Kırmızı elbisesi ve dalga dalga saçlarıyla restorana girdiği an gözleri üzerine çekmişti genç kız. Yanında duran kocasınında ondan kalır yanı yoktu. Bütün gözler onları izlerken çekinerek masada oturan insanlara göz gezdirdi. İki adam ve bir kadın ayağa kalkmış onlara gülümseyerek yanlarına gelmişti. Ateş her birine sarılırken, Alev el sıkmakla yetinip kocasının tanıtımını dinledi.
"Demir, liseden yakın dostumdur. Eşi Güzle yeni doğum yaptığı için aramızda değil maalesef. Arif'te liseden beri görüştüğüm arkadaşımdır. Nişanlısı Sanem'de Demir'in kardeşi."
Gülümseyerek hepsiyle selamlaştıktan sonra masada ona ayrılan yere oturdu genç kız. Ateş'te tam karşısına kuruldu. Karısına arkadaşlarını tanıtmıştı lakin arkadaşlarına karısını tanıtma gereği duymaması biraz inciticiydi. Bu ortamda olmakta biraz tuhaftı. Yanında oturan sarışın ve güzel kız -Sanem- Alev'e yaklaşıp bir muhabbet açtı.
"Ateş gibi biri için evliliğin imkansız olduğunu sanırdım. Afrika'ya kar yağma ihtimali bu düşünceden daha yüksekti. Şaşırdım doğrusu.""Ya öyleydi. Nasıl olduğunu bizde anlayamadık doğrusu."
"Hamile felan mısın yoksa?" Dehşetle gözleri açıldı genç kızın. Öfkesi yavaştan yerini almaya başlıyordu. Sakin kalmaya çalışıp kafasını olumsuz anlamda salladı. "Ah! Hayır."
"O halde aşkından ölüyor olmalı, ki bu da imkansız bir seçenektir."
"Bir kalbi olmadığı konusunda hemfikirim." Sanem kahkahalarla genç kızın dediklerine gülüp kafasını Ateş'e çevirdi. Karısını izlediğini fark etmişti. Böyle bir serseriden bu bakışları beklemezdi. Küstahça gülümseyip yanında oturan nişanlısının kolunu dürtüp manzarayı ona da gösterdi. Arkadaşı da bir o kadar şaşırsada çaktırmamaya çalışıp konuşmaya devam etti. "Bu ay bir tatil planlıyorduk bizde. Sen gelmezsin diye davet etmemiştik ama madem kendine bir eş buldun o halde itiraz kabul etmiyoruz."
"Yaz bitmek üzere dostum."
"Son demlerini güzel geçirmek istiyoruz işte."
"Biz almayalım. Siz takılın."
"Hadi ama. Hem eşinle de kaynaşmış oluruz."
"O tatilden hoşlanmaz."
Genç kız şaşkın bakışlarını karşısında oturan kocasına çevirdi. O da kaşlarını çatıp ona uymasını işaret etti. Zorla kafasını çevirip soran gözlere baktı.
"İşe dönmem gerek. Çok isterdik tabii ama...""İş mi? Nerde çalışıyorsun ki?" Diye atıldı Sanem. Soran gözleri genç kızın yüzünü süzüyordu. Böyle güzel ve ihtişamlı birini eve kapatmak gerekirdi doğrusu. Alev, genç kızın bakışlarının farkında olmadan gururla doğrulup mesleğini söyleyecekti ki sözü yarıda kesildi. "Ben hem..."
"Kendisi benim şirketimde çalışıyordu. Ama artık çalışmasına gerek duymuyoruz. Değil mi hayatım?"
Kendini kötü hissetmişti Alev. Neden mesleğini söyleme gereği duymadan bir yalanı ortaya atmıştı ki? Ve üstelik yalanı sürdürmesi için tehditkar bakışlarını genç kızın gözlerine dikmişti. Kafasını sallamakla yetinip başını öne eğdiğinde gözlerinin dolmak için ne kadar da hazır olduğunu fark etti. Burası ağlamak için hiçte uygun bir yer değildi. Kalbi öfke ve kırgınlık arası duygularla dolup taşarken iyi hissetmek ise imkansızdı. O sırada adını duymak ise istediği en son şeydi.
"Alev!"🍀
Genç kız sesin sahibini ararken, karşısında oturan kocasının baktığı yere çevirdi bakışlarını. Yanında dikilen adam Ömer'in ta kendisiydi.
Üniversite arkadaşını burada görmek şaşırtıcı olsada sevinçle ayağa kalkıp kollarını genç adama doladı. Hiç değilse bir tesellisi olabilirdi.
"Sen nerden çıktın böyle?" Diyerek geri çekildi ve arkadaşının yakışıklı yüzünü süzdü. Takım elbiseli haliyle oldukça karizmatik olduğu gözünden kaçmamıştı. Genç adamda aynı şeyi karşısında duran güzellik için düşünüyordu. "Asıl sen nereden çıktın? En son Urfa'ya gidecektin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANA BAKINCA (Güncelleniyor)
ChickLitAlev'in yaşadıkları Ateş yakar'ın yaşatacaklarının yanında bir hiçti. İkisinin de aşılmaz duvarları vardı. Ama o duvarları beraber el ele yıkacaklardı. Kimi zaman o duvarlarla yıkılıp enkazın altında kalacaklardı. Kimi zamanda o enkazı onlar yaşatac...