"Bir sonbahar akşamı düştün kalbime, hiç gitme istedim ama sen kalbimde kuruyup yok oldun. Yağmur suyu aldı götürdü seni, ve bir güneş tutulması geri getirdi. Peki bu nasıl bir geri dönüştü? Masum temiz mi, yoksa kirli ve yalan dolumu?"
Ağacın arkasında şok içinde Koray'ı izliyordum. Notumu denizden aldı ve cebine koyup yürümeye başladı. Ama neden? Yoksa, yoksa Koray Gece olabilirmiydi? Daha neler artık? Ama ya olabilirse? Hem ben o notu denize attığmda Koray'ın arkası dönüktü, görmüşte olamaz. Denize not attığımı bilmesininde sadece tek bir açıklaması vardı. Olabilirmiydi? Koray Gece olabilirmiydi? Ya gözleri? Kafam iyice karışmıştı.
Eve gider gitmez Çağla'yı aradım ve Koray'ın Gece olabileceğinden şüphelendiğimi anlattım. Zaten Çağla'dan başka Gece'yi bilen kimse yoktu.
"Güneş önce bir sakin ol. Şimdi sen Koray'ın Gece olabileceğinden mi şüpheleniyorsun?"
"Evet evet, yani neden olmasın ki? Hem gözlerine lens takmış olamaz mı?"
"Tabiki olabilir ama hemen heveslenme. Önce bir araştıracağız."
"Nasıl?"
"Şimdi şöyle, senin anlattığına göre sen denize değil odana koyunca mektubunu bu çocuk gelip odandan alıyor değilmi?"
"Evet"
"O zaman aynen böyle yapacaksın ve odana kamera yerleştirip bana geleceksin. Ama okula da gelmeyeceksin ve ben bir şekilde Koray'ın duymasını sağlayarak senin hasta olduğunu söyleyeceğim. Tabi Koray da eğer gerçekten Gece ise senin mektup yazacağını ama denize atamayacağını anlayacak ve seni bana gelirken görüp gizlice odana girecek ve mektubunu alacak. Nasıl?"
"Çağla çok güzel ama ben sahile gidemeyecek kadar hastaysam sana nasıl geleceğim akıllı arkadaşım?"
"Ayy haklısın tamam ben gelir seni alırım merak etme."
"İyi tamam o zaman, görüşürüz" deyip telefonu kapattım ve derin bir soluk aldım. Ya Gece Koray ise? Ya benim aşık olduğum çocuk Koray ise? Çıldıracağım!
~•••~
Bugün aynen Çağla'nın dediği gibi odama küçük bir kamera yerleştirdim ve notumu yazdım. Anneme hasta olduğumu söyleyip okula da gitmedim. Anneme de yalan söylemek zorunda kaldığım için kendimi çok kötü hissediyordum. Yazık annem sabahtan beri çorba yapayım mı? Hadi hastaneye gidelim diyerek başımda dolanıp duruyordu.
Sonunda kapı çaldığında Çağla'nın geldiğini umut ederek kapıya gidiyordum ki annem dinlenmemi söyleyip kapıyı açtı. Bende gidip yatağıma uzandım. Odamın kapısı açıldığında hemen doğrulup "Çağla?" diye bağırdım. Koray? Bunun ne işi vardı burada?
"Nasılsın Güneş?" deyip yanıma oturdu.
"B-ben iyiyim."
"Sana dün hasta olacağını söyledim değilmi? Bak oldun işte!"
"İyiyim ben Koray. Yarına birşeyim kalmaz."
"Kaza yaptığımız gün de yağmur yağıyordu Güneş. Anne babamı kaybettiğim gün de yağmur yağıyordu. Daha birçok zor ve üzücü anlarımda da yağmur yağıyordu. Yağmur sanki hep benden birilerini alıyormuş gibi değilmi? Bu yüzden dün seni öyle ıslak görünce çok sinirlendim. Sen öyle bir yanımda kalki yağmur bile götüremesin seni benden, olur mu?"
Yavaşça başımı salladım sadece. Benden de çok şey götürmüştü yağmur. Ve ben benden giden en büyük şeyin sen olduğundan şüpheleniyordum şu anda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş'li Bir Gece'de
Любовные романыTüm yıldızlar geceye aşıktı. Sadece o geldiği zaman parlıyorlardı gökyüzünde. Oysa gece yıldızların farkında bile değildi. O güneşe aşıktı. Bilse de o gelince yitip gitmek zorunda kaldığını yine de razıydı. Güneş ise aya sevdalıydı. Gece geldiğinde...