Korkunun Esiri

2.8K 673 411
                                    

Merhaba arkadaşlar. Umarım Bilim kurgu olan romanımı beğenmişsinizdir. Destekleriniz için teşekkür ederim.
Buraya çok merak ettiğiniz Talya karakterini bırakıyorum.
Iyi okumalar dilerim.

Mantığımı esir alan korkular ile kalbime yenik düşmek üzereydim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Mantığımı esir alan korkular ile kalbime yenik düşmek üzereydim. Korku. Bütün duyguları elimden alan bir başka duyguydu korku. Umutsuzluğun travmalarıyla dolu bir duyguydu korku. Ben umudumu yitirmek üzereydim. Çünkü korkunun bütün damarlarımdaki siyah akışkan halini hissedebiliyordum. Bir virüs gibi esir almıştı bedenimi. Her yerimi sancılar sarmıştı. Güçsüz hissettiriyordu. Aynı zamanda yalnız ve umutsuz. Korku umutsuzluk ve yalnızlığın harmanlanmış haliydi. Korkunun simgesi ise bedenimin şu anda reaksiyon gösterdiği belirtileriydi.

Korkumdan dolayı ağrıyan bedenim daha da ağır gelmeye başlamıştı. Az önce aldığım ağrı kesici ise dizime iyi gelsede harmanlanmış duygularımı iyileştirememişti. Gözlerimden istemsizce akan yaşı silerek derin bir nefes aldım. Bunu yapabilirdim. Ben güçlüydüm. Her zaman kafama koyduğumu inat eder, zor da olsa yapardım. Zorluklar beni korkutmazdı. Çünkü imkansız diye bir şey yoktu. İmkan vardı, başarı, azim en önemlisi umut vardı. Dünyanın kaderi benim elimdeydi ve ben bu mavi gezegenin kahramanı olacaktım.

Elimdeki Ceset Çiçeğinin olduğu şeffaf paketi inceleyerek baktım. Paketin içindeki çiçeğin yaprağından koparılmış büyük bir parça vardı. Çiçeğin üst tarafı koyu kırmızı renklerde olmasına nazaran altı tırtıklıydı ve bir mantarı andırıyordu. Kokusunu fazlasıyla merak etsemde risk alarak dışarıda denemek zorundaydım. Çünkü makalede yazılanlara göre anında bütün böcekleri başına toplayabilecek kadar güçlü bir kokuya sahipti. Cesaretimi topladığım an derin bir nefes aldım ve dakikalardır oturduğum yerden kalktım.

Masanın üstünde duran kalın pamuklu bezi ıslatarak maske görevini görecek şekilde burnumu ve ağzımı sıkıca kapatarak, ensemden düğmek yaptım. Masanın üstüne koyduğum çiçeği alarak çantama koydum ve fermuarını kapatmadım. Eğer bir tehlike anında kalırsam çantanın fermuarının açık olması ve çiçeğe daha kolay ulaşabilmem gerekiyordu.
Sığınağın metal çıkış merdivenlerinden bir elimle tutarak tekrar derin bir nefes aldım. Gözlerimi sıkıca kapattım. İçimden yapabilirsin Talya diyerek kendime cesaret veriyordum. Babamın son görüntüsü gözümün önüne geldiğinde dişlerimi sıkarak merdivenleri tırmanmaya başladım. Sığınağın kapağını bütün gücümle iterek aralanmasını sağladım. Gözlerimle bir şahin gibi çevreyi anında taramaya başladım. Bir ses yoktu veya bu dev canlılardan bir görüntü. Bu dağ fazla sessizdi. Bu oldukça ilginçti.

Sığınağın kapağını ses çıkarmayacak şekilde sessiz ve sertçe itmeye çalıştım. Etrafımı hızla gözümle tararken aynı zamanda da tetikte bekliyordum. Son merdivene basıp sağlam olan bacağımla dışarı çıktım. Etrafımda derin nefesler alarak çevremde turladım. O eski hayvan gürültüsü veya deprem şiddetinde ki sarsıntılardan eser kalmamıştı.
Bir anlık düşünceyle.
"Belki..."
"Belki..." dedim fısıldayarak. Ansızın geldikleri gibi belki de yine aynı şekilde geri dönmüş olabilir miydiler?

ASTRODİNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin