Bir güne 2 bölüm! Benden size yılbaşı hediyesi olsun! 5 dakika kaldı! Mutlu yıllar 'ya sonra?' ailesi
Ne arkamdan geliyor ne de söyleniyordu. Ah! Cidden salak!
"Alo! Tunç abi? Beni alabilirmisin? Adresi sana mesaj atarım"
"..tamam teşekkür ederim".
Yüzümdeki rimel ve eyelinerin eriyip kaybolduğunu hissedebiliyordum. Yeter artık! Ben liseyi böyle hayal etmemiştim!
Kaldırımın kenarına oturup bir elimle gözlerimi silerken diğer elimle yerdeki taşlarla oynuyordum. Poyraz hala görüş alanım içindeydi, hayır! Ondan NEFRET ediyorum!
Tunç abi yüzüme baktı ama hiçbirşey söylemedi. Bende son bir kere Poyraz'a baktım, bana bakıyordu. Daha sonra arabaya bindim. Ağlamam artık kendini hıçkırıklara bıraktı. Bu nasıl bir gündü böyle?
Eve gider gitmez odama fırladım. Yüzümü yastığa gömüp ağlamaya başladım. Nefret ediyordum ondan! Nefret!
---------
Sabah alarmımı erteleyip saat 10'a kadar uyudum. Kalkmak istemiyordum. Ama Sevim Abla gelip kapımı açtığında uyanmak zorunda kaldım.
"Kız! O yüz ne öyle! Yüreğime iniyordu!"
"Çok mu berbat gözüküyorum?"
Aynanın karşısına geçtim. Korku filmlerindeki katillere benziyordum. Direk banyoya gidip yüzümü yıkadım. Boyalardan kurtulduğumda daha iyi gözüküyordum.
"Kahvaltı hazır canım"
"Tamam geliyorum"
Altıma şort ve üstüne beyaz askılı bir blüz ile uzun ama ince bir hırka giymiştim.
Patates kızartması, oo alırım bir dal!
Mayonez ve ketçapı sevgilisi patatesle buluşturdum. Harika!
Kahvaltı bittiğinde televizyona kuruldum. Oh mis! Elime aldığım çikolatandan bir ısırık aldım. Ders beni bozar yaşasın cumartesi pazar hesabıyla bugünü bitirecektim .
Kapı çaldı. Kesin Arda gelmişti.
"Ben açarım!"
Kapıya ilerledim. Yüzüne bakmadan direk konuşmaya başladım.
"Evet Arda beni çok özledin biliyor..?"
"...Poyraz?"
"Birkaç dakika konuşabilir miyiz?" dedi ve Sevim ablaya selam verdi.
"Hayır"
"Birkaç dakika Eylül, merak etme yemeyeceğim"
"Umrumda değil, git" dedim ve arabasını gösterdim. S
evim abla beni dışarı itip kapıyı kapattı içeriden "pardon elim kaydı" dedi ve güldü, komik olan ne vardı ya?
Sinirle Poyraz'a döndüm.
"Ne istiyorsun!?"
"Eylül dün..."
"Hiçbirşey söyleme! Senden nefret ediyorum! Anlıyor musun! Nefret edi..."
Kolumu tuttu.
"...dokunma bana!"
"Abartıyorsun"
"N!e abartıyor muyum? Kusura bakma Poyraz Bey ben hergün orada burada sürten bir kız değilim! Alışkınsan onlarla konuş! Git şimdi!"
"Bir kere susta beni dinle! Sen öyle bir kız değilsin biliyoruz! Sen olağanüstü bir gülümsemeyle herşeyi unutturan gözlere sahip bir kızsın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YA SONRA?
Random"Karanlıktan bahsediyordu ulaşabileceğim tek aydınlık, bana ben karanlığım mutlu olamazsın demişti. Sahi, mutlu olmayı isteyen kimdi?" Annesini kaybetmiş olan Eylül İzmir'e taşınır ve yeni bir hayata başlar. Beraberinde bir sürü sorunu çekmişti bata...