"... There's still time.
(Hâlâ zaman var.)Close your eyes.
(Gözlerini kapa.)Only love will guide you home.
(Sadece sevgi seni eve götürecek.)Tear down the walls and free your soul.
(Duvarları yık ve ruhunu serbest bırak.)Till we crash we're forever spiraling down, down, down, down.
(Yere çakılana kadar daima döne döne düşeceğiz aşağı, aşağı, aşağı, aşağı.)Hello, hello, it's only me.
(Merhaba, merhaba, sadece benim.)Infecting everything you love.
(Sevdiğin her şeye hastalık bulaştırıyorum.)Somewhere beyond the pain there must be a way to believe.
(Acının ötesinde bir yerde inanmanın bir yolu olmalı.)Hello, hello remember me?
(Merhaba, merhaba, beni hatırladın mı?)I'm everything you can't control.
(Kontrol edemediğin her şeyim ben.)Somewhere beyond the pain there must be a way to learn forgiveness.
(Acının ötesinde bir yerlerde merhameti öğrenmenin bir yolu olmalı.)Somewhere beyond the pain there must be a way to believe we can break through.
(Acının ötesinde bir yerde kurtulabileceğimize inanmanın bir yolu olmalı.)Remember who you really are.
(Kim olduğunu hatırla.)Do what you, what you want!
(İstediğini, istediğini yap!)- - -
Eğer her şeye yeniden başlamak konusunda bir şansım olsaydı, hiç düşünmez gider SeHun'u bulurdum. Sonra ne mi olurdu? SeHun ile yarım kalan her şeyimi tamamlamaya çalışırdım. Şuan bunu yerine getirebilir miydim? Elbette. Ama maalesef ki elimi kolumu bağlayan büyük bir sorun vardı: SeHun beni sevmiyordu.
Az olsa bile beni seviyor da olabilirdi, orasını hala anlayamamıştım.
Her duşa veya banyoya girdiğimde -Bazen sadece yüzümü yıkamak istediğim anlarda bile yapıyordu bunu.- içeride durmak istiyor, içeriye girdiğim ana yetişemese bile bu sefer bağırıp çağırarak hayatta olduğumu kendi ağzımdan duyup öyle susuyordu. Ben banyodan çıkana kadar da kapının önünde bekliyordu. Ben.. bilemezdim ki, beni suyun içinde bulup kurtarmayı seçeceğini. Ona o geçmek bilmeyen yirmi bir buçuk günü hatırlatan her şeyi az çok göz ardı edebilse bile suya tahammülü yoktu o andan sonra, hatta bazen minicik bir su sesinden rahatsız oluyor ve bunun yüzünden BaekHyun ile kavga ediyordu. Herkes bunun nedenini çok iyi bildiği için sesini çıkarmayarak SeHun'un bu durumu aşması uğruna çabalasa bile kendimi suçlamadan edemiyordum. Annemi üzmemeyi düşünürken bambaşka bir hayata nasıl acı bir iz bırakacağımı umursamamıştım. Annem bir kere bile yanıma uğramazken onun aksine SeHun başımdan bir saniye dahi ayrılmamış, elimi bırakmamış, ona geri dönmem için elinden geleni yapmıştı. Bu bana kan bağının önemsiz olduğunu kanıtlamaya yetmişti; her şeyden vaz geçmiş olmama rağmen annemi üzmemek isterken benim için endişelenen insanlara zarar verdiğimi göz önünde bulunduramamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☯ PHOENIX - [osh+lhn]
Fiksi Penggemar{ HIM-Wicked Game. } °ƸӜƷ• "Sen.. ölümü kendine amaç edinmiş iken küllerinden benim için doğmayı seçen sen; kötülük doluşmuş kalbimin tek iyilik işleyen tarafısın. Sana ait o...