Kucağında taşıdığı genç kızı arabaya bindirip öfkeyle cebinden telefonunu çıkardı genç adam. Bu oyuna bir son vermesi gerekirdi. Hem de hemen. Karısına bile el uzatıldığına göre durumun ciddiyetinin farkındaydı."Barış?"
"Dinliyorum."
"Kaldır şu adamı ortadan!"
"Sorun ne?"
"Alev, yeni karımı kaçırmış. Elinden aldım, bir güzel canına da okudum ama bir daha bu adamı etrafımda görmek istemiyorum."
"Planın var mı?"
"Yarın toplantıları olduğunu öğrendim. Önemli bir toplantı. Tüm karanlık işlerin başkanları toplanacakmış. Oraya bir kaç adam yolla. Onların korumaları gibi davranacaklar. Malların nerede olduğunu, saat kaçta satılacağını öğrensinler. Gerisi bana ait."
"Patlatacak mısın?"
"Hayır. Ateşleyeceğim."
Telefonu kapatıp şoför koltuğuna geçti ve kapıyı kapattı.
Hızla arabayı çalıştırıp uyuyan karısına baktı. Kahretsin! İşte şimdi başına ne büyük bir bela aldığının farkındaydı.
Bu kızı korumak her şeyden zor olacaktı. Sigarasını yakıp dumanını pencereden dışarıya üfledi.
Öfkeliydi. Her ne kadar yalan bir evlilik olsa da bu kız ona aitti ve kimse ona ait olana dokunamazdı. Buna asla nüsade etmezdi. Tekrar başını çevirip güzel karısına baktı. Kumral saçları sanki daha da açılmış duruyordu. Güzel su yeşili gözleri narin göz kapaklarıyla örtülmüş ve kumral kirpikleriyle süslenmişti. Onu görenlerin hayran kaldığına emindi. Hafif açılmış yakasına kaydı sonra gözleri.
Kahretsin! Bunu görmek zorunda mıydı? Peki ya o adam bir şey yaptıysa? Daha da öfkelenip sigarasını öylece dışarı attı. Elleriyle sinirden ritim tutuyordu. O adamı kendi elleriyle gebertecekti...🍀
"Kimdi o adam? Neden kaçırdı beni?"
Sorduğum soruyla kafasını bana çevirdi. Mavi gözleri beni buldu.
"Yıllar önce bir çatışmada abisi öldü. Ve abisini benim öldürttüğümü sanıyor. Ben o gün istanbul'da bile değildim. Ama hala beni suçluyor. Güya bana ceza vermek içinde seni kaçırmış."
"Biraz psikolojik sorunları var sanırım."
"Fazlasıyla var."
Oturduğu yerden kalkıp yukarı çıktı. Bende televizyonu açıp izlenecek bir şeylere baktım. Biraz oyalandıktan sonra bir şeyler atıştırmak için yavaş adımlarla mutfağa gittim.
Ben kendime yiyecek bir şeyler hazırlarken Ateş aşağı indi ve dış kapıya yöneldi. Gidiyor muydu?
Mutfağın kapısına çıktım.
Üzerini değiştirmiş ayakkabı giyiyordu. Kıyafetleri her zamankinin aksine değişikti. Üstüne siyah tişört altına da siyah pantolon giymişti. Ayağına da beyaz bir ayakkabı."Gidiyor musun?"
"Gördüğün üzere."
"Daha bugün kaçırıldım ve beni evde yalnız mı bırakıyorsun?"
"Kapıda adamlar var. İhtiyacın olursa ilgilenirler."
Kapıyı çarpıp çıktı. Bende tıpış tıpış mutfağa geri döndüm ve hazırladığım yemeği yedim. Her gün geceleri dışarı çıkması hoşuma gitmiyordu. Ama birbirimize karışmak gibi bir yetkimiz de yoktu. Bana bulaşmasında ne yaparsa yapsın diye düşünmeye çalışıyordum ama her halükarda evde yalnız kalmak artık korkutucuydu. Aşağıda biraz oyalandıktan sonra. Yukarı çıktım ve ılık bir duş aldım. Yarın için alarmı mı kurup kendimi uykunun kollarına bıraktım. Yorucu ve adrenalinli bir günü geride bırakıp rüyalara daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANA BAKINCA (Güncelleniyor)
ChickLitAlev'in yaşadıkları Ateş yakar'ın yaşatacaklarının yanında bir hiçti. İkisinin de aşılmaz duvarları vardı. Ama o duvarları beraber el ele yıkacaklardı. Kimi zaman o duvarlarla yıkılıp enkazın altında kalacaklardı. Kimi zamanda o enkazı onlar yaşatac...