KARŞILAŞMA

92 14 0
                                    

Beni prensesler gibi gösteren bu güzelim kıyafetlere, güzelliği dillere destan yüzümdeki harika makyaja bu saç hiç olmayacak ama yapacak bir şey yok artık" diyerek saçlarını da alelacele sıradan bir şekilde topuz yaparak yola koyulmak için kapıya yöneldiğinde birden kendini bu kıyafetle sanki bir barda konsomatris olmak için görüşmeye gidiyormuş gibi hissedip hızlıca geri döndü dolabını açtı ve şile bezinden olan mavi cekedini alıp bir çırpıda üstüne giyerek yine kendi ekseni etrafında şöyle bir döndükten sonra "İşte şimdi tamamdır." dedi. Bu kez kendinden emin ve vücudunu giysileriyle tamamlamış bir şekilde dış kapıya yönelerek ayakkabılarını giymek üzere ayakkabılığa elini uzatıp yine kombinini tamamlayacak olan ne spor ne klasik olan ikisi arası rahat baharlık ayakkabılarını da ayağına geçirerek dış kapıyı açtı ve aynı hızla dışarı çıkıp kapıyı kolundan tutup kendine doğru çekerek kapattı. Tam soluna dönüp asansöre yönelecekti ki karşı dairenin kapısı açıldı. Üzerinde seksenli yılların emekli amcalarını andıran mavi beyaz pijama takımıyla Kemal belirdi. Kemal otuzlu yaşlarının başında 1.75 boyunda atletik bir vücuda sahip, saçları uzun olmasına karşın her daim jöleli olan, sakalını ikinci güne asla bırakmayan kahve gözlü kestane saçlı kumral tene sahip yakışıklı sayılabilecek yirmili yaşlarının başından beri ailesinden uzakta yalnız yaşayan biriydi. Giymiş olduğu pijama sanki zıt iki karakteri tek bünyede toplanmış olduğunun bir emaresi gibi duruyordu. Elinde bulunan, bir ucundan şıp şıp su damlayan çöp poşetini çöp kovasına atmak üzere dışarı doğru hamle yaptığında Ayfer'i görünce "Günaydın Ayfer Hanım" dedi, daha boğazında sabah gıcıklığının bulunduğu titrek bir sesle. Ayfer başını sol omzuna doğru çevirerek Kemal'i göz hizasına alıp ve üzerindeki pijamaya istinaden muzır gülüşünü de saklamaya çalışarak " Günaydın Kemal Bey" diyerek Kemal'e karşılık verdi. Ayfer üç yılı aşkındır bu apartmanda oturduğu halde kimseyle pek muhatap olmazdı. Zaten kimsenin de kendisiyle muhatap olmasına müsaade etmeyecek şekilde mesafeli davranırdı. "Hayırdır nereye böyle sabah sabah böylesne güzel bir şekilde giyinmiş halde?" diye sorma cesaretini bir anlık gözden geçiren Kemal, Ayfer'den alabileceği ters bir cevaı düşünerekten vazgeçti, yutkundu ve "İyi günler" diyerek elinde tuttuğu, sularını yere akıttığı çöp poşetini kovanın kapağını kaldırıp içine doğru attıktan sonra döndü ve Ayfer'in vereceği karşılığı beklemeden dairesine girerek kapıyı kapattı. Ayfer de bu durumun üzerinde pek durmadan asansöre yönelerek çağrı düğmesine basıp asansörün zemin kattan yedinci kata gelmesini sabırsızlıkla bekledi. Bu arada tüm bu zaman dilimi içerisinde onbeş saniyeye ayarlı olan katın ışığı 3 defa yanıp sönmüştü bile. Her seferinde de Ayfer kendini otomatın yanmasına adamış bir varlık gibi hissedercesine onu açık tutma adına hareketlerde bulunmuştu. " Ne var sanki şunun süresi 2 dakika olsa " diye düşünüyordu ki asansör bulunduğu kata gelmiş ve kapısı açılmıştı. Oturduğu bina çok eski sayılmamakla birlikte, asansör binanın içine değil de bina asansörün üstüne yapılmışçasına eski görünmesinin yanında bir o kadar da yavaştı. Kapıyı açıp içeri girdi Ayfer ve zemin katın bulunduğu düğmeye uzanıp parmağının ucuyla bastı düğmeye. Yine aynada kendini gören Ayfer " Güzelim, ama gerçekten güzelim, bu kadar güzel olmak zorunda mıyım" diyerek gülümsedi aynadaki yansımasına ve aynadaki yansıması da onun bu gülümsemesine aynı gülümseme ile karşılık verdi. Kara trende yolculuk edercesine 7 katın hiç bitmeyeceği gibi bir düşünceye kapılarak asansörün zemin kata ulaşmasını bekledi ve 45 yıl sonra hapishaneden çıkıp özgürlüğüne kavuşmuş bir mahkum edasıyla asansörün kapısını açıp apartman çıkışına yöneldi. Apartman çıkışına vardığında küçüklüğünden kalma bir alışkanlıkla bir çok insanın tersine sağ koluna takmış olduğu küçük ama küçük olmakla birlikte güzel bir görüntüye sahip marka sahtesi saatine şöyle bir baktığında saatin 09.17 olduğunu gördü. Adımlarını hızlandırıp apartman girişinde kapı dışında bulunan 5 basamağı hızlı bir şekilde adımlayıp sağa doğru yönelerek gideceği yere varmak üzere binecek olduğu otobüsü beklemek için otobüs durağına doğru hızlı bir şekilde yolu adımlamaya başladı.

KOLPA HAYATLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin