BEN GELDİİİİM ÖZLEDİNİZ Mİİİ? HAYIR ÖZLEMEDİNİZ ÇÜNKÜ TANINAN BİRİSİ DEĞİLİM BU NORMALSEDRFTGYHUJIK HADİ BU BÖLÜMÜ OKUYALIM
O gün her şey sıradan başladı. Herkes deniz altındaki işine ya da ava gitmek için evlerinden ayrılmışlardı. Savilya uzun süren uykusundan en sonunda kalkabilmişti. Gözlerini ovuşturup bir süre pencereden dışarıya baktı. Yataktan kalkmak istememesine rağmen Kabol'ün ailesiyle beraber ava gideceği için istemeye istemeye yatağından kalktı. Masasına oturup tarağını eline aldı. Aynadan kendine baktı. Fazla uykudan dolayı şişen gözlerine baktı. Omuz silkip saçlarını taramaya başladı. Çekmeceden tokasını alıp saçının bir ucuna takıp aynadaki yansımasına gülümsedi. Hala korkunç görünüyordu. Tekrardan bu haline omuz silkip odadan dışarıya çıktı.
Geç kalktığı için doğal olarak ortada kahvaltı falan yoktu. Göz devirip salona geçti. Mari, yerde yuvarlanarak elindeki albüme bakıyordu. Bu aile albümüydü. Gülümseyerek salondan çıktı. Anahtarlarını alıp evden çıkıyordu ki annesinin ona seslenmesiyle arkasını döndü. "Hey Savilya, bunu benim için babana bırakır mısın?" Elindeki kılıca baktı. İç çekip elindekini alıp evden çıktı. Yavaş adımlarla ikinci saraya doğru ilerlerken Martilda'nın sesiyle duraksadı. Martilda, onun eski sevgilisiydi. "Savilya! Beni bekle." Savilya oflayarak arkasını döndü. Martilda görmek isteyeceği en son canlıydı. "Bende babamın yanına gidiyorum, beraber gidelim mi?" Savilya, bir şey demeden önden yürümeye başladı. Martilda ise hala bir şey olacağını düşünerek bir ton kelime sıralıyordu.
En sonunda sarayın önüne geldiklerinde, Savilya Martilda'nın omuzundan itip içeriye girdi. Onunla konuşmak, yüzünü dahi görmek istemiyordu. Yukarıya çıkıp babasına kılıcı verdikten sonra vedalaşıp oradan hızla ayrıldı ve hayatının hatasını yapacağı yere, Kabol'ün evine, doğru yol aldı.
Yaklaşık on beş dakikanın sonunda eve gelmişti. Gülümseyerek herkese selam verdikten sonra hep beraber av için dışarıya çıktılar. Kabol'ün babası konuşmaya başladı. "Savilya, haydi bakalım ilk balığı sen vur." Aslında Savilya avdan nefret ederdi. Fakat kırmamak için oku elinden aldı ve hedefini aramaya başladı. İleride Martildayı görmesiye duraksadı. Ve hemen yanında da kocaman bir balık vardı. Martilda ölse üzülmezdi. O yüzden bu riski göze alacaktı. Tehlikeliydi. Savilya asla denizin en dibinde bir suçluya denk gelmemişti. O yüzden bir deniz canlısı öldürürse olacaklardan habersizdi. Savilya egoist bir gülümseme yapıp rastgele bir nişan aldı. Fakat ok, Martilda'nın tam kalbine saplanmıştı. Aslında her ne kadar umursamasa da bir anlığına duruldu. Bu ıssız yerde sadece Kabol ve ailesiyleydi. Hayatının ilk gözyaşını döktüğünden habersiz olan Savilya, korkuyla onlara baktı. Oku hızlıca yere fırlatıp bulanıklaşan gözlerini kırptı. Aniden çalan sirenlerle Savilya şok olmuştu.
Bu hikayenin sonunda, idamı duyan Savilya suçu Kabol'ün anne ve babasına atmıştı. Herkesin Savilya'ya düşmanlığı bu noktada başlamıştı. Çünkü kimse ona inanmıyordu. Eski sevgilisiydi sonuç olarak. Öldürmesi daha olasıydı. Olayı sadece Kabol'ün ailesi gördüğü için kralın kızına karşı onlardı. En sonunda hayatına gözlerini yuman annesi ve babasıydı. Kabolün bunca yıl içinde büyüttüğü nefret boşuna değildi. Onlara bakmak zorunda olmaları bile can yakıcıydı. Kabol'ün kardeşleri de aynı şekildeydi. Hem anne ve babaları hem ablaları hayatından çıkmıştı.
Ah savilya, iftiracı kekim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVİLYA
Fiksi Ilmiahyüzyıllar boyu insanlar evime ulaşmaya çalıştı. burası, dünyanın kaldıramayacağı gerçeklerle doluydu. buradaki herkes burayı canı pahasına koruyacağına eskitanya yemini etmişti. buranın en başında biz vardık. burası bizim krallığımızdı. ben kim miy...