Sirius'tan
James ile Beth'in verdiği adrese gelmiştik. Bizi Mrs. Ravenclaw karşılamıştı. İyiki Mr. Gryffindor ve Slytherin evde yoktu. Mrs. Ravenclaw bize odalarımızı gösterdi. Çantamızı bıraktık ve aşağıya indik. Tuhaf olan şey Beth evde yoktu. Lily bizden önce gelmişti ama o da evde yoktu.
"Mrs. Ravenclaw. Beth nerede? Biliyor musunuz?" dedim. İşini bırakıp bana döndü.
"Ah tatlım. O arkadaşlarıyla plajda olması gerekiyor." dedi ve işine devam etti.
Bir dakika arkadaşları mı? Sadece Lily olacak sanıyordum. Hızlıca James'e döndüm. O da anlamış olacak ki hızlıca odalarımıza gittik. Deniz şortumu giyip çıktım. Biraz James'i bekledikten sonra plaja doğru yol aldık.
Geldiğimizde gözlerim Beth'i aradı. Sonra James'e baktım. Gözleri bir yere takılmıştı.
"Nereye bakıyorsun, James?" diye sordum. Parmağını okyanusa doğru uzattı. Bir kız sörf yapıyordu. Kız baya iyi kayıyordu yanlız. Daha dikkatli baktıktan sonra onun Beth olduğunu anladım.
"Çatalak. Sende mi benim gördüğümü görüyorsun?" dedim James'i omuzundan sarsarak.
"Pati. Sana bir şey söylemek istiyorum. İşin çok zor dostum. Kolay gelsin." dedi. Çok doğru söylüyordu.
"Sağol kardeşim. Sağol. Bu arada şu Evans değil mi? Yanındaki üç çocuk da kim?" dedim. İşaret parmağımla Evans'ı göstererek.
James direk kafasını o tarafa çevirdi. Biri Remus'tu biri sümsükus ama diğeri kim bilmiyordum. James'e baktığımda koşarak Evans'ın yanına gidiyordu. Bende peşinden koşmaya başladım.
Annabeth'ten
Ne kadar uzun süredir denizde olduğumu hatırlamıyordum. Bu yüzden kıyıya doğru baktım. Lilyler'e bakınca James'in Severus'un, Sirius'un da James'in üzerine atladığını gördüm.
Sörf tahtamı hızla kıyıya doğru sürdüm. Kıyıya geldiğimde Lily, Sirius ve James'i azarlıyordu. Severus'un dudağı patlamışdı. İşte buna bende kızardım. Kötü kötü onlara bakarak yürüdüm. Lily, Remus ve Severus beni görünce tırstı.
"Dakka bir gol bir! Neler oluyor burada! Yani azıcık normal bir hayat yaşayamayacak mıyım ben?" diye bağırdım ve havluyla kurulanıp şenzlonga uzandım.
"E yani Pati ile sevgili, bizim ile arkadaş olunca normal olmak biraz anormal kaçar. Aileni saymıyorum bile." dedi Remus. James ile Sirius ise güldü.
"Cidden mi, Remus? Bana destek vereceğine daha da kızdırıyorsunuz." dedim ve beni anlayan tek insana döndüm. Şenzlonga uzanmış kitap okuyordu.
"Sen ne okuyorsun?" diye sordum.
"Aşk ve Gurur." diye cevap verdi. Anlamaz gözler ile ona baktım.
Etrafima baktığımda bizimkiler ikimize bakıyordu.
"Ne oldu?" diye sordum.
"Geldiğimizden beri yanındayız ama o kişiyi hiç fark etmedim?" dedi Lily.
"Bende." dedi Remus. Kaşlarımı çattım.
"Bende." dedi Severus.
"Nasıl fark etmezsiniz. Lily sana havluyu uzattı. Remus sana güneş kremi verdi. Severus sana su doldurdu." dedim. Anlamaz gözlerle bana baktılar.
"Kim o?" dedi Sirius. Ona hala kızgın olduğum için kızgın gözlerle ona baktım.
"Ah aslında tanıyorsunuz ama hiç karşılaşmadınız. Sizlerle tanıştırıyım. Bu kişi Ölüm. " dedim.
Herkes bembeyaz olmuştu. Vay canıma böyle bir yüz ifadesi yapacaklarını bilseydik daha önce söylerdim.
Ölüm'ün yanında oturan Remus bir anda şenzlongtan düştü. Cidden neden bu kadar korkmuşlardı ki. Sirius beni kolumdan tutup arkasına aldı. James ve Severus da aynısını Lily'e yaptı.
Ölüm bir anda gülmeye başladı. Tuhaf tuhaf ona baktılar. Bende kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Bu sefer bana döndüler. Biraz güldükten sonra ikimizde gülmeyi kestik.
"Ay tamam. Çok güldüm. Benim hatam size söylemeyi unuttum. Ben ailemi geri getirebilmek için Ölüm'ün Efendisi oldum." diyince daha çok şaşırdılar. Ölüm yanıma doğru geldi ve bir bodyguard gibi arkamda durdu.
İnsan formundaydı. Siyah saçlı, siyah gözlü ve bembeyaz tenliydi. Kilosu ortaydı. Boyu ise benle eşitti.
"Bir güç daha mı elde ettin? Beth zaten en güçlü büyücüsün. Ne gereği vardı. Aileni başka türlü de geri getirebilirdin." dedi James.
"James'e katılıyorum." dedi Sirius.
"Bu sefer bende katılıyorum." dedi Lily.
"Bu ilk kez oluyor ama bende katılıyorum." dedi Severus. Yani Severus bile James'e katılıyor.
"Tamam kızın üstüne gitmeyin. Hem Ölüm o kadar kötü durmuyor." dedi Remus. Ölüm'ün gerçek halini görse ne derdi acaba.
"Remus, sen benim en yakın ve en çok sevdiğim arkadaşımsın. Sana bira var ama onlara yok." dedim.
"Hadi ama aşkım. Ben senin sevgilinim." dedi Sirius.
"O zaman öyle davransaydın. Hem bu mugle birasıydı. Şansınızı kaçırdınız." dedim.
"Mugle birasının bizim biradan farkı ne ki?" diye sordu James.
"Daha ağır." dedim.
"Yaaa..." dediler James ile Sirius.
Onları takmadan üç tane corona extra çıkardım ve birini Remus'a birini Ölüm'e verdim. Birini de kendime aldım.
Şişe açıcağı ile kapakları açtım ve şişeyi kafama diktim. James ile Sirius salyalarını akıtarak bakıyorlardı. İki şişe alıp onlara attım. İki tane de Lily ve Severus'a verdim.
"Asla kararlarımdan kuşkulanmayın." dedim ve Sirius'un omuzuna doğru yaslandım.
Kocaman kollarıyla beni sarmaladı. Ona daha da çok yaklaştım ve kalbini dinlemeye başladım. Gözüm James'e kaydı. Sörf tahtama bakıyordu. Acaba kaymasını biliyor muydu?
Plajda sadece bizim tayfa kalmıştı. Bir anda irkildim. Aniden ayağa kalktım. Ölüm de anlamış olacak ki o da ayağa kalktı. Birbirimize baktık.
"Çocuklar kalkın davetsiz misafirlerimiz var." dedim. Sirius ile James asalarını eline aldı.
"Ah hayır. Burada sihir kullanılmıyor. Daha doğrusu kullanılamıyor. Hiç kimse kullanamıyor. Biri hariç." dedim ve Ölüm'e baktım. O da anlamış olacak ki bizimkileri arkasına aldı.
Gelenlere baktığımda şaşırmadım değil. Burunsuz, Mrs. Black ve bazı kişiler. Cidden ne işleri vardı burada. Geldiklerinde karşı karşıya durduk. Sirius bana ulaşmak isterken Ölüm onu durdurdu.
"Ne işiniz var burada?" dedim tiksintiyle. Mrs. Black tam üzerime gelecekken burunsuz onu durdurdu.
"Hadi ama. Nerede misafir perverlik?" dedi burunsuz gıcık bir gülümseme ile.
"Bölgeme izinsiz girdin." dedim.
"Bu mugle yeri senin mi? Salazar Slytherin'in kızından beklemezdim." dedi. Ne demek istemişti bu şimdi.
"Şu anda o aşağıladığın mugglelardan hiçbir farkın yok Voldemort. Yok bu isim sana yakışmadı. Burunsuz." dedim. Dişlerini gıcırdattı. Sinirlenmiş miydi? Arkadan gülme sesleri geldi. Kesinlikle James ve Sirius'tu.
"Şimdi. Neden buradasın?" dedim aşırı ciddiyetle.
"Teklif için. Bana katıl. Seni sağ kolum yaparım. Ne dersin? Dünyayı beraber değiştirebiliriz." dedi.
.
.
.
Uzun bekleyişleriniz sonunda yeni bölüm geldi. Sizi seviyorum. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Görüşürüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hogwarts'ın Vârisi [Düzenlemede]
General FictionAnnabeth Mira Gryffindor, Godric Gryffindor ve Rowena Ravenclaw'ın kızı Salazar Slytherin ve Helga Hufflepuff'ın vaftiz kızı Bir iksir yüzünden çapulcular döneminde Bu eşsiz kız bakalım çapulcuların dikkatini çekebilecek mı? Tüm hakları sırlar odas...