Oylarınız yazmak için beni daha çok motive ediyor.
Hepsine cevap veremesem de paragraf arası yorumları okumak en büyük eğlencelerimden biri.
O yüzden oy ve yorumlarınızı bekliyorum. ♡
•••
Voleybol ligi kapanmış ve ligi güzel bir sırada bitirmiştik. Sercan ise Galatasaray ile anlaşmıştı. Antrenmansız olduğu için Galatasaray'ın süper kupa maçında sahada olamayacaktı. Bu sebeple beraber maçı izlemeye karar vermiştik. Ilk kez stadda maç izleyeceğim için çok heyecanlıydım.
Giydiğim Galatasaray formasına son bir kez baktım. Sercan Yıldırım formaları basıldığı gibi almıştım. Sevgilimin sürekli izlediğim futbol takımında oynaması beni aşırı mutlu ediyordu.
Sercan: Vaayy ne kadar yakışmış.
Nisa: Her maçta giyiyorum ben Galatasaray formasını. Ben de Galatasaray'ın bir oyuncusuyum unutma.
Sercan: Ama arkanda Sercan Yıldırım yazmıyor.
Nisa: Nisa yazıyor aynı şey.
Sercan: Arada senin de romantikliğin tutuyor ha, iyi gidiyoruz bence.
Nisa: Aynı anda romantik olamamamız dışında bir problem yok.
Sercan: Çok romantik bir yere gidiyoruz şimdi. Gidelim hadi stada.
Beraber stada oyuncuların girdiği kapıdan girince heyecanım kat kat daha fazla artmıştı. O uzun koridordan ilerlerken önümüze çıkan futbolcu ise son beklediğim kişiydi.
Muslera: Sercan! Hoşgeldin kardeşim! Merhaba Yenge.
Muslera'nın müthiş aksanı ile gülmeden edemedim. Gülen yüzü ise gerçekten hiçbir insan Muslera'dan nefret edemez gibi hissettiriyordu.
Sercan: Hi bro! (Selam kardeşim!)
Sercan ve Muslera önceden de tanışıyordu. Bu nedenle daha samimi olmaları şaşırılmayacak bir şeydi.
Nisa: Hi! How do you feel? Can we win? (Selam! Nasıl hissediyorsun? Kazanabilir miyiz?)
Muslera: Of course. If there is a cup Galatasaray will take it. (Tabiki. Eğer bir kupa varsa Galatasaray alır.)
Muslera ile biraz daha konuştuktan sonra tribüne yerleştik. Ben beklerken ne kadar heyecanlı olsam da biraz sıkılmıştım. Oturduğum yerde biraz yayılarak başımı Sercan'ın omzuna yasladım. Sercan bu hareketimle gülümsemişti.
Maç saati gelince iki takım da sahaya çıktı. Heyecanla yerimde dikleşirken Sercan'ın sesini duydum.
Sercan: İyiydik böyle ya.
Maçın başlamasıyla da heyecandan artık ölüyordum. Sahada olmak daha kolay yemin ediyorum ya.
Tribünlerden yükselen marşa Sercanla ikimiz aynı anda eşlik etmeye başladık.
Nisa&Sercan: Çocukluk aşkımsın
Sen ilk gözağrımsın
Kimseyi, kimseyi sevmedim senin gibi
Sevdanın uğruna terk ettim her şeyi
Hayatın anlamı Galatasaray...Tribündeki ses o kadar görkemliydi ki tüylerim diken diken olmuştu.
Sercan: Sevgiliyle marş söylemek mi? Vardı bi hayalimiz gerçek oldu.
Nisa: Sevgiliyle Galatasaray maçına gitmek mi? Vardı bi hayalimiz gerçek oldu.
Maçta dakika 30'a gelirken kaleye bir çok şut çekilse de hiçbiri gol olmamıştı. Ama biz aynı heyecanla izlemeye devam ediyorduk.
Onyekuru ayağındaki topu Falcao'a doğru attı. Ben kaleye arkası dönük olduğu için atamayacağını düşünürken rövaşata atarak topu kaleye soktuğunda heyecanla ayağa fırladım. Sercan da benden farksız değildi.
Aynı anda birbirimize dönerek sarıldık. Kameranın bizi çektiğini fark edince de gülmeden edemedim.
Nisa: Çıtayı baya yükseğe çıkardı Falcao Bey. Bakalım senden neler göreceğiz?
Sercan: İddialı olmaya gerek yok. İcraat önemli.
Nisa: İçine Cemal mi kaçtı senin?
Maçın geri kalanı en az başı kadar güzeldi. Donk'un attığı kafa golüyle maçı 2-0 kazanmıştık. Gayet keyifli bir şekilde girdiğimiz kapıdan çıkmak için harekete geçmiştik. Öncelikle Fatih Hoca ile karşılaştık. Ikimizi de tebrik ettiğini söylemişti. Ardından staddan çıkarak arabaya ulaşmıştık.
Sercan: Bende kalsana bu akşam.
Nisa: Zaten sendeydim kaç hafta. Cemal'in yanına gideli kaç gün oldu. Hem Çağla işini de kurcalamam lazım.
Sercan: O halleder Çağla işini. Gel işte.
Telefonuma mesaj gelince Sercan'a cevap vermeden mesaja baktım. Mesajı atan Cemal'di.
Cemal: Nis bana Çağla'nın numarasını verir misin?
Nisa: Vereyim de ne yapacaksın ki?
Cemal: Voleybol hakkında bi şey sormam lazım.
Nisa: Ben de voleybolcuyum. Bana sor.
Cemal: Öyle değil işte. Versene numarayı.
Nisa: Tamam al hadi. 05**
Cemal: CANSIN! Enişteye selam.
Telefonu kilitleyerek cebime koydum. Sercan hâlâ benden bir cevap bekliyordu.
Nisa: Az önce Cemal'e Çağla'nın numarasını verdim. Konuşacak bir şey kalmadı galiba. Sana gidelim.
Sercan memnuniyetle gülümsedi. Telefonumdan gelen sesle telefonu yine çıkardım. Çekya'dan arkadaşım Jakup görüntülü arıyordu.
Jakup: Ahoj utečená dívka! (Merhaba kaçak kız!)
Nisa: Ahoj! Nemohl jsem ti to říct, bylo to tak náhlé. (Merhaba! Size bi haber bile veremedim çok ani oldu.)
Jakup: Ano, to bylo. Proč jste se tam přestěhovali? Je to opravdu pro muže? (Evet öyle oldu. Sen neden taşındın ki oraya? Bir erkek için mi gerçekten?)
Nisa: Ano, pro muže. Opravdu si myslíte, že je to jednoduché? Šel jsem po své lásce. (Evet, bir erkek için. Bu kadar basit mi düşünüyorsun gerçekten? Aşkımın peşinden gittim.)
Jakup: Milovat? Nebuď hloupý. (Aşk? Aptal olma.)
Sercan: Kiminle konuşuyorsun sen öyle hararetli hararetli?
Nisa: Jakup'la konuşuyorum.
Telefon kamerasını Sercan'a çevirdim. Hem Jakup'la Sercan'ı tanıştırmak için hem de Jakup'un sesini kesmesi için.
Nisa: Say hi! (Selam diyin!)
Sercan gülümseyerek el sallamasına rağmen Jakup somurtan suratıyla göz devirmişti. Sercan ne olduğunu anlama çalışıyordu. Araba sürdüğü için önüne dönse de Jakup hâlâ memnuniyetsizdi.
Nisa: Respektujte prosím moje rozhodnutí. (Lütfen kararlarıma saygı duy.)
Telefonu yüzüne kapatarak arkaya fırlattım ama en yakın arkadaşlarımdan birinin böyle düşünmesi beni aşırı derecede çok üzmüştü. Gözlerim dolunca başımı cama çevirip Sercan'dan saklamaya çalıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki (SerNis)
FanfictionYarışmada olanları hepimiz gördük. Ama arka planda neler var bilmiyoruz. Hatta Sercan da bilmiyor. Peki ikisi de arka arkaya elenirse ne olur? İçinde bol bol Sercan ve Nisa ve az da olsa Cemal Can ve Danla bulunmaktadır. Hepinizi bekliyoruz. ••• Ç...