(Jennie)
Geldiğim parkın salıncağına oturmuş ayaklarımla kendimi yavaş bi şekilde, bir öne bir geri sallanıyordum. Parkta az kişi olduğundan sessiz denilebilirdi. Zaten kafamın içindeki seslerden dışardaki sesleri duyamıyordum. Elimde sıkıca tuttuğum telefonla Taehyung'un aramasını bekliyordum.
Üzerimden çıkartmadığım mis kokulu tişörtü kokladığımda elimdeki telefon titremeye başladı. Heyecanla aramayı açtım ve konuşmaya onun başlatması için telefon kulağımda konuşmadan beklemeye başladım.Karşıdan gelen tek ses nefes alış verişinin sesiydi gözlerimi kapatıp nefesini yanımda hissetmeye çalıştım. Ne güzel olurdu aldığı nefesi yanımda alsaydı.
"Ulan çok başkasın be. Aldığın nefes bile serenat gibi geliyor kulağıma."
"Taehyung ka-"
"İsimimin bu kadar güzel olduğunu, senin dudaklarının arasından dökülünce fark ettim. Sen... Sen deli ediyorsun beni."
Yutkunup elimi saçlarımın arasından geçirdim ve salıncağın demirini biraz daha sıkı kavradım. Sözleriyle bayılacak gibiydim.
"Sana çok ihtiyacım var, sanki yanımda olsan her şeyi sen iyi edecekmişsin gibi geliyor. Seni istiyorum Jennie. Hiç tanıyamadığım o kokunun kokuma karışmasından başka ne diledim ki bu hayattan."
Aşk bu muydu? Bir insan birine nasıl bu kadar bağlanabilirdi ki? Nasıl bağlanırdı hiç bir fikrim yoktu ama ben ona bağlanmıştım. Hiç çözülemeyecek bir şekilde bağlanmıştım...
Demir kadar sert, pamuk kadar yumuşak ses tonuyla yeniden konuşmaya başladı,
"Ulan ben yağan yağmuru bile kıskandım saçlarına dokundu diye. Hayallerime seni çizdim, ama baktım senin kadar kusursuz olmuyor hayallerimi çöpe attım sonra pişman oldum ama avuttum kendimi, gerçeği gelir yanıma, diye. Gelir misin? O kusursuzluğunla yanıma gelip, benim olur musun?"
"Gelirim... Gelirim gelmesinede hani günlerce bekleyecektik birbirimizi?"
"Bilmiyorsun..."
"Neyi?"
"Gülümsediğinde kalbimde oluşan hissi bilmiyorsun. Sensiz yapamam; bunuda bilmiyorsun. Seni delicesine seviyorum; bunuda bilmiyorsun. Her gece tanrıya sadece benim olman için yalvarıyorum; bunuda bilmiyorsun. Eğer bilseydin umurunda olmazdı günler."
Günler umurumda değil sevgilim...
"Sana aşkımı kuşlarla gönderecek kadar çaresizim."
"Taehyung aramızda 11053 kilometre var. Kuşlar gelemeden ölecek."
"Ben her gün senin için ölüp ölüp dirilirken birkaç kuş kuş ölsün, hiçbir şey olmaz."
Kalbimin delicesine atması normal miydi? Avucumun terlemesi sözlerinden dolayı mıydı? Yanaklarımın kızarması neden dolayıydı? Sözlerinden mi? Sesinden mi? Beni sevmesinden mi?
"Söz ver sadece benimsin."
"Sadece seninim, söz vermene gerek yok sadece benimsin."
"Sadece seninim Taehyung. Benim için beni yarına kadar bekler misin?"
"Beklerim bilirsin..."
"Daha fazla beklemeyelim birbirimizi." Dedim salıncaktan ayaklanırken. "Kavuşalım birbirimize. Kavuşalım... kavuşalımki biz kilometre'lerin aşkının imkansız olmadığını kanıtlayalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kilometre | Taennie
FanfictionHer şey Taehyung'un yanlış kişiye attığı bir mesajla başladı kim bilebilirdi saçma sapan bir mesajın büyük bir aşk doğrucağını? -Mesafeler aşka engel midir? -Aşka engel olan mesafeler değil, düşüncelerdir. Gözlerini kapatıp hayal edersen beni oluru...