🍀
"Madem ikimizde istemiyoruz bu saçma oyunu, o halde sahte bir evlilik yapacağız."
"Derken?"
"Resmen evli olsakta eskisi gibi yaşayacağız."
"Nerede?"
"İstanbul'da bir şirketimiz var. Büyük bir evimde. Senin için bir oda yaptırırız. Ben çokta uğramam zaten. Sende takılırsın keyfine göre."
"İstanbul'a mı gideceğiz?"
"Evet. Bir sorun mu var?"
"Hayır. Ailemsiz yaşadım sanırım kocamsızda yaşayabilirim."
"Anlamadım?"
"Boşver...Başka bir şey yoksa gidebilir miyim?"
Elinde yudumladığı kahvesini masaya bırakıp genç kıza dikti bakışlarını.
Toplanıyordu, gidecekti."Bekle!"
"Neden?"
Elindeki paketleri masaya koyup şaşkınca yakışıklı adama döndü yüzünü.
"Söylesene, bu hanımefendi tavırların kaç milyon eder?"
İşittiği soru beyninde yankılanırken öfkeyle paketleri yere savurdu, "Ne demek istiyorsun sen?"
"Sabrettim...Ama başarılı bir oyuncuydun doğrusu. Buradan defolup gitmek için ne bekliyorsun?"
"Ne?"
"Abin gibi sende benim param için bu oyunu kabul ettin değil mi? Başka kimlere yamadın böyle kendini? Ucuz şeyler alıp gözüme girmeye çalışsanda başarısız oldun. Üzgün..."
Sözlerini bitiremeden yanağına yapışan bir tokatla sustu genç adam. Hâlâ gülüyor olması genç kızı daha da öfkelendirmişti. Elindeki alyansı ilk fırsatta çıkarıp genç adamın yüzüne fırlattı.
"Ben senin yatağına aldığın orospulara benzemem. Şimdiye kadar kimseye yamanmadım, sana da asla sırtımı yaslamam! Seninle evlenmek için göbek atıyormuş gibi bir halim mi var? Eğer kabul etmeseydim ailemi kaybedecektim. Mecburdum ama imkanım olsa senin gibi birinin yanında asla durmazdım!"
Arkasını dönüp hışımla kafeden çıkacakken bir kez daha karşısında kibirle kasılan genç adama dönüp nefretle baktı.
"Eğer çekip gidince her şey bitecekse, sen defolup gitseydin."
🍀
Kapıdan hışımla içeri girdi genç kız. Ablası Leyla, arkasından tuhafça bakarken, onun ağladını görmüştü.
Tedirgince dış kapıyı kapatıp merdivenlerden çıkan kardeşinin arkasından koşturdu."Alev? İyi misin? Ne oluyor?"
Cevap vermeden odasına girdi genç kız.
Peşinden ablası da girip kapıyı kapattı ve yatağa oturup ağlayan kardeşinin yanına çöktü."Ne oldu Alev?"
"Yok bir şey." Hıçkırıklarının arasından zorla konuşmuştu. Şuanda yeterince incinmişti. Daha fazla kırılmak istemiyordu.
"Var bir şey ki ağlıyorsun. Ne oldu birtanem? Söyle ablana."
Eliyle gözyaşlarını sildi. Yenileri yanaklarını ıslatırken kafasını kaldırp derin bir of çekti ve ablasına döndü.
"Yapamayacağım galiba."
"Neyi?"
"Ben o adamla evlenemem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANA BAKINCA (Güncelleniyor)
ChickLitAlev'in yaşadıkları Ateş yakar'ın yaşatacaklarının yanında bir hiçti. İkisinin de aşılmaz duvarları vardı. Ama o duvarları beraber el ele yıkacaklardı. Kimi zaman o duvarlarla yıkılıp enkazın altında kalacaklardı. Kimi zamanda o enkazı onlar yaşatac...