Hepinize MUTLU YILLAR! İnanamıyorum yarın kitaba başlayalı bir yıl olacak!
Poyraz'ın gıdıklamalarıyla uyanmak nasıl birşey biliyormusunuz? İşkence.
"Kalkacak mısın yoksa devam edeyim mi?"
"Poyraz...tam..tamam..kalkacağım"
"Aferin yeni"
"Şu müdürde bir konuşmadan duramıyor."
"Yine görev verecek kesin"
"Hadi çıkta öğrenelim"
"..evet çocuklar. Kampın 2 günü bitti, bence gayet iyi ge/çirdik. 3 gün daha burdayız, ve bu son göreviniz, geri kalan 2 gün serbestsiniz. Bu sefer sizin için getirdiğimiz oltalarla gölde balık tutmaya çalışacaksınız "
Oltaları dağıtmaya başladı ve bitirdi.
"Haydi, rastgele"
"Allah aşkına balık tutmakta nereden çıktı?"
"Hiç balık tutmadın mı yeni?"
"Hayır"
"Belli"
"Herkes göle yürüyor, arkalarda kalmayalım yürü haydi"
Yanyana yürümemize rağmen bir kelime konuşmadık. Ne sanıyorsun ki Eylül. Poyraz bu iki yüz verdi diyer sürekli konuşacak mı?
Masmavi ve bir o kadar derin olan göl karşımızdaydı. Oldun olası yüzmekten korkardım. Ben neden gelmiştim buraya?
Oltayı ve yemleri gölün kenarına koydum. Görende prof. Balıkçı sanacak. Üstüme giydiğim hırkayı çıkardım. Hava cidden sıcaktı. Yere akıp eriyecektim sanırım.
Galiba ilk igneye yemi koyacaktım. Tam takarken elime battı.
"Ah!" elimi sallamaya başladım.
"Sakarsın yeni sakarsın"
"Şuan hiç yardımcı olmuyor söylenmen"
Binbir zorlukla sonunda oltanın ucunu göle daldırdım. Önceden konulmuş iskenleye oturup saatlerce beklemeye hazır insan modeli olarak beklemeye başladım.
Ne kadar süre geçti bilmiyorum ama olta kıpırdadı. Bende isteksiz de olsa hemen çekmeye başladım. Birtane küçük balık tutmuştum. Bu da iyi bir başlangıç aslında.
3 saat sonra...
Kova tamamiyle dolmuştu. Herkes toplanmaya başlamıştı. Poyrazla bir kere bile konuşmamıştık. Her hareketimi izliyordu. Ama bir yorum yapmıyordu.
En sonunda gölün baya kenarına gittim kollarımı karnımda birleştirip ayakta öylece gölü seyrettim. Bir yandan da düşündüm.
Mavinin bile gölgesi siyahken, bu neyin sonsuzluğuydu? Herkes birgün son bulacaktı. Bunca acı, bunca sorun neden vardı? İnsanların çekmesi gerekenler azmış gibi, birde ölüm sorunu vardı.
Annem trafik kazasında hayatını kaybetmişti. Daha 3. Sınıftaydım. Zordu tabii. Herkesi annesi bırakıyordu. Babamın hakkını yiyemem tabikii, hem annelik hem babalık yaptı bana. Hiçbirzaman utanmamıştım ondan.
Şimdi ise herşey yeni yoluna girmeye başladı. Arda herzaman yanımdaydı tabii. Ne kadar Teşekkür etsem azdır. Ama anneniz yoksa eğer hep bir eksiğiniz vardır. Birde o eksikleriniz arasında kendinizi bulmanız gerekir.
Tüm bunları düşünürken birden omzumdan biri itmişti ve ıslanmaya başlamıştım. Ben sudan korkardım. Yüzeye çıkmak istedim ama yapamadım. Nefesimi tutamıyordum. Kokudan ne yapacağımı şaşırdım. Sanki biri beni içeri çekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YA SONRA?
Random"Karanlıktan bahsediyordu ulaşabileceğim tek aydınlık, bana ben karanlığım mutlu olamazsın demişti. Sahi, mutlu olmayı isteyen kimdi?" Annesini kaybetmiş olan Eylül İzmir'e taşınır ve yeni bir hayata başlar. Beraberinde bir sürü sorunu çekmişti bata...