Elvada-11-Gitme

1.5K 158 102
                                    

Yaklaşık bir saattir koşuyordum. İstediğim yere vardığımda nefes nefese kalmıştım. Çantamı elime aldım ve kenara fırlattım. Havanın soğuk olmasını umursamayarak üzerimdeki kapüşonlu hırkayıda çıkarttığımda sadece kısa kollu okul üstümle kaldım.

Rüzgârın yüzüme vurmasıyla gözlerimi kapattım ve ileriye doğru üç adım atıp kollarımı açtım.

"Baba birazdan buluşucağız! Kızın yanına geliyor! Seni çok özledi!" Diye bağırdım zaten buralarda kimse olmayacağı için sıkıntı olmazdı. Birileri olsaydı da sıkıntı olmazdı, artık hiçkimse, hiçbir şey umurumda değildi.

Gözlerimi açtım ve aya baktım. Ne de değişikti bir ayın koskocaman olan kapkaranlık gökyüzünü aydınlatması.

Karşımdaki uçuruma baktım. Birazdan bedenim orada olacaktı. Uçuruma doğru adımladım ve aşağıya baktım. Dip görünmüyor desem yeriydi.

Tek bir adım sonrasında bütün acıların dinecekti. Sadece bir adım sonra... Uçuruma biraz daha yaklaştığımda uçurumun kenarındaki taşlar uçurumun altına doğru düşmeye başladılar. Saniyeler sonra hepsi gözden kayboldu birazdan bende gözden kaybolacaktım.

"BABA TUT BENİ!" Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes verdim.

Sessizliği telefonumdan gelen ses bozunca gözlerimi açtım. Telefonu arka cebimden çıkardım ve kimin aradığına bakmadan aramayı onaylayıp kulağıma götürdüm. Kimin aradığına bakmama gerek yoktu zaten biliyordum...

"Jennie yemeğini yedin mi?" Gözümden akan yaşlar şiddetlenirken gülümsedim.

"Ben ölüyorum..."

"Ne? Sen ağlıyor musun? Biri bir şey mi yaptı?"

"Gidiyorum Taehyung. Babamın yanına gidiyorum..."

"Jennie saçmalama. Napıyorsun!? Nerdesin?"

"Uçurumdayım. Babama gideceğim.."

"Jennie hayır. Hayır. İzin vermiyorum. Hemen uzaklaş ordan lütfen."

"Sen benim için bile çok iyisin Taehyung..."

"Jennie bana bir gram sevgin varsa oradan uzaklaş lütfen."

"Seni seviyorum. Seni çok seviyorum... Ama biz bu dünyada kavuşamayız Taehyung. Mutlaka diğer dünyada buluşacağız. Elveda..."

"Gitme... Bunu bana yaşatma. Gitme Jennie."

Telefonu kapattım ve kenara bırakıp ayağımla geriye ittim. Telefon yeniden çalmaya başladığında avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım.

"TAEHYUNG! BENİ DUYUYOR MUSUN BİLMİYORUM AMA UMARIM DUYUYORSUNDUR. SENİ SEVİYORUM, SENİ ÇOK SEVİYORUM."

"Baba kızın ilk defa birini sevdi. Kızını ilk defa değerli hissettiren biri oldu. Sen ölünce bende öldüm. Nefes aldığımı onunla hatırladım. Onu çok sev tamam mı? Tamam mı baba? Olur mu?"

"Baba! Şimdi buluşacağız. Yanına geliyorum!"

"Jennie! Hayır! Hayır! Hayır!" Jin...

"Baba bak oğlunda geldi! O gurur duyduğun oğlun! Beni bu duruma sokan oğlun!"

"Jennie! Özür dilerim. Senden milyonlarca kez özür dilerim. Abim, hadi gel. Yanıma gel, eve gidelim. Evimize gidelim."

"BABA TUT BENİ!" Dedim ve minikçe bir adım daha attım sonra bir tane daha, babamla kavuşmama aramda sadece birkaç santim kalmışken geriye doğru çekilmemle babam geri gitti... Beni tutmak için gelmişti... Babam beni tutmak için gelmişti...

Gözyaşlarımla Jin'e sarıldığımda o da bana sımsıkı sarıldı ve kafamı okşamaya başladı. "Jin ben almamıştım. Yemin ederimki..."

"Biliyorum güzelim, biliyorum. Sana inanmadığım için kendimden nefret ediyorum. Sana onları dediğim için özür dilerim. Omuzlarına bıraktığım onca yük için de özür dilerim. Seni ölüme terk ettiğim için özür dilerim."

"Jin... Benim canım çok yanıyor." Dedim kollarımı boynundan ayırmadan. "Gelirken düştün mü? Bir yerini mi vurdun?"

"Kalbim acıyor."

Kilometre | TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin