8. Bölüm

56 4 2
                                    

Meltem’in yazdıklarını okuduktan sonra telefonuna sarılan Ayfer hemen Aytekin’i aradı.

               “ Aytek çok acil görüşmemiz gerekiyor. Saat 9 da her zamanki kafede buluşalım olur mu?”

               Aytekin :

               “ Hayırdır inşallah noluyor arkadaşım selam sabah yok, bi güzel günaydın sözcüğü yok emir erine emir veren komutan gibi şu saatte şurada görüşelim demeler falan noluyor allasen ya?

               Ayfer:

               “ Zaman kaybetmeden hazırlansan iyi olur ben de hemen hazırlanıp çıkıyorum Meltem’le ilgili görüşmemiz lazım en acilinden hadi uzatma lafı da kapat telefonu kafede görüşürüz!”

               Yıllar öncesinden kendilerine mesken edindikleri kafenin yolunu tutmak üzere hızlı bir şekilde üzerine rahat bir şeyler giyerek, kağıdı da çantasına koyarak evden yrıldı Ayfer kahvaltısını dahi yapmadan.

              Yürüme mesafesinden biraz daha uzak olmasına rağmen zamanın da vermiş olduğu rahatlıkla kaldırımları adımlamaya başladı Ayfer.

               Yılın bu zamanları sıcak olduğu halde sabahın bu saatlerinde tatlı bir esinti eşlik etmekteydi kendisine.

         Aklından bin bir türlü şey geçmekteydi. Ne demek istemişti Meltem, başına bir şey gelirse sorumlusunun babası olduğunu kendisine yazarken?

         Babası nasıl oluyordu da ortaya çıkıveriyordu hele ki ölmüş bir vaziyette iken.

         Tüm bunları düşünerek yürüdüğü esnada Caddenin karşı tarafından hızla gelmekte olan bir motorsikletli ani bir manevrayla Ayfer’in bulunduğu kaldırıma doğru yöneldi ve yine aynı hızla Ayfer’in yanına yaklaşıp kolunda asılı bulunan çantayı bir hamlede Ayfer’in kolunu koparırcasına kolundan çekti aldı motorsikletli şahıs O’nun savrulmasına aldırış etmeden.

Ayfer neye uğradığını şaşırmış bir vaziyette, korku ve heyecan içinde bağırmaya başladı hızla oradan uzaklaşan motorsikletlinin ardından.

-İmdaaaaaat!!!! Yardım edin, durdurun şunu, çantamı çaldı,yardım edin, durdurun nolursunuz durdurun şunu!!!!!!”

Caddede bulunan insanlar şaşkınlıkla saniyeler içerisinde gelişen olayı takip etmişlerdi ama bir şey yapamamışlardı.

Motorsikletli adam tüm şaşkın bakışların arasından hızla ilerleyerek kavşaktan sağa dönerek gözden kaybolup gitmişti bile.

Ayfer’e yardıma gelenlerden biri O’nu aldı iş yerine getirdi. Sandalyeye oturtup bir bardak su ikram ederken bir taraftan da kendisini teskin edici sözler söylemekteydi Ayfer’e.

Masanın üzerinde bulunan telefonu alarak polisi arayan adam olayı kısaca anlatıp yer tarifini verdikten sonra da Ayfer’e dönerek

-Merak etmeyin hanfendi siz önce bi sakinleşin kendinizi toparlayın, polisler az sonra gelirler” dedi.

Ayfer halen üzerindeki korkuyu atabilmiş ve sakinleşebilmiş değildi. Ne istemişti sabah sabah kendisinden.

Sabahki kabusun etkisinden bile henüz kurtulamamışken, okuduğu kağıdın düşünceleri beyninin her kıvrımında dolaşmaya devam ederken yaşanan bu kabus da neyin nesiydi??????

KOLPA HAYATLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin