"Ben seni çağırmadım ama sen yinede hoş geldin"
Annemin bana seslenişi üzerine hemen mektubu katlayıp yatağımın altında duran büyük kalpli kutunun içine koydum. En son ki doğum günüm de ablam bu kutunun içinde bana bir sürü çikolata almıştı ve oturup beraber yemiştik. Tabi o her zamanki gibi bir iki tane almış sonra bırakmıştı. Oysa ben tüm kutuyu bitirmiş, akşam da karnım ağrıyor diye hastanede bir şişe serum yemiştim. Annem ne olduğunu sorduğunda ise üşüttüm demiştim. Çünkü çikolatadan olduğunu bilseydi kesin ya bana bir daha çikolata yedirmez yada bana çikolata aldığı için ablamı azarlardı. O gün bu gündür bu kutunun içinde benim için değerli olan şeyleri saklıyorum. Tabi içinin hâlâ bitter çikolata koktuğunu saymazsak.
Mektubumu kalpli kutuma özenle yerleştirdim ve salona, annemin yanına gittim.
Kapıdan başımı uzatıp anneme seslendim."Efendim annecim?"
"Kızım hadi şöyle bol köpüklü bir kahve yap da karşılıklı içip anne kız günü yapalım"
"Tamam annecim" deyip mutfağa doğru ilerlerken annemin arkamdan "hayret mızmızlanmadan evet dedi" diye söylenmesini işittim. Haklıydı. Normalde olsa binbir bahane uydurur yinede tamam demezdim kahve yapmaya bugün üzerimde öyle bir hava vardı ki sanki kim benden birşey istese evet diyebilirdim.
Kahveleri hazırlayıp annemin yanına gittim. Annem çoktan ön balkona çıkmış beni bekliyordu. Kahve tepsisini masanın üzerine koyup puf koltuğuma yerleştim. Annemin direnişlerine rağmen ön balkonu ablamla beraber baştan yaratmıştık adeta. Yere rengarenk puf koltuklar döşemiş ortaya ise küçük bir masa koymuştuk. Tavana ise renkli ışıklandırmalar asmıştık. Karşımızda ki deniz manzarası ise bu güzelliğe güzellik katıyordu.
Annem ile koyu bir sohbete dalmıştık ki telefonum çalmaya başladı. Telefonun ekranına baktığımda arayanın Çağla olduğunu fark ettim.
"Anne Çağla arıyor, ben bir konuşayım" deyip odama geçtim. Telefonu açıp konuşmaya başladım."Efendim Çağlacığım"
"Naber kuzum nasılsın"
"İyiyim bende canım sen nasılsın?"
"İyi bende, ya biz bugün tüm tayfa toplanalım diyoruz sahilde sende gelsene canım"
"Tamam canım akşama oradayım, sen konum atarsın"
"Tamam anlaştık o zaman, hadi öptüm seni bayy"
Sıradan geçen bir kaç saatin ardından hazırlanmaya koyuldum. Siyah kot şotum ve beyaz bir tişörte karar verip yanımada sahil gece soğuk olabilir diye kot ceketimi alıp annemin yanına gittim.
"Anne biz arkadaşlarla sahilde buluşucaz da gidebilirmiyim bende?"
"Tamam git kızım ama çok geç kalma bak gece vakti çok merak ederim"
"Tamam annecim çok geç kalmam" deyip yanağına öpücük kondurduktan sonra beyaz spor ayakkabılarımı giyip evden çıktım.
Kerem tabiki de ortalarda yoktu. Zaten o hep karşıma böyle güzelken değildi pijama takımlarımlayken çıksın!
Yol boyunca aklıma birden gelen düşünce tüm yol boyunca aklımı karıştırıp durmuştu. Acaba bu Gece denilen çocuk bizim sınftan olabilirmiydi? Ama öyle olsaydı şimdiye kadar fark ederdim herhalde değilmi? Ya fark etmediysem?
Çağla'nın konumuna göre bizimkiler sahilin sonundaki kafedeydi. Eylül ayında olmamıza rağmen geceleyin sahilin soğuğu tenimi ısırmaya başlamıştı bile. Bu yüzden ceketimi giyip kafeye doğru ilerlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş'li Bir Gece'de
RomanceTüm yıldızlar geceye aşıktı. Sadece o geldiği zaman parlıyorlardı gökyüzünde. Oysa gece yıldızların farkında bile değildi. O güneşe aşıktı. Bilse de o gelince yitip gitmek zorunda kaldığını yine de razıydı. Güneş ise aya sevdalıydı. Gece geldiğinde...