vardığımda oturmak yerine üstümdeki paltoyu yağan yağmura inat çıkarıp boş banka bıraktım.Aşık olduğum mavi tüm olağanüstülüğü ile şimdi karşımdaydı.
Hayatımdaki bütün kötülükleri unutmak istercesine derin nefesler aldım.Üşüdüğümü hissetmemle aynı anda üstümde gezinen iki çift gözüde hissetmiştim.Kafamı çevirip sağ tarafa doğru baktığımda bana,ellerini simsiyah paltosunu sokmuş,ayağında ki yine simsiyah botlarla yere vurarak ritim tutturan ve gözlerini benim bakmama inat hiç çekmeyen aksine daha kararlı bakan bir kadın ile karşılaşmıştım.
İnatla bana bakmayı sürdürüyordu.İçimin titrediğini hissettiğimde bunun soğuktan olmasını diledim.Kadın bakışlarını benden ayırmadığı gibi gittikçe bana yaklaşmaya başlıyordu.Gözlerimi ondan çektiğim de içimin huzursuzlukla dolduğunu hissettim.
Göz ucuyla tekrar baktım geldiği yöne.Sakin adımlarla gidip bankta duran paltomu aldı.Cesaretimi toplayıp siyah gözlerine baktım.
"Kimsiniz?Neden paltomu alıyorsunuz?"
Cevap vermeden elindeki paltomla bana doğru yaklaşmaya başladı.Gözlerini benden bir saniye olsun ayırmıyordu.Yüzünde ki anlamsız donukluk güzelliğinin önüne geçmişti.Tam karşımda durduğunda gözlerini yine benden ayırmadan sağ elindeki paltomu bana doğru uzattı.
Konuşmaya başlaması için bir süre bekledim paltomu elinden almadan.İnat ile uzatmaya devam ediyordu.Pes edip elinden paltomu aldığımda yüzündeki donuk ifadenin sesine daha fazla yansıdığını fark ettim.
Her şeyiyle bir buz gibi karşımdaydı.
"Nisan yağmurları güzeldir ama acımasızdır da.Paltonuzu giyin."
Bir şey dememe fırsat vermeden arkasında ne olduğunu anlamaya çalışan bir ben bırakarak kendinden emin adımlarla karşıya geçtikten sonra gözden kayboldu.
Bir anda kendimi paltoyu giyerken bulmuştum.
Gözleri,sanki bunu yapmam için bir tehditti bana.
Bir süre gözden kaybolduğu yere doğru baktım.Ardından telefonuma gelen bildirim sesiyle gözlerimi oradan çekip paltomun cebine doğru yönelttim.Ekranı açtığımda beklediğim mesajı görmüştüm.
Hemşire: Hazal uyandı.Sizi soruyor.
Eheheh ben geldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nisan Yağmuru (GxG)
Teen FictionÜşüdüğümü hissetmemle aynı anda üstümde gezinen iki çift gözü de hissetmiştim.Kafamı çevirip sağ tarafa doğru baktığımda bana;ellerini simsiyah paltosuna sokmuş,ayağındaki yine simsiyah botlarla yere vurarak ritim tutturan ve gözlerini benim bakmama...