5'bereavement'

460 37 10
                                    


(Kina-get you the moon (ft. Snow))

Naber?

Iyi okumalar.

☆☆☆

"Offf! Sıkıldım!" Üç gündür bu lanet olası odadan çıkmıyordum daha doğrusu çıkamıyordum. Neden mi?

Çünkü O Kim çüksüz Taehyung kavga ettikten sonra beni direk odama soktu ve 'bir daha bu odadan çıkarsan ve aynı şeyler yaşanırsa seni gebertirim.'demişti hayır yani benim günahım ne, o pezevenk geldi bana sarkıntılık yaptı üstelik nerdeyse bakireliğimi kaybetmenin kıyısından döndüm suç yine ben de, çüksüz sıçan ne olacak.

O olaydan sonra kitlendiğim odamdan hiç çıkmamış ve acayip derecede bunalmıştım. Ne yemek için ne de başka bir şey için dışarı çıkamıyordum hoş çıkmaya çalışsam bile, kapıdaki muhafız dedikleri dört tane adam vardı ve nöbetleşe kapımda duruyorlardı. Yemeğim ve istediğim şeyler Taehyung'un yanıma yardımcı olarak gönderdiği çocuk halediyordu.

Onuda anlamış değilim benimle hiç konuşmuyordu ve ben konuşmaya çalıştıkça beni ya kısa cevaplarla kestirip atıyordu ya da 'bunu cevaplamaya yetkim yok' diyordu. Şu üç günde onun hakında öğrenebildiğim şeyler sayılıydı, adını ve yaşını öğrenmiştim. Ama fazla iletişimde olmadığımız için adını fazla kullanmıyordum.

Adı demişken neydi ki adı? Yeomgu yok değildi Gumyeom hayır bu da değildi neydi iyi düşün Jeongguk......

YUGYEOM!

Evet, evet buydu Yugyeom.

Harbiden Yugyeom demişken nerdeydi bu saatlerde burda olurdu. Neyse bir işi felan çıkmıştır. Yattığım yerden kalkarken oda da dolanmaya başladım. Bir kaç gündür aklımda olan düşünceler tekrar kafama nüfuz etmişti. Birincisi arkadaşlarım ve ailem diğeri de hala neden burda olduğum. Taehyung beni buraya getirmeden yani o sokakata anlatacağını söylemişti ama getirdikten sonra ona inanmamami da söylemişti. Off Taehyung ya ne var söylesen sanki, hep bir gizem hep bir kasfetli olma derdi anasını satıyım sanki Türk dizisi çekiyoruz. Biriniz de anlatsa,ölürmüsünüz.

Odanın kapısı çalınca kendimle çatışmam ve düşüncelerim bir anda uçup gitmişti. Kafamı kaldırıp kapıya baktığımda. Yugyeom karşımda bana bakıyordu. Herzaman ki gibi yemek getrip ya da birşey isteyip istemediğimi soracak sanmıştım ama herşey düşündüğünüz gibi olmuyordu malesef.

"Efendi Kim sizi çağırıyor." Beni mi? Neden ki? Birsey mi yaptım ki? Halbuki birşey de yapmamıştım şu son üç gündür. Neyse. Kafası aşağıda olan Yugyeom'a bakıp iyi birsey mi kotu birşey mi olup olmadığını analamak için yüzüne bakmıştım ama eğik olan kafasını hiç kaldırmamıştı.

Sonunda pes edip Yugyeom'a doğru adımladım o da benim yürüdüğümü görüp arkasını döndü ve kapıdan çıkmıştı ben de onu takip ettim Taehyung ile aynı katta olduğumuz için odalarımız çaprazlamaydı ve nerdeyse bir hafta önce uyandığım odanın kapısının önüne gelmiştik.

Kapıyla bakışıyordum çünkü girip girmemek arasında gidip geliyordum. Yugyeom kapın önüne gelice yanımdan ayrılmıştı ve daha da sitres olmuştum.

Sonun da derin bir nefes aldım ve elimi kapının koluna koyup aldığım nefesi vermiştim. Kısaca üstüme bakıp, kapının kolunu aşağıya indirmis kapıyı itekleyip içeriye adımlamıştım.

Içeriye girip arkamdan kapıyı örtmüştüm. Içeriye göz gezdirdiğim de devasa odanın için de tanıdık bedeni aramıştım. Kafamı sağa çevirdiğim de çalışma masasına benzeyen bir yerin önün de bütün heybetiyle duran bedeni görmüştüm, arkası bana dönük olduğu için sadece kanatlarını ve kafasının bir bölümünü görebiliyordum. Çünkü büyük kanatları ense ve başının büyük bir bölümünü kapatıyordu.

Last Sacrifice | Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin