Birinin gidişi yıkılışıyla aynıdır. Biri hayata veda edip gittiğinde taştan bir beden bırakır geride, biri ise yıkıldığı an ruhuna veda eder sessizce.
Ateş kızın bir anlık gidişi ve dönüşü hayata daha da emin adımlarla atılmamı sağlamıştı. Bir zamanlar teori olarak düşünülen dinozorların dönüşü şimdi ise sadece bir hengame bırakmıştı hayatta. Biz beş kişi onlarla bütün gücümüzle savaşacağımızdan emindik. Kollarımda duran bu kız ise bedeni güçlü olmasada ruhu çoktan savaşa hazırdı.
Kayığa doğru bir kaç adım atmıştım ki sanki herşey ağır çekimde gibi ilerlemeye başlamıştı. Biz bu adadan kurtulup kendimizi kurtarsakta aslında kıyamete doğru yürüdüğümüzü düşünmeye başlamıştım. Büyük bir okyanusun içinde küçük bir adada yakamızı yine kurtaramamıştık şimdi ise karada başımıza neler geleceği hiç belli değildi.
Kollarımda rüyadaymış hissi veren o kıza baktım tekrardan. Gözlerim uzun kirpiklerinin her bir ayrıntısını incelerken mırıldandım. "Biliyor musun seni o kurtardı aslında."
Alex cebinde bulduğu bir çikolatayı ağzına atarak konuştu. "Alvinden bahsediyorsan. İyi ki varsın dostum cidden sen olmasan..." dedi ağzında ki çikolatayı çiğnerken ileri doğru eğildi ve tedirgin bir şekilde Rozalin'e doğru baktı ve yarım bıraktığı cümlesine devam etti.
"Şey... Aslında. Neyse anladın işte."
Alvin başını yanındaki Rozalin'e eğerken gülümsedi. " Ne yani küçük bir kızdan mı korkuyorsun?" dedi alaycı bir şekilde gülümsemesine devam ederken.
Rozalin parmakları ile gözüm üstünde hareketleri yaparken, Alex yüzünü ekşitti. "Seni küçük cadı." dedi onun duyamayacağı şekilde sessizce söyledi.Alvin'in dudaklarından istemsiz bir mırıltı koptu.
Onların bu küçük dalaşmalarına engel olmak için araya girdim. "Hayır, Fredie onun hayatını kurtardı."Uzun zamandır sesini duymadığım Harry konuştu, " Ona ne oldu?"
Dudaklarımı birbirine bastırarak derin bir nefes aldım. O Alex‘ten sonra hayatıma aldığım tek dostumdu. Onun ölümünü söylemek benim için fazlasıyla zordu. Detaya girmek istemedim ve küçük bir açıklamayla konuyu kapatmak istedim.
"Bizi kurtarmak için kendini feda etti."Hepimiz boş gözlerle önümüzdeki tahtadan yapılmış kayığa bakıyorduk. Bir şekilde bir araya gelip bu küçük kayık yardımı ile bir kaç hafta önce bu adaya sığınmayı başarmıştık. Bu boş bakışlarımız tekrardan hengamenin altına gireceğimizden kaynaklanıyordu ve geçmişte bıraktığımız o acı verici kurtuluşumuz, kayıplarımız gözümüzün önünden bir film şeridi gibi geçiyordu.
Alex yediği çikolatanın paketini gürültülü bir şekilde ses çıkartarak tişörtünün küçük cebine tıktı. Daldığım bulanıklı yer belirleştiğinde başımı çevirerek ona doğru baktım. Kollarını havaya kaldırarak şiddetli ama bir o kadarda boş bir şekilde konuşmaya başlamıştı.
"Ne? Yere çöp atmak doğa anaya ayıptır."Ona cevap vermeden gözlerimi tekrar kayığa doğru çevirdim. "Dinozorlar uyanmadan gitsek iyi olacak çocuklar."
Aldırış etmeden yırtılmış ayakkabılarımla suya dalarak kayığın içine doğru büyük bir adım attım. Kucağımda ki kızı sıkıca kendime doğru çekerek dengemi korumaya çalıştım. Harry bir kaç adım atarak suyun üstünde sallanan kayığı sabit tutmaya çalıştı ve diğer ayağımla kayığın içine girdim. Kayığın üçgen kısmına oturarak ateş kızı rahat bir şekilde kollarımın içine aldım.Alvin ve Rozalin sol kısma oturduğunda, Harry'de sağ tarafıma oturmuştu. "Haydi ama dostum hep böyle yapıyorsunuz. Kayığın motorunu çalıştıramayız değil mi? Bu yüzden bu kürekleri benim mi çekmem gerekiyor?"
Göz kapaklarını iki parmağı ile ovuşturarak derin bir nefes aldı. "Burada dört kürek var ve benim iki kolum var." diyerek sitem etti ve kollarını iyice açarak görmemizi sağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASTRODİNA
Science FictionHayat hiç bu kadar acımasız olmamıştı. Insanların bitmek bilmeyen intikamları Dünyayı yavaşça yok ediyordu. Kıyamet yaklaşıyordu ve hepimiz o kıyameti tebessüm oluşturarak izliyorduk. Duygular birer birer terk ediyordu hayatımızı. Yaşamak hiç bu ka...