Jisung gözlerine vuran güneş ile uyandığında gözlerini zorla açabiliyordu. Yavaş yavaş kendine geliyordu ama kendine gelme konusunda gerçekten yavaştı.
Chenle'nun kokusu burnuna dolduğunda ne olduğunu düşünmekten çok uzaktı.
Kafasını kaşımaya çalışırken hâlâ gözlerini tam olarak açamamıştı. Ardından Chenle'nun yatağında olduğunu fark etti ve gözleri istemsizce şaşkınlıktan dolayı açılmıştı. Gözleri açıldığındaysa gözlerine çarpan ilk şey telefonu olmuştu. Telefonu hâlâ açıktı.
Jisung başta hayal gördüğünü düşünüp gözlerini kırpıştırsa da birkaç saniyenin ardından görüntülü konuşmanın hâlâ açık oluğuna ve telefonda gördüğü kişinin Chenle olduğuna inanmıştı. Neden bu kadar şaşırdığını bile bilmiyordu.
"Chenle?"
Chenle Jisung ona seslendiğinde dahi istifini bozmamıştı.
"Efendim?"
Jisung anca durumu tam olarak kavradığında tekrar konuşmaya başlamıştı.
"Gece boyunca açık mı kalmış bu? Saat kaç şu an?"
Jisung'un sorularına rağmen Chenle gülümsemeye devam ediyor ve ona sakinlikle cevap veriyordu.
"Burada saat dokuz buçuk, orada on buçuk."
Bir anlığına da olsa saat farkı Jisung'un aklından çıkmıştı ve bunu kavrayabilmesi için de zamana ihtiyaç duymuştu.
"Chenle sen her gün sekiz buçukta uyanıyorsun, bir saatten beri beni izliyor olamazsın herhalde."
Chenle gülümsemeye devam ettiği halde bu sefer Jisung'a verdiği cevap gecikmişti. Konuşmaya başladığında ise başta yalnızca "Hayır." demiş ve aradan birkaç saniye geçtikten sonra tekrar konuşmaya başlamıştı.
"O kadar övdüğün Doctor Who'yu izlemeye başlamıştım. Sen cidden ilk bölümlerde Rose'u sevmiş miydin?"
Jisung yine yeni bir bilgi öğrendiğinde bunu algılaması daha kısa sürmüştü.
"Hayır da, sen hani hiçbir zaman Doctor Who'ya başlamayacaktın? Bana totem yapıyordun hani?"
Chenle konuşmanın başından beri hipnoz olmuş gibiydi ve gülümsemeye devam ediyordu.
"Belki ben Doctor Who'yu izlersem sen de benimle Jim Carrey'nin filmlerini izlersin diye düşündüm."
Jisung Chenle'ya sorsan izlerdim demeye yeltenmişti ki Chenle'nun tekrar konuşmaya başlayacağını fark edip sustu.
"Jisung benim sanırım sana artık bir şey söylemem lazım."
Jisung Chenle'nun diyeceği şeyi merakla beklerken istemsizce kaşları çatılmıştı. Chenle ona bu kadar ciddi ne söyleyebilirdi ki?
Chenle derin bir nefes alıp söylemek istediği şeyi dile getirmek için ağzını açmıştı.
Ve Jisung Chenle'nun söylemek istediğini duyamadan geceden beri bitmeyen Jisung'un telefonunun şarjı o an bitmişti.
**********
merhba arkdşlar
arada uğruyorum buraya da klasik ama garip bir fic bu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
öpüşlerim hafifletti kahkahanı, chensung
Fanfictiondiğer insanların kulağına işlerken benim yüreğime işleyen sesini durduramazdı hiçbir şey, öpücüklerimden başka.