(Jennie)
Parktan çıkınca doğrudan Lena'nın okuluna gelmiştim. Ona bazı şeyleri söyleme vakti gelmişti. Okula girdim ve Lena'nın sınıfına doğru adımlamaya başladım. Teneffüs olmadığı için koridor oldukça sessizdi kulaklarımı dolduran tek ses bir öğretmenin ders anlatmasıydı. Saçlarımı geriye attım ve kapıyı tıklatarak içeri girdim. Herkesin gözü beni bulduğunda kafamı hafifçe eğerek selam verdim. "Kime bakmıştınız?" Kalın bir kadın sesinden sonra tebessüm ederek, "Lena'ya bakmıştım." Dedim. Öğretmen kafasına oturan öğrencilere çevirdiğinde bir kız, "Lena müdürün yanında." Dedi. Kaşlarımı çattığımda aklımdan binbir türlü şey geçiyordu. Acaba biriyle kavga mı etmişti? Ya da dayak falan mı yemişti? Kesin dayak yemişti...Öğretmene teşekkür ettim ve sınıftan çıkıp müdürün odasını aramaya koyuldum. Şansıma karşıma bir öğrenci çıkınca ona müdür odasının nerede olduğunu sordum bir üst katta kantinin ilerisinde olduğunu söyledi. Hızla merdivenleri çıktım ve hızımı azaltmadan yürümeye devam ettim. 'Müdür' yazısıyla derin bir nefes verdim ve işaret parmağımın eklem kısmıyla kapıya tıklatarak içeri girdim. Lena siyah koltuğa oturmuş mutlulukla karşısındaki adamı dinliyordu.
Kapının açılma sesiyle ikiside bana dönmüştü, ilk başta müdüre baş selamı verdim. "Buyurun genç hanım?" Gülümseyerek tişörtümü düzelttim, "Ben Lena'nın ablasıyım da, bir şey mi yaptı?" Onlara sakin adımlarımla yaklaştığımda orta yaşlı müdür gözündeki modası geçmiş gözlüğü düzeltti. "Evet, bir şey yaptı." Hayal kırıklığıyla Lena'ya baktığımda müdür konuşmasına devam etti, "Harika bir şey yaptı, Seul'un en iyi özel okulundan burs aldı. Okulun müdürü Lena'nın başarılarının farkına vardı ve onu en iyi şekilde mezun edeceğini bana bildirdi. Lena gibi iyi bir öğrenciyi kaçırmak benim olumsuz yönde etkiler ama hiçbir şey bir öğrencinin geleceğinden daha önemli değil. Lena'ya sormadanda kaydını aldırtmak istemedim. Madem ablasısınız beraber karar verin." Duyduklarımın sevinciyle heyecanla Lena'nın boynuna kollarımı doladım. Seul'un en iyi özel okulundan burs almıştı bundan daha iyi ne olabilirdi?!
Kollarımı boynundan çektiğimde Lena elimi tuttu. "Bak abla, başardım." Saçlarına dudaklarımı bastırdım ve gururla elimi omzuna koydum. "Evet bebeğim, başardın."
"O zaman kaydını aldırıyorum Kim Lena."
"Evet, lütfen." Dediğinde derin bir nefes verdim. Lena devre dışı kalmıştı, buna göre yapacağım tek şey ondan izin almak olacaktı.
Müdüre teşekkür edip odasından çıktığımızda bir kez daha Lena'ya sarıldım. "Sen neden gelmiştin Jen?" Sorusuyla tuttuğum nefesimi yavaşça bıraktım ve elini tuttum.
"Ben senden izin alacağım, A-"
"Git Jennie. Git... git ve sevdiğine kavuş."
—
(Taehyung)
Yeontan'ı kucağıma almış, elimi yumuşak kafasında gezdiriyordum. Kafamdaki sesler beni deli ederken Yeontan kafasını kaldırdı. Ve bana o masum bakışlarından atmaya başladı, ne hissettiğimi biliyordu. O çok akıllıydı, çünkü babası bendim.Patilerinin üzerine kalkarak kafasını sağ tarafa yatırdığında o kadar sevimli duruyordu ki gülmeden edemedim. Kucağımda ayaklanmış kafasını kafama yaklaştırmıştı. Ah cidden bu romantik anı bir köpekle yaşıyordum.
Minik pembe dilini dışarı çıkarttı ve ıslak diliyle dudaklarımı yalamaya başladı. İlk başlarda bunu yapmasından iğreniyordum ama şimdi alışmıştım. Düşmemesi için ellerimle kucağımdaki minik bedeni sıkıca tutarken, bildirim sesiyle Yeontan'ı hızla kucağımdan yatağın öbür ucuna bıraktım ve komidinin üzerindeki telefonu elime aldım. Yeontan sinirlenmiş olacakki havlamaya başlamıştı. Kıskanç bir kızım vardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kilometre | Taennie
FanfictionHer şey Taehyung'un yanlış kişiye attığı bir mesajla başladı kim bilebilirdi saçma sapan bir mesajın büyük bir aşk doğrucağını? -Mesafeler aşka engel midir? -Aşka engel olan mesafeler değil, düşüncelerdir. Gözlerini kapatıp hayal edersen beni oluru...