3.0

610 53 18
                                    

Diğer herkes duvarlara dayalı olan koltuklarda oturuyorken Jaemin ve Renjun iki ayrı taburede karşı karşıya oturmuş ve aralarına küçük bir sehpa almışlardı. Jaemin oturdukları eşyanın sandalye olduğu konusunda sürekli itirazlarda bulunsa da Renjun başta olmak üzere diğerleri oturdukları eşyanın oturma yeri sarı bir yuvarlaktan oluşan tabure olduğunu biliyordu.

Çiçek şeklindeki ahşap sehpanın üzerinde ilk yardım eşyaları vardı. Renmin ikilisi Yangyang'ın onları fitillemesinin üzerinden çok geçmeden sonunda gerçekten kavga etmişlerdi. Renjun'in nasıl olduysa hem kaşı hem de dudağı patlamıştı ve güldüğünde kanın dudaklarına bulaşmasını seviyordu. Jaemin'in ise gözü morarmış, parmak boğumları yaralarla kaplanmıştı. Ne var ki bu yaraları Renjun'e vurma hızından dolayı değil, Renjun onu yere attığında "Mark Watney uçuyorsa ben de uçarım." deyip yere yumruk attığından dolayı kazanmıştı.

Kavga etmiş olmalarının tek nedeni gerçekten canlarının istemesiydi. Renjun'in canının istediği gibi davrandığını herkes biliyordu zaten. Yangyang sayesinde ise Jaemin de Renjun'e uymuştu.

Jaemin ve Renjun, kavgaları bittiğinde gülümseyerek birbirlerine sarılmışlardı. Renjun kan tadı aldığından dolayı mutlu olsa da sonuç olarak ikisi de olması gerekenden daha fazla yorulmuşlardı. Ve sarıldıklarında da daha fazla ayakta durmaya dayanamayıp sarılmış bir şekilde yere düşmüşlerdi. Birbirlerinin üzerine düşmelerinin ardından ağızlarından istemsizce acı nidası çıktığında ise Jeno elini avucunda telefon tutuyor olan Yangyang'ın omuzuna koyup "Sanırım artık müdahale etme zamanı geldi." demiş ve Yangyang'ı girdiği büyünün içinden çıkarmaya çalışmıştı. Şimdi ise hepsi Renjun'in evindeydi. Jaemin ve Renjun birbirlerinin yaralarıyla ilgileniyorken geri kalanlar öylece oturuyorlardı.

"Video çektin mi?"

Jisung bacaklarının arasında oturmuş ve sırtını onun göğsüne yaslamış olan Chenle'yu rahatsız etmemeye çalışarak öne eğilip fısıldar şekilde Yangyang'a sorduğunda Yangyang Renjun'in kavganın bitiminde sergilediği gülüşün aynısını sergileyerek ona "Tabii ki..." diye cevap vermişti, "Görün nasıl kullanıyorum bunları ileride. Sizi birbirinize düşüreceğim." Kaşlarını çatıp "Nefret ediyorum sizden." diye ekledi.

Yangyang'dan aldığı cevapların üzerine hafifçe gülmüştü Jisung. Sonrasında ise eskisinden daha da sessiz bir biçimde "Hepimiz ayrı ayrı içimizden birilerine düştük zaten, kimse kalmadı." demişti. Konuşurken gözünün bir saniyeliğine de olsa Chenle'ya kaymasını engelleyememişti.

Ortamı tekrar bir sessizlik kapladığında Jaemin elini Renjun'in kaşlarının yakınlarından çekmeden derin bir nefes alıp "Ee, hiç konuşamadık." dedi. Aynı anda göz ucuyla Chenle ile Jisung'a bakmayı ihmal etmiyordu. Sinsice gülümsemeden de edememişti. "Ne yaptınız siz ikiniz?"

Herkes biliyordu ki Jaemin şu an Renjun'e pansuman yapmıyor olsaydı Chensung ikilisine yavaşça göz kırpardı.

Jisung gözlerini devirirken Chenle Jaemin'e cevap verecek gibi olmuştu. Bunu fark eden Jisung Chenle söze girmeden önce eliyle onun ağzını kapatmış ve kafasını Chenle'nun kulağına yaklaştırmıştı. Chenle artık sırtında hissettiği kalp atışları ile birlikte Jisung'un nefesini de hissedebiliyordu.

"Eğer ona cevap verirsen içerisine girecek olduğun konuşmanın sonu asla gelmez."

Jisung yavaşça Chenle'nun kulağına fısıldadığında Chenle ürpermişti. Ve fısıldamasına rağmen Jaemin onu duymuştu.

Duyduğu cümle ile hafifçe kaşlarını çattı Jaemin. Gözlerini hiddetle Jisung'a çevirirken yapmakta olduğu işe bir ara vermişti. Dudakları da iğrenmeyle kıvrılmış gibiydi. Chenle'nun küçük gülümsemesini de görebiliyordu. Bu yüzdendi ki kıstı gözlerini. "Terbiyesizler."

Jaemin ikiliyi azarlar nitelikte bir kelimeyi dile getirdiğinde Jisung onunla dalga geçmek açmalı ona öpücük atmıştı. Bunlar olurken ise Jeno'nun dikkatle kendisinin bulunduğu yere baktığını fark etmişti Jaemin.

Jeno bu eve adımını attığından beri tek bir kelime bile söylememişti. Ortalıkta uzun bir diyalog dönmemiş olsa da şimdiye kadar herkes en az bir kelime söylemişti yine de. Jeno ise susmuş ve Jaemin'in anladığı kadarıyla sükunet içinde Renmin ikilisini izlemişti.

Jaemin Jeno'nun kendisini kıskandığı fark ettikten sonra istemsizce kaşlarını havaya kaldırdı. Ardından da Renjun'e dönüp kaş göz hareketi yaparak Jeno'yu gösterdi. Renjun'in onu anlaması da uzun sürmedi.

Jeno'nun kendilerine baktığını gördüğünde Renjun de çok geçmeden anlamıştı Jeno'nun Jaemin'i kıskandığını. Bu yüzden dudağının sağı yavaşça yukarı doğru kıvrıldı. Ve o da Yangyang'a döndü.

Yangyang'la göz göze geldiklerinde önce gözlerini Yangyang'ın telefonunun olduğu cebe indirdi. Ardından da Yangyang kendisine bakmaya devam ederken yavaşça Jeno'ya yöneldi. Kaostan beslenen Yangyang'ın olan biteni anlamamasına imkan yoktu. Bundan dolayı telefonunu eline alıp video başlattı hemen. Jeno ise hipnoz olmuş gibi Jaemin'in eline bakmaya devam ediyordu.

"Dudağın cidden kötü olmuş." dedi Jaemin. Renjun onun yapmak istediğini anlıyordu.

"Öp de geçsin."

Renjun'in söylediği cümlenin üzerine Jaemin de Renjun de gözlerini kapattı. Dudaklarını büküp oldukça yavaş bir biçimde birbirlerine yaklaşmaya başladılar. Jeno'nun ağlarına düşmesi de uzun sürmemişti.

İkilinin dudaklarını bükmelerinin üzerinden birkaç saniye anca geçmişti ki Jeno direkt ayağa fırladı. O ne yapacağını bilemezken Renmin iyice birbirine yaklaşıyordu. Onlar yaklaştıkça da Jeno telaşlanıyordu.

Kafası karışmıştı. Ve en sonda hiçbir şey düşünmeden öne atladı Jeno. Sehpanın üzerine atladı.

Doğrusunu söylemek gerekirse kimse Jeno'nun bunu yapmasını beklemiyordu. En basitinden Jaemin'i geri çeker diye düşünmüştü herkes. Fakat o ilk yardım eşyalarının üzerine atlamıştı.

Jeno'nun ağzından bir takım acı nidalar çıktı. Canı yanmış olmalıydı.

Renjun sehpasının kırılmamış olmasına sevinirken Jeno yerde uzanıyordu. Jaemin'in gözleri, büyümüş bir şekilde Jeno'nun üzerineydi. Jeno arkaya döndüğünde de ikilinin gözleri buluşmuştu.

Jaemin kaşlarını çatıp kafasını "Ne yaptın sen?" der gibi salladığında Jeno şirin bir şekilde gülümsemeye çalıştı. Yine de söyleyeceği şeye Jaemin'in göz devireceğinin farkındaydı.

"Şey..." derken hâlâ şirin bir şekilde gülümsüyordu, "Kestik?"

**********

dedim sevgili olduklarında kesmeyelim bir sevgili olmuş hallerini falan görelim, siz de sıkılmıyosunuzdur umarım?????

sıkılıyosanız da sıkılmayın, valla bitiyo

öpüşlerim hafifletti kahkahanı, chensungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin