Sevgilim...

22 1 0
                                    

"Hayallerimdeki adam sen değildin ama sen hayatıma girince ben tüm hayallerimi sana adadım."

Ya ben hayal görüyordum yada bu gerçekti. Doğrulamak için Çağla'ya baktığımda oda aynı şaşkınlıkla Gece'ye, yani Koray'a, bakıyordu. Ama ben bugün ondan şüphelendiğimde o... Tabi ya ondan şüphelenmemem için öyle söylemişti. Sarıldığımda öyle taş kesilmesi de bu yüzdendi. Beni kandırmış, üzülmemi istemediğini söyleyip en çok o üzmüştü. Gözlerine baktım bitkince. Simsiyah gözlerine...

"Hangisi gerçek? Koray'mı Gece mi?" diye sordum ağlamaklı bir şekilde. "Yoksa ikisi de mi yalan?"

"G-güneş." dedi oda aynı tonda. Boğazıma oturan yumru üzerine konuşmaya değil nefes almaya bile gücüm yetmiyordu sanki.

"Cevap ver! Niye kandırdın beni? Niye söylemedin? Neden gittin? Neden tekrar hayatıma girdin? Ne istiyorsun benden, kafayı yememi mi? Ama çok az kaldı merak etme! Konuşsana! Cevap versene!" diye sesimin çıktığı kadar bağırarak göğsünü yumruklamaya başladım. "Cevap ver!" En sonunda tüm gücüm tükendiğinde yere düşmek zorunda kaldım. Koray ve Çağla'da benimle aynı anda yere çömeldiler.

"Güneş sakin ol canım." Çağla'da en az benim kadar şaşırmıştı ve ne yapacağını şaşırmıştı. Koray ise konuşmuyordu bile. Öylece bakıyordu. Cevap vermesi için umutla gözlerine bakarken o her sustuğunda biraz daha sönüyordu umutlarım. Ama artık tüm umutlarım tükendiğinde son gücümle caddeye doğru koştum ve bir taksi aradım.

Koray ise aynı anda yanıma doğru koştu ve kolumu tutarak "Konuşmamız lazım!" dedi.

"Ne anlatacaksın? Beni kendine aşık edip, sonra bırakıp gidip, hayatıma tekrar girip ama söyleme gereği bile duymadığınımı anlatacaksın? Eğer sabah Gece olduğunu itiraf etseydin sana hesap bile sormazdım Koray ama sen yine numara yaptın ve beni çok büyük bir hayal kırıklığına uğrattın. Kaç defa kaç kişiden şüphelendim biliyor musun? Ama her seferinde sonuç hüsran. Bunları bana neden yaptığınımı anlatacaksın?"

"Güneş ben böyle olsun istemedim. Lütfen affet beni, herşeyi anlatacağım sana."

"Anlat o zaman, hadi!"

"Benimle gel, anlatacağım."

Çağla hemen koşup yanımıza geldi. "Olmaz! Seninle tek başına gönderemem Güneş'i. Onu bu kadar üzdüğün yeter! Bırak Güneş'in peşini! Elbette onu gerçekten seven biri bulunur, yalansız dolansız."

"Onu benden daha fazla kimse sevemez!"

"Ve de onu senden daha fazla kimse üzemez!"

"Bana bak kapa çeneni artık! Güneş yürü!" Koray kolumdan sürüklemeye başladığında direnecek gücüm bile kalmamıştı. Bir taksi ile Koray'ın evine geldiğimizde etraf o kadar dağınıktı ki adım atacak yer kalmamıştı. Yerler yastık pamuğu ve cam kırıklarıyla doluydu. Tüm eşyalat ya kırık yada sağlam yerde darmadağınıklardı. Ne olmuştu buraya böyle?

"Koray ne yaptın buraya?" Hiçbirşey söylemeden kolumdan çekip odası olduğunu tahmin ettiğim bir odaya götürdü beni. Duvarlar simsiyahtı ve tavanda kocaman bir güneş figürü vardı. Yatağının altından aynı bende ki gibi olan bir kutu çıkardı ve yatağın üzerinde ters çevirip döktü. İçinden birkaç tane plastik poşetin içinde siyah kağıtlar dökülmüştü. Bunlar, bunlar benim yazdığım mektuplardı.

Yavaşça gidip yatağın üzerine oturdum ve notlarımın üzerinde ellerimi gezdirdim. Daha kurumamışlardı bile. Koray'da yavaşça elini uzatıp elimin üzerine yerleştirdi. Gözlerimi gözlerine çevirdim ve "Anlatmayacak mısın?" diye sordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 27, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Güneş'li Bir Gece'deHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin