•1•

3K 65 62
                                    

HERKESE SELAAM!! Baya bi Sernis kitabı okudum. Şimdi de yazma vakti.

Bu giriş bölümüydü. O yüzden pek olayımız yok. Gusura bakmayın yane.

Yorumlarınızı yorum atmayı unutmayın!

Oy verirseniz de hoş olur yani.

•••

Sercan Yıldırım

Çeyrek finalden önceki son konseydeyiz ve aşırı derecede rahatsız bir şekilde oturuyorum. Geçen hafta adaya veda eden isim Nisa oldu. O giderken ne kadar içim parçalansa da bi şekilde devam etmek zorunda kaldım. Bu hafta da ben potaya girdim ve inanın son haftalarda ne olacağı hiç belli olmuyor.

Acun: Adaya... hayallerine... veda eden kişi... Sercan. Evet Sercan ne hissediyorsun?

Sercan: Sonuna kadar savaştım. Elimden geleni yaptım. Buraya kadarmış. Kalan arkadaşlarıma başarılar diliyorum.

Herkesle vedalaştım. Tam Cemal'in yanından geçerken Cemal benim duyabileceğim bi sesle bana seslendi.

Cemal Can: Pişt! Seninkine selam söyle.

Yüzümde bir gülümseme oluştu. Virüs dolayısıyla herkes burdaydı ama Nisa elenmeden önceki hafta elenen yarışmacılar Türkiye'ye dönmüştü. Yani burda bir tek Nisa ve ben kalmıştım. Şimdi nasıl üzülebilirim ki elendiğime?

Nisayla aramızda yaşananları herkes biliyor zaten. Tüm olay da herkesin bildiği kadar. Sadece birkaç konuşmayı bilmiyorlar. Ben Nisa'yı çok güzel sevdim ama takımlar oluşurken "Ben Sercanla olamam." dediğinde her şeyi bitirmiştim. Sizi istemeyen birini sevmek o kadar ağır ki. Tahmin bile edemezsiniz.

Anlamadığım şey ise Nisa'ya bugüne kadar hiçbir zararım dokunmazken benden bu kadar kaçması. Bu beni cidden üzüyor.

Ama Nisa elendikten sonra Cemal bana gelip "Kendini bu kadar üzme. Nisa yarışma olduğu için kendini hep geride tuttu. Dışarıda olsaydınız daha farklı olurdu." dedi ve bu yeniden tüm ümitlerimi yeşertti.

Konsey alanının dışına doğru yürürken kamera açısından çıktığım gibi gülümsedim ve "Belki..." diye fısıldadım.

Gelen araca bindim. Bir evin önünde durmuştuk. Ev ikiz villa tipindeydi ve iki evin tam ortasında minik bir havuz vardı. Teşekkür edip arabadan indim. Eve tam girecektim ki yan villadan çıkan Nisa'yı gördüm.

Saçlarını her zamanki gibi örmüştü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Saçlarını her zamanki gibi örmüştü. Eline aldığı kahvesiyle dışarı çıkıyordu. Benden, benim elendiğimden hatta hemen yanındaki villaya yerleştiğimden habersiz bi şekilde elindeki telefonuyla ilgilenmeye başladı.

Ona baktım. Baktıkça daha çok bakasım geliyordu. Peki benim burda olduğumu öğrense yine bu kadar rahat olur muydu?

Başımı iki yana sallayıp eve girdim. Üstümdeki kıyafetlerden kurtulup güzelce duş aldım. Temizlenme hissinden sonra mutfağa indim. Buzdolabı Acun Medya tarafından doldurulmuştu. Hemen bir şeyler araştırdıktan sonra aklımdaki planı devreye soktum. Dolaptan süt kakao ve çikolatayı alarak iki kupa sıcak çikolata yaptım. Nisa'nın buna hayır diyemeyeceğine neredeyse emindim.

Iki kupayı elime alarak dışarı çıktım. Nisa hâlâ aynı yerinde oturuyordu. Küçük masaya kupasını bıraktım.

Sercan: Oturabilir miyim?

Nisa: Ne? Sercan? Sen? Elendin mi ya?

Şaşkınlığı karşısında gülümsedim. Ne tatlı şaşırıyordu ya.

Sercan: Evet öyle oldu.

Hasretinden dayanamadım arkandan geldim demek vardı da neyse...

Nisa: Çok üzüldüm ya. En azından yarı finale kalmanı isterdim.

Bana karşı sıcak oluşu beni şaşırtmıştı. Beni terslemesine kendimi alıştırmıştım ama buna asla...

Sercan: Neyse yarışmada kaybettik başka yerlerde kazanırız biz de.

Cümlemi bitirdikten sonra yaptığım imayı anlayıp başını eğmesini hayranlıkla izledim. Şampiyon olmak için girdiğim yarışmada çok daha büyük bir şey kazanmıştım: Nisa Bölükbaşı'yı.

Belki (SerNis)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin