Yapmakta olduğu hareketten dolayı ayak topuklarının uyuşmuş olmasına rağmen ayağına giydiği spor ayakkabı aracılığıyla içerisinde bulunduğu durumu fark etmeden topuklarının üzerinde bir ileri bir geri hareket ediyordu Jisung. İçindeki anlamsız endişeyi atmak istercesine derin bir nefes almıştı ama doğrusunu söylemek gerekirse az önce yaptığı bu devinim hiçbir işe yaramamıştı. Yolculukları oldum olası sevmezdi, özellikle de uzun olanları. Objektif bir şekilde bakıldığında yolculuk yapmak bazı yerlerde güzel olabilirdi ancak o küçüklüğünden beri kendisi ya da yakınlarından biri yolda olduğu sürece içindeki endişeyi atamadığı için yolculukların iyi yönünü henüz tatmış değildi ve tadacağa da benzemiyordu.
"Endişelenmene gerek yok." dedi Jaemin, Jisung'un endişesini gözüyle görebiliyordu ve söylediklerinin onun yararına olmayacağının farkındaydı ama konuşmadan da duramamıştı. Ellerini Jisung'un omuzlarına yerleştirip hafifçe sıktı. "Saat daha yeni on iki yirmi beş oldu." Jisung da Jaemin'in onu sakinleştirmeye çabaladığının farkındaydı, hatta bir yerde ona bunun için minnettardı da, ama yine de onu sakinleştirmek için sarf edilen sözler Jisung'un daha da telaşlanmasına neden olmuştu. "Saat on iki yirmi beş mi oldu?"
Renjun hazırda bulunma saatini on bir buçuk olarak belirlemiş olsa da herkesin tahmin ettiği şey gerçekleşmişti dün gece; Jisung uyuyamamıştı.
Gecenin başlarında tek sorun uykuya dalmak olsa da sonlarına doğru sorunları çözmeye çalışmayı boş verip uyuyamadığına kanaat kıldı dün. Altı gibi erken bir saatte kalkması ve uyuyamaması fazla kötü değildi, bu durumla ilk kez karşılaşmamıştı sonuç olarak. Belki dizi izler, belki kitap okur ya da istediği herhangi bir şeyi yapardı. Fakat o elinde bulunan basit seçenekleri değerlendirmek yerine kendini hazırlayıp yurttan çıkmaya çabaladı. Yine de kendini neye hazırladığı meçhuldü. Yurttan çıkmak amaçlı hareket ederken kapının önünde bulunan korumalar yurttan bu kadar erken çıkmasına izin vermediklerinde onlara çaktırmadan okuldan kaçmaya kalkıştı ve bu girişiminin başarıyla sonuçlanmasının ardından yalnızca okuldan kaçma aktivitesini uzun zamandan beri gerçekleştirmiyor olduğunu düşünmeye başladı. Nereye gittiğini fazla düşünmeden yürüdü ve saat yediye gelirken kendini Renjun ile Yanyang'ın oturduğu sitede buldu. Hızlı yürüdü ama aynı zamanda da bu siteye ilk defa yürüyerek gelmişti. Yurt ile site arasındaki mesafe çok da kısa sayılmazdı çünkü. Amacının ne olduğunu bilmeden ona ulaşmak için çabaladı ve ulaştığı sonuçla kendini de şaşırttı. Ayrıca siteye girmesi de sorun olmadı çünkü arkadaş gruplarındaki herkesin birbirinin evine girecek kadar bilgisi veya eve girmek için yeterince gerekli eşyası vardı.
Site kapısının şifresini girip ileri doğru bir adım attığında kapıda bulunmayan diğer elini cebine daldırdı ve yurttan çıkarken yanına almış olduğu Renjun'lerin evinin anahtarını aramaya başladı. O sırada fark etti pantolonunun cebinin oldukça sıkışık olduğunu. Bu onu durdurmak için yeterli bir sebep değildi yine de. Kapıyı kapattığı an ile eş zamanlı olarak Tardis'li anahtarlığını buldu ki bunun en büyük sebebi cebinde, anahtarlığa takılı olan anahtardan başka bir şey bulunmamasıydı. Fazla düşünmeden Renjun'in evinin kapısına ulaştığında derin bir nefes aldı ve yapacağı şeyden vazgeçecek kadar zaman geçmeden hızlıca elindeki anahtarı deliğe yerleştirdi. Yerleştirme aşamasında sorun çıkmasa da delikteki anahtar çevrilirken fazla ses çıkmadığı söylenemezdi. Bu küçük anahtar hareketinin ardından evden gelen sesler de mutlulukla kapıdaki kişiyi karşılamaya gelen birinin çıkardığı seslere benzemiyordu. Hava bile hâlâ aydınlanmamıştı üstelik. Havanın durumunu da göz önünde bulundurarak ürkmedim dese yalan olacağının bilincindeydi. Kapıyı açarsa olacaklardan korktuğu için içerideki kişinin kapıyı açmasını bekledi. Ve çok değil, birkaç saniye sonra kapıyı sağ elinde bıçak bulundurup sol elindeki telefonu kulağına yaslamış olan bir Renjun açtı. Jisung onun ne düşündüğünü bilmiyor olmasına rağmen Renjun hem sinirlenmiş hem de rahatlamış duruyordu. Üzerindeki moomin baskılı beyaz pijaması yıpranmış, saçları da bir hayli dağılmıştı. Buna rağmen bıçak tutan eli titremiyordu bile. Tava yerine bıçak seçmiş olmasına şaşırabilirdi Jisung, fakat Renjun'i tanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
öpüşlerim hafifletti kahkahanı, chensung
Fanfictiondiğer insanların kulağına işlerken benim yüreğime işleyen sesini durduramazdı hiçbir şey, öpücüklerimden başka.