Kıladinya'yı elime alıp sahneye çıktım. Normalde şenlikler, eğlenceler düzenlenen bu sahnede ilk defa bu kadar ciddi bir konu için buraya çıkmıştım. Elimdeki kağıda baktım. Gözlerimin dolduğunu hissedebiliyorum. Gözyaşlarımı göremedikleri için denize bir kez daha teşekkür ettim.
"Sevgili halkım," Arkadan kayni'nin sesiyle duraksayıp kafamı ona doğru çevirdim. "Biz senin halkın değiliz!" Ve sahne onu onaylayan mırıltılarla doldu. Gözlerimi sinirle kapatıp seslerin durmasını bekledim. "HERKES SESİNİ KESSİN!" Mathi elimden kıladinyayı alıp sinirle bağırmıştı. Gülümseyip gözümü halka çevirdim. Herkes bir anda susmuştu. İşte o zaman elimdeki kağıdın hiç bir işe yaramayacağını anladım.
"Sizlerin sorunu bu işte, kabullenememek. Annem ve babam içinde aynı şeyi yaptınız. Kendinizi herkesten üstün görüyorsunuz. İnsanlardan, denizde yaşıyan her canlıdan...Gerçekten böyle mi peki? Kalplerinizde bir gram sevgi var mı? Tabii siz bu dünyadaki en güçlü varlıklarsınız, sevgiye ne gerek var? Sizde haklısınız. O küçük beyinlerinizle anca bunları düşünebilirsiniz." kıladinyayı yere fırlatıp sahneden indim. Bağırışmalar artıyordu. Ardımda bir karmaşa bırakarak saraya girdim. Haklıydım, evet suçlu da olabilirim fakat bunlar bunu kendi çıkarları için kullanıyorlardı.
Mathi'nin içeriye girmesiyle kafamı ona çevirdim. "Çok duygulu bir konuşmaydı, bak gözyaşlarıma." Dedi ve gülümseyerek yanıma oturdu. Kolunu omuzuma atıp beni kendine çekip sarıldı. "Sence denizden atılacak mıyım?" gülümsedi. "Yasalarda oynama yapacağım. Merak etme, kimse zaten yasaları doğru bilmiyor. Yani oynama yapmam sanırım dikkat çekmeyecek." Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Kendini benim için yakma Mathi, boş ver ne olacaksa olsun." "Biz bir aileyiz Savilya." Gülümseyerek yanağından öptüm. Kapının açılmasıyla gelen Mari'ye baktım. "Savilya hanım, şu dünya üzerinde verdiğiniz en doğru karar olabilir. Her türlü seni göndermeye çalışacaklardı zaten. Böylesi daha iyi oldu." Gelip yanıma oturup elini elimin üstüne koydu. "Her zaman yanındayım Savilya."
"Ben kralınız olarak gidip kalabalığı dağıtmalıyım." "Kendini onlara yem etme Mathi" Mathi kahkaha atarak odadan çıktı. "Şimdi ne olacak sence Mari, Mathi yasaları değiştirebileceğini söylüyor." "Bence savi, Mathi zaten doğru bir şey yaptığı için deniz onu cezalandırmaz. Yani senin burada kalman en doğru karar. Sürgün edilemezsin, çünkü siyah kuyruğun var." Gözlerimi kuyruğuma çevirdim. "Mari, sanırım bu kuyruk benim cezam, hatırlasana ilk deniz hapishanesine giren kişiyi. Hiç kuyruğunu gördün mü?" Mari şaşkın gözlerle bana baktı. "Doğru, bu senin cezan...O zaman güçlerinde alındı." Ellerimi bilmiyorum anlamda iki yana açtım. "Sanırım bunu denemek gerek." Mari elimden tutup kaldırdı. "Moli nerede Savilya" "sanırım evindedir." "Sen beni burada bekle" Kafamı olumlu anlamda sallayıp sandalyeye oturdum.
Gerçekten güçlerim gittiyse bu çok kötü olabilirdi. Onlar olmadan yeryüzünde zor zamanlar geçirmiştim. Çekmeceyi açıp içindeki yüzüğü aldım. Annemi yüzüğüydü. İçini açtım. İçinde babam ile resimleri vardı. Şuan, gerçekten ağlıyordum. Mari'nin cama tıklatmasıyla gözlerimi cama çevirdim. "Hadi Savi, sonsuza dek seni bekleyemem!" Yüzüğü tekrardan çekmeceye koyup dışarıya çıktım.
"Şimdi ne yapacağız." Moli konuşmaya başladı. "Sizi görünmez yapacağım, ve gidip güçlerin yerinde mi, onu öğreneceğiz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVİLYA
Science Fictionyüzyıllar boyu insanlar evime ulaşmaya çalıştı. burası, dünyanın kaldıramayacağı gerçeklerle doluydu. buradaki herkes burayı canı pahasına koruyacağına eskitanya yemini etmişti. buranın en başında biz vardık. burası bizim krallığımızdı. ben kim miy...