Telefonun çalmasıyla uyandım. Kimin olduğuna bakmadan telefonu açtım.
"Ne var?"
"Bende seni özledim baş belası"
"Ne istiyorsun?"
"Aşağıda bekliyorum"
"Ne oldu ya?"
"Gitmen gereken bir okulun var bücür. " Tabi ya okul var bugün.
"Geliyorum" deyip telefonu kapattım. Bugün serbest gidilecekti. Çünkü haftada bir böyle bir iznimiz vardı. Ben de üzerime kot şort ve duman tişörtünü giydim.
Banyoya gittiğimde gözlerimin kırmızılıkları yeni geçiyordu. Aman bir bu esikti. Siyah converse'lerimi de giydikten sonra hazırdım.
Aşağı indim. Hala uykulu olduğumdan merdivenlerden bir tembel hayvan olarak indim. Okulu bu saate koyanın ellerinden öpücem.
Binbir engel aşarak Arda'nın arabasına bindim.
"Dün akşam..Aradığımda ulaşılamıyordu. Neredeydin?"
"Babamın iş yemeği" dedim fısıldamaya yakın sesimle.
"Vee Poyrazla konuştum. Beni evime bıraktı"
"Oo Eylül hanım?"
"Sadece evime bıraktı Arda" aklıma dondurma olayı geldi ama anlatmamayı düşündüm.
Başka hiçbirşey konuşmadık. Zaten okul yakındı gelmemiz 10 dakikaya yakın sürüyordu.
"Herkes biryere toplanmış" dediğinde gösterdiği yere baktım.
"Haydi bizde gidelim" bunu söyleyen Ece'ydi.
"Haydi" diye onayladım.
"Evet çocuklar. Herkesin tanışması için bir kamp yapacağız"
"Harika!. Çok güzel!" sesleri yükselme başladı.
"Aman ne harika. Tanışmak istediğimi kim söyledi ki?" diye homurdandım.
"Eylül geleceksin değil mi?"
"Emin değilim Ece"
"Hadi ama. Eğlenceli olacağına eminim"
"..hem Poyaz'da geliyormuş"
"Banane ?"
"Dün baya yakınmışsınız" diyerek Arda Ece'nin sözünü tamamladı.
"İyi. Gelirim"
"Ne? Nasıl yakındınız? Poyrazlamı? Herşeyi ayrıntısına kadar anlatacaksın"
Arda'ya ölümcül bakışlarımdan yolladım. Yere bakarak gülümsedi. Ya yapma bunu kızamıyorum sana.
"Hadi derse girelim. Zil çaldı" diye geçiştirdim ve hızlı adımlarla yürümeye başladım.
"Ayrıntılarıyla" diye hatırlattı.
Matematik dersi. Aman ne muhteşem.
Trigonametri. Bu kadarı fazla.
"Eylül uyan"
Yavaşca gözlerimi açtım. Ne zaman uyumuştum?
"Öğle tenefüsü oldu sen hala uyuyorsun"
"Ne öğle tenefüsü mü? Neden uyandırmadın?"
"Çok güzel uyuyordun bücür"
Gözlerimi kıstım.
"Haydi yemekhaneye"
Dünkü yerimize oturmuştuk ve tam karşımda Poyraz oturuyordu. Onu incelemekten pek yemek yiyeceğimi zannetmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YA SONRA?
Random"Karanlıktan bahsediyordu ulaşabileceğim tek aydınlık, bana ben karanlığım mutlu olamazsın demişti. Sahi, mutlu olmayı isteyen kimdi?" Annesini kaybetmiş olan Eylül İzmir'e taşınır ve yeni bir hayata başlar. Beraberinde bir sürü sorunu çekmişti bata...