"Jennie hemen aşağı in. Polisi ara." Donmuş bir şekilde kadının kıpırdamayan vücuduna bakıyordum."Jennie! Kime diyorum?" Yağan yağmur hareketsiz bedenlerini ıslatıyordu. Üşüyeceklerdi. Üşüyeceklerdi.
Ayağa kalktım ve hızla merdivenlerden inmeye başladım. "Aferin güzelim. Hadi in aşağı ara polisi."
"Taehyung, öldüler..."
"Jennie düşünme onları tamam mı? Şimdi kapatıyorum polisi ara eğer ölmedilerse hastaneyi ara. Tamam mı güzelim?" Kafamı onaylar şekilde salladım. Ve titreyen dudaklarımla merdivenleri inmeye devam ettim.
Resmen gözlerimin önünde atmıştı kendini. Gözlerimin önünde iki can yok olmuştu. Gözlerimin önünde bu lanet dünyadan iki kişi eksilmişti.
Merdivenler bittiğinde gözyaşlarıma engel olamadım. Ölmüşlerdi, ve ben hiçbir şey yapamamıştım. Kadının elinden tutamamıştım. O minnacık bedeni hayata bağlayamamıştım.
911'i aradım ve olanları özet geçerek anlattım. Adresi aldıktan sonra bir ekip göndereceklerini söyledi ve telefonu kapattı. Yorgun gözlerimle o minnacık bedene baktım. Bu bedenin bir sahibi yoktu. Benim yüzümden yoktu...
Yağmuru umursamayarak bebeğin ölü vücudunu kucağıma aldım. Teninin rengi beyazdı. Dudakları morarmıştı. Omuzları taşıdığı onca yük yüzünden eğikti.
Üzerimdeki montu çıkarttım ve bebeğin üzerini güzelce örttüm sonrada kafasına dikkat ederek onu yağmurun ıslatamayacağı bir yere yatırdım. Sonrada bana kimseyi canımdan vazgeçecek kadar sevmememi söyleyen kadına ilerledim. Yağmur şiddetini arttırmıştı. Gözyaşlarımda öyle...
Yere dizlerimin üzerine çöktüm ve kanayan kafasını kucağıma koyup saçlarıyla oynamaya başladım.
"Keşke gitmeseydin. Belki annem olamazdın ama bana bir abla olurdun..."elime aldığım saçı örmeye başladım.
"Annemle konuşamadığım şeyleri seninle konuşabilirdim. Erkek tavlamaya seninle gidebilirdik. Yeni tanıştığımız kişilere kardeşin olduğumu söyleyebilirdik. Taehyung'a hayallerimizde sarılabilirdik." Arka cebime sokuşturduğum telefonum çaldı. Taehyung arıyordu. Bakmamamış olmama rağmen biliyordum.
Sağ elimle telefonu arka cebimden çıkardım ve aramadın onaylayıp telefonu kulağıma götürdüm.
"Jennie. İyisin değil mi?" Değilim...
"Taehyung onlar öldü." Dedim önümdeki cansız bedenin saçlarını okşarken.
"Jennie. Bak ne diyeceğimi bilmiyorum..."
"Onlar öldü! Benim yüzümden öldüler."
"Hayır güzelim, hayır. Senin yüzünden ölmediler. Sakın öyle düşünme. Sen o kadının ölmeden önceki geçirdiği dakikaların iyi geçmesine sebep oldun..."
"Ben ona... Ben ona demiştim. Elinden tutarım... Demiştim. Tutamadım Taehyung. Tutamadım elini."
"Jennie deme öyle. İzliyor bizi. Üzüldüğünü görmesin yoksa o da çok üzülür."
"İzliyor değil mi?"
"Evet izliyor." Dediğinde kafamı gökyüzüne çevirdim. Yüzüme çarpan yağmur damlalarını umursamayarak gülümsedim. "Sana söz veriyorum ona bir gün sarılacağım."
-
Polisler gelene kadar Taehyung bana bir şeyler anlatmıştı ama sanki kulaklarım tıkanmıştı. Kulağım hiçbir şeyi duymuyordu. Yaptığım tek şey önümdeki kadının saçlarını okşamaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kilometre | Taennie
FanfictionHer şey Taehyung'un yanlış kişiye attığı bir mesajla başladı kim bilebilirdi saçma sapan bir mesajın büyük bir aşk doğrucağını? -Mesafeler aşka engel midir? -Aşka engel olan mesafeler değil, düşüncelerdir. Gözlerini kapatıp hayal edersen beni oluru...