-10-

69 2 0
                                    


Bölüm şarkısı:güntaç-benimle yan. (Multimedia'da var)

"Galiba gitmem gerekiyor"

"Tekrar konuşuruz?"

"Tamam"

Hızla kantinden dışarı çıktım. Bir çocuk kapının ağazında çelme takmıştı. Birden kendimi yerde buldum. Hayır! Rezillik.

"Gece uykusuz kaldın galiba önünü göremiyorsun"

Kahkahalar...

Sakince ayağa kalktım. Poyraz'ın bakışlarını üzerinde hissediyordum.

Beni düşüren çocuğun önünde durup erkekliğine geçirip tokat attım.

"Salağın tekisin! O gerizekalının laflarına nasıl inanıyorsunuz anlamıyorum"

Poyraz yanımdan geçti ve kantinden çıktı. Hadi ya! Ben birşey der sanıyordum.

Sinirle sınıfa gittim. Güneş salağı ağlıyordu. Ay ne üzüldüm (!)

Sessizce sırama geçtim. Birden bana doğru gelmeye başladı.

"Kızım seni öldürürüm tamam mı! Okulu cehennem yaparım sana! Poyraz dan uzak duracaksın! Bana yaptıklarını bu seferlik affediyorum!"

"Affetmeni isteyen kim? Bana bak benim Poyraz la bir işim yok! Git konuş istersen! Ondan nefret ediyorum ki o da benden nefret ediyor! Sen salağın tekisin! Tehditlerinden korktuğumu mu sanıyorsun!"

"Korksan iyi edersin!"

"Bak almiyim seni elime! Bu sefer seni orada boğarım!"

"Hadi denesene"

Sadece beni sınıyordu. Sakin olacaktım.

"Bence bunu dediğine pişman olacaksın!"

Kolundan tuttuğum gibi Poyraz ın yanına götürdüm Güneş'i, bir bana bir Poyraz'a baktı.

"Haydi! Bana dediklerini tekrarlasana! Yoksa ben mi anlatayım??''

"Eylül! Ne yapıyorsun!?" Poyraz bana bağırdı.

Görmezden gelerek devam ettim.

"Söylemeyecek misin prenses hazetleri!"

Güneş hala susuyordu.

"Peki, Poyraz.." Güneş'e baktım.

"Güneş seninle konuşmak istiyormuş"

"Hangi konuda?"

"Bilmem? Kendisi söyleyebilir bence!" sinirle onu banka itip onlardan baya bir uzakta olan başka bir banka oturup izlemeye başladım.

Güneş hararetle anlatıyordu. Poyraz'da inanmamış ifadesi vardı. Sanki mecburi dinliyordu.

En son Güneş bağırdı.

"O senden nefret ediyor ve sen hala onu mu koruyorsun?!!!!"

Poyraz bana çevirdi bakışlarını. Gözleri sanki beni öldürecek gibi bakıyordu. Sonra bakışlarını çekip sakince Güneş'le konuştu. Güneş ağlamaya başladı. Garip birşeyler oluyordu.

"Eylül Özdemir. Müdürün odasına, Eylül Özdemir. Müdürün odasına lütfen"

Hayır! Bütün şu palavraları duymuş olmalıydı. Kahretsin! Gitmek için ayağa kalktım. Poyraz bana bakıyordu. Her hareketimi izledi. Sonra tekrar Güneş'e döndü.

Hızla müdürün odasına koştum. Kapıyı tıklattım ve içeri girdim.

"Hoşgeldin Eylül oturabilirsin"

Gösterdiği yere oturdum.

"Hakkında bağzı şeyler duydum Eylül Özdemir. Doğru mu?"

"Ne gibi şeyler?"

Gözlerime baktı.

"Hani şu sınıflar arası sürekli konuşulan konu"

İtiraz etsemde inanmayacaktı.

"Evet. Ama cidden öyle birsey yok, yani...ben öyle birşey yapmadım. Sadece uydurmalar."

Gözlerini açıp bana baktı.

"Ne yani? Sende muhteşem bir ses yok mu? Ah! Bende bir ümitle seni çağırmıştım"

Ağzım açık kalmıştı. Nasıl olmuştu bu?

"Yok..ben şey sanmıştım...herneyse muhteşem olmasada bir ses var"

"Sevindim. Birden şu yarışmaya katılamayacağımızı sanmıştım"

"Yarışma?"

"İşte müzik yarışması"

"Yapabileceğimi sanmıyorum"

"Denemek ister misin?"

Gülümsedim.

"Müzik sınıfına geç Eylül. Ben diğerlerini çağıracağım"

Tamam anlamında kafamı salladım. Müzik sınıfa geçtim.

Müdür birkaç isim söyledi ve en son...

'Poyraz Yılmazer müzik odasına'

Yok artık! Daha neler!?

Sakin olmaya çalışıyordum. Poyraz la o yarışmaya katılmak? Tabiki hayır!

Herkes tek tek sınıfa girdi ve tek bir kişi bile dalga geçmedi. Hatta yüzüme bakamadan müzik aletlerini aldılar. Garip!

Müdürde Poyraz'la içeri girdi. Başlıyoruz!

"Eylül? Tavsiye edebileceğin şarkı?"

"Im..bir tane var sanırım!"

"Harika, söylemeye başla. Poyraz eşlik eder sana"

Nefesimi kontrol altına almak için derin bir nefes aldım.

"Geri gelecek misin? Günahın neyse onu bilelim.."

"Sevebilecek misin nefret gibi beni?"

"Yoksa orada kal bebeğim belkide sana göre değilim..."

"Sen girdin hayatıma çarparken oralarda burdaki kalbimdi kanayan.."

"Vazgeçtim aklımdan,eşimden.dostumdan alay eder oldum sancımla.."

Müdür Poyraz'a şarkıyı bilip bilmediğini sordu, Poyraz kafasını sallayınca 'eşlik et' dedi.

"Hüzünlerinide al yanına ne olacak yanacaksan.."

"Benimle yan,benimle yan.."

"Çok mu şaşırırsın cehenneme kar yağdırsam.."

"Benimle yan,benimle yan.."

"Hüzülerini de al yanına ne olacak yanacaksan..."

"Benimle yan,benimle yan.."

"Ölüm gibi acıtır seni yeniden doğduğun an..."

Müdürün gülümsemesi yüzüne yayıldı.

"Başka şarkı seçmenize gerek yok. Bu harikaydı!"

Poyraz bana baktı. Ne var dercesine kaşımı kaldırdım.o da aynı tepkiyi verdi.

"Her öğle tenefüsü buradasınız 1 haftanız var"

Herkes tamam dedi. Egemen gitardaydı. İsmini bilmediğim çocuk pianodaydı. Ve bir kız keman çalacaktı. Poyraz'da benimle şarkıyı söyleyecekti, açıkçası umrumda değildi. Kalp atışların öyle demiyor Eylül.

İç ses. Susar mısın?!

Geri kalan gün normal geçti. Herkes dedikoduyu unutmuş gibi gözüküyordu. Garip.

-------

Nasıl gidiyor hikaye? Yorum yaparsanız sevinirim

YA SONRA?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin