🌠Yasak Orman🌠

3.2K 226 97
                                    

Annabeth'ten

Hagrid'in kulübesine geldiğimde şok olmuştum. Bilin bakalım kim oradaydı. Tabi ki çapulcular. Başka kim olabilir ki.

"Siz niye burdasınız?" dedim onlardan önce davranarak.

"Hagrid ile kahve içelim dedik. Sence?" dedi James. Gülme isteği geldi bir anda.

"Uff. Sen James'e bakma. Lily onu yine reddettiği için böyle. Profesör McGonagall'ın odasına tezek bombası artarken yakalandılar. Bende onlarla beraber geldim işte. Bu arada sen nasılsın? İyi misin?" dedi.

"Her zaman ki gibi taş gibiyim." dedim. Güldüler.

"Annabeth." dedi Sirius. Ona döndüm.

"Geçen gün için özür dilerim." dedi. Marlene ile öpüştüğü günü söylüyordu galiba.

"Özür dilenecek bir şey yok Sirius. Ben abarttım." dedim. Gülümsedi. Gülümsedim.

"Hadi artık gidelim! Yoksa Profesör bize çok kızar." dedi Hagrid.

Kulübeden çıkıp yasak ormana doğru yürümeye başladık. Biraz türüdükten sonra Hagrid durdu.

"Evet burada üçe ayrılacağız. Remus ve Sirius, James ve Annabeth, Ben ve Peter. Hadi ayrılalım." dedi Hagrid.

Herkes ayrı bir yere gitmişti. James konuşmaya başladı.

"İnanabiliyor musun? Lily'e bir kez daha çıkma teklifi ettim. Ama yine reddetti! Yani kim beni reddedebilir ki!" dedi.

"James. Sana çok önemli bir şey söylemem gerekiyor." dedim üzgün bir şekilde. Ne der gibi kafasını salladı. "Lily, biri ile çıkıyor." dedim. Olduğu yerde kaldı.

"Kimle!?" diye bağırdı. Derin bir nefes aldım.

"Benle!" diyip kahkahalar eşliğinde kaçtım.

"Hadi ama Beth. Böyle şaka olmaz." dedi ve peşimden koşmaya başladı. Ben arkama bakarak koşarken bir şeye çarpıp geri geri düştüm.

Kafam acımıştı. Çarptığım şeye baktığımda daha doğrusu kişiye baktığımda Firenze olduğunu gördüm.

"Naber Firenze? Sana çarptığım için özür dilerim." dedim. Elini uzattı ve kalkmama yardım etti.

"Sorun değil, Annabeth. Bu kim? Arkadaşın mı?" dedi.

"Tanımadın mı? Uyandıktan sonra yanına geldiğimde ve kara gölün orada görmüş olman gerekiyor." dedim.

"Ama tanıtmadın." dedi. Bense mahçup bir şekilde gülümsedim.

"He he. Tanıştırayım. James Potter. Kendisi en yakın arkadaşlarımdan olur." dedim. James ile el sıkıştılar.

"Tanıştığıma memnun oldum genç adam. Bende Firenze. Eğer yanında Annabeth yoksa at adam bölgesinden uzak dur derim. Neyse ben artık gideyim. Görüşürüz. Size iyi nöbetler." dedi ve gitti.

Biraz daha yürüdükten sonra yorulmuştum.  James'in de durumu benden farklı değildi. Neyse ki yarın cumartesiydi. Artık toplanma yerine geri dönme vakti gelmişti.

"James. Geri dönelim mi?" dedim. Derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.

"Eğer sen sormasaydın ben soracaktım." dedi. Güldüm. Yolda yürürken hep sormak istediğim bir şey vardı.

"Eee. Şimdi Sirius depresyondadır." dedim ve konuyu açtım.

"Niye depresyonda olsun ki?" dedi James.

"Sevgilisi Marlene'ye üzülmüştür." dedim. James bir anda gülmeye başladı.

"Marlene, Sirius'un sevgilisi değil ki." dedi.

Hogwarts'ın Vârisi [Düzenlemede]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin