"Bugün akşam çıkacağız yola. Niyetim bir hafta kalmaktı ama oradaki işleri çok boşladım. Bu seferde sıkıntı çıkabilir. Hem üç gündür de buradayız. Artık gitme vakti."
"Sen gittinmi gelmezsin, ben seni bilirim."
"Önceden öyleydi ama şimdi tek başıma karar veremiyorum. Sayenizde artık bi eşim var. Beraber karar vereceğiz mecbur."
Genç kız öfkeyle başını çevirdi kocasına. Ne demekti o? Kinayeyle söylediği bu sözler hem kırıcı hemde fazlasıyla sinir bozucuydu.
Sanki o isteyerek çıkmıştı bu yola."Ayıp oluyor ama Ateş."
Babası uyarırcasına oğluna bakmıştı. Gelininin kırıldığının farkındaydı.
Sakinleşmesini beklerken, ağzını tutamadı genç adam, "Neden ayıp olsun ki? O da biliyor her şeyi. İki günde karı koca olunmuyor hem.""Ne demek o?"
Öfkeyle oğluna baktı Zümrüt hanım. Apır sapır konuşması canını sıkıyordu.
Genç kız alınıp, gücenecek diyeydi endişesi. Her ne olursa olsun gelinini çok sevmişti."Ne anladıysanız o demek!"
"Terbiyesizlik etme!"
Son kez ikaz edip ayağa kalkmıştı Ateş'in babası. Oğlunun patavatsızlığı canını sıkıyordu.
Kendini bilmez tavırları oldu olası canını sıkmıştı."Asıl terbiyesizliği senin kızın ve damadın olacak o serseri yaptı!"
Öfkeyle dolan genç kız başını başka bir yere çevirip içini çekti. Kahretsin ki haklıydı. Şu lanet herifi susturmak için tek bir laf dahi söyleyememek çok zoruna gidiyordu.
"Sana terbiyesizlik etme dedim! Kes sesini!"
Daha öfkeliydi yaşlı adamın sesi. Masaya vurup oğlunu susturmaya çalıştı. Alev, endişeyle etrafı izlerken genç adamın susmaya niyeti yoktu.
Alayla gülüp karısına baktı."Bana kızamıyorsun çünkü haklıyım öyle değil mi? Hadi ama bitirelim şu saçma oyunu. Neden insanlara mutluymuşuz gibi görünmek zorundayız ki? Ben Ateş yakar'ım! Yapmak istemediğim hiçbir şeyi yapmam!"
Şimdiye kadar sabretsede daha fazla dayanamayıp ayağa kalktı genç kız. Ona hayretle bakan insanları umursamadan öfkeden kuduran kocasının tam karşısına dikildi.
Şimdi onunda gözlerinden alev püskrüyordu."Benimle gel!"
Kaşlarını çatıp anlamsızca ona bakan kocasına merdivenleri işaret edip bileğine yapıştı ve çekmeye çalıştı.
Genç adam çekilemeyecek kadar ağır olsa da karısına ayak uydurup onlar için hazırlanan odaya girdi. Genç kız ardından kapıyı hızla kapatıp kocasının tam karşısına dikildi."Abimler hakkında söylediğin sözler doğru olabilir belki ama sen kendini üstün mü görüyorsun? Yapmak istediğin hiçbir şeyi yapmam diyorsun ama benimle evlisin. O halde bu oyuna bir son verseydin! Sen korkağın tekisin! Bana sözleşme imzalatacak kadar korkaksın! Bana sakın sert adam ayakları yapıp ailenin karşısında beni aşağılama! Eğer devam edersen benimde boş durmayacağımı bil!"
🍀
Sona eren kavgadan sonra nihayet artık Urfa'dan gitme vakti gelmişti. Hiç kimse ile vedalaşma gereği duymadan hazırladığım valizleri de alıp çıkmıştım evden. Şimdi neredeyse bir buçuk saat süren uçak yolcuğumuz az önce sona ermişti. İlk defa bindiğim için bir korku yaşamıştım ama o kadar korkutmamıştı. Şimdi de arabaya doğru yürüyorduk. Yanımızda siyah takım elbiseli bir kaç adam vardı. Koruma olmalılardı. Demek ki bey camış korunma ihtiyacı duyuyordu.
Neyse ki öyle bir sorunum yoktu. Karanlık işler hiç benlik değildi. Eğer o işlerin adamıysa benden uzak Allah'a yakın olsun.
Lüks bir arabanın önüne geldiklerinde durduk. Demek araba buydu. Mat siyah ve sanırım BMW'nin en son modeliydi. Oldukça pahalı olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANA BAKINCA (Güncelleniyor)
ChickLitAlev'in yaşadıkları Ateş yakar'ın yaşatacaklarının yanında bir hiçti. İkisinin de aşılmaz duvarları vardı. Ama o duvarları beraber el ele yıkacaklardı. Kimi zaman o duvarlarla yıkılıp enkazın altında kalacaklardı. Kimi zamanda o enkazı onlar yaşatac...