"I will wander till the end of time torn away from you.
(Senden ayrı geçirdiğim zamanın sonuna kadar başıboş yaşayacağım.)I pull away to face the pain.
(Kopuyorum, acıyla yüzleşmek için.)I close my eyes and drift away.
(Gözlerimi kapatıp sürükleniyorum.)Over the fear that I will never find.
(Korkunun üzerine, hiç bulamayacağım.)A way to heal my soul.
(Ruhumu iyileştirecek bir yol.)And I will wander till the end of time.
(Ve sonuna kadar zamanın, başıboş yaşayacağım.)Torn away from you.
(Senden ayrı geçirdiğim.)My heart is broken.
(Kalbim kırık.)Sweet sleep my dark angel.
(İyi uyu benim ışıksız meleğim.)Deliver us from sorrow's hold.
(Bizi hüznün ellerinden kurtar.)Or from my hard heart.
(Ya da benim nasır bağlamış kalbimden.)I can't go on living this way.
(Böyle yaşamaya devam edemem.)And I can't go back the way I came.
(Eskisi gibi de olamam.)Chained to this fear that I will never find.
(Bu korkuya hapsoldum ve hiç bulamayacağım.)A way to heal my soul.
(Ruhumu iyileştirecek bir yol.)And I will wander till the end of time.
(Ve sonuna kadar katlanacağım.)Half a life without you.
(Sensiz yarım kalmış yaşamıma.)Deliver us.
(Kurtar bizi.)Deliver us from sorrow's hold.
(Bizi acının ellerinden kurtar.)"- - -
'SeHun nasılsa ben de öyleyim.' diye düşünmüştüm ama sanırım yanılmıştım.
Ben nasıl isem SeHun da bir o kadar benim gibi oluyordu. Hatta.. daha fazlası ile karşılaşıyorduk çoğu zaman. Ben mutlu iken kimse SeHun'un yaşayış hızına yetişemez iken ben üzgün iken kendisinden cevap dahi alamıyorduk. Çoğu zaman ortalıkta gözükmemesi yüzünden günlerimi bizimkilerin beni yatıştırmaya çalışması ile geçerken ona gerçekten de kırılmıştım. O ise, bu endişeli hallerimden hoşlanıyormuşçasına, sürekli olarak sırıtıyor olması yüzünden bu bende kendisine gelebilmesi adına ağzının tam ortasına yumruğumu geçirme isteği uyandırırken ben onu itemiyordum bile. Halbuki biraz olsa sert davranabilsem her şey daha iyi olacaktı, emindim fakat yapamıyordum. Ben, SeHun üzülecek diye her şeye rağmen gülümsemeye çalışır iken beni bu şekilde yarı yolda bırakmış olması ona karşı gardımı almamda işe yarayan belki de tek nedendi.
Ben artık yolumu yönümü gram bilmez iken ona güvenmekle hata mı yapmıştım yani?
Hiçbir şey için asla pişman değildim. Tek başıma yaşamayı ve kendime yetebilmeyi öğrenmiştim şu ana kadar, bu şekilde de idare edebilirdim ama SeHun olmadan buna devam edebileceğim konusunda endişelerim vardı. Dönemin sonuna gelmiştik artık ve benim bir karar vermem lazımdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☯ PHOENIX - [osh+lhn]
Fanfiction{ HIM-Wicked Game. } °ƸӜƷ• "Sen.. ölümü kendine amaç edinmiş iken küllerinden benim için doğmayı seçen sen; kötülük doluşmuş kalbimin tek iyilik işleyen tarafısın. Sana ait o...