13'don't leave me,please'

201 18 2
                                    

(Katy perry - E.T)

Naber?

Iyi okumalar.

☆☆☆

Sikeyim ne demişti o.

Sevdiğim kişi.

Sevdiğim.

Sevmek.

Ne diyor lan bu.

" Ne diyorsun lan sen."

Oturduğum yerden kalkmış ve Jimin'e üsten bakmaya başlamıştım. Ne diyordu bu ne sevmesi, beni mi seviyordu? Yok ya öyle olsa anlardım. Elimi tutmuş ve " S-sakin ol. Birşey d-demedim. Otur." Demişti sesi titremiş ve keklemişti. Neden?

Elimi hızlıca çekmiş ve hızlıca oradan ayrılmıştım. Arkamdan Jimin durmam için bağırmış ama ben durmamıştım, saçmalıktan başka birşey değildi bu, beni sevmezdi sevmemliydi. Homofobik değildim hatta biseksueldim ama Jimin olmazdı.

(JİMİN)

Neden öyle bir tepki vermişti. Birşey diyecekti, neden öyle söyledim ki, aptal kafam. Peşinden gidiyordum gözlerim dolmuştu, önümü doğru düzgün görmüyordum kötü hissetmiştim ilk defa birine açılıyordum. Neden böyle yapmıştı homofobik değildi hatta biseksueldi ama böyle bir tepki vermesini beklemiyordum.

Bahçeye çıkmıştı çıkış kapısına gidiyordu. Biraz daha hızlanmış ve kolundan tutmuştum. " YOONGİ DUR ARTIK!!" kendime doğru çevirmiş ve durdurmuştum onu. " OLMAZ!! SENDEN OLMAZ ANLADIN MI?!!" Çok yüksek bir şekilde bağırmıştı ve korkmuştum. Ben yüksek sesden korkardım, küçükken ailemden hiç şiddet eksik olmazdı, annem babama, babam anneme bağır, vurur birbirlerine herşeyi yaparlardı eğer ben o sırada odamda yorganımın altında olmasaydım bende nasibini alırdım. Liseye kadar böyleydi sonra boşandılar. İyiki boşandılar ama hala korkuyordum.

Onun bağırmasıyla kolumu hızlıca çekmiş ve korkudan geri giderken ayaklarım birbirine dolanmış ve düşmüştüm. Yoongi bir anda düzelmiş ve yüzünde endişeli bir ifade oluşmuştu. Ben ağlamaya başlamıştım.

"Ağlama, tamam özür dilerim bağırmak istemdim. Jimin Jimin bana bak, bak bana JİMİN. Sakın ol. Hadi güzelim sakın ol."

"K-kalbim, kalbim sıkışıyor. Ne-nefes alamıyorum. Yoongi... y-yoongi." Bana doğru gelmiş ve kucağına almıştı beni fakültenin önündeki arabasına doğru gidiyordu hızlıca, boynuna kafamı sokmuş ve sakinleşmek çalışyordum.

Beni arabaya bindirmiş ve kendide şoför koltuğuna geçmişti ve nereye sürdüğünü bilmediğim asvalt yolda ilerlemeye başlamıştı.

••••

(JEONGGUK)

Şoktaydım çünkü bana aşkını ilan etmişti değil mi? Seni seviyorum demişti bana. Peki ben onu seviyormuydum, bilmiyorum.

Tae hemen büyücüyü çağırmış ve birşey demeden oturduğum taşın yanındaki yapıta uzanmıştı. Bakmıyordu bana benim tersime. Çünkü nasıl ayırabilirdim ki gözlerimi ondan, bana beni sevdiğini söylemişti. O cümle kafamda dönüp duruyordu seni seviyorum güzelim.

(YAZAR)

"Söyle uzanın efendim." Demişti Samalent Jeongguk'a. Kook uzanmış ve Tae gibi mağranın topraktan, bir çok pürüzden oluşan tavanına bakıyordu. Samalent köşeye geçmiş ve orada bulunan birçok malzemeden karışım hazırlamaya başlamıştı.

Hazırladığı karışımı iki kaba bölmüş ve iki bedenin yattığı yerin ortasında durmuştu. "Bunu için efendim." Demişti her ikisinede. İki beden hafif doğrulmuş ve kendilerine uzatılan kapları ellerine almışlardı. Jeongguk teredütlüydü ve kafasında bir kaç soru vardı. " Birşey sorabilirmiyim?" Demiş ve Samalent kafasını salamıştı olumlu bir ifade ile "Bu... Yani bağ koptuğunda tam olarak ne olacak?" Taehyung bir saniye bile ilan-ı aşk yaptığı çocuktan gözlerini alamamıştı. Kendisine bakmayan bedenden istifaden doya doya bakıyordu. Son kez bakarcasına.

Last Sacrifice | Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin