Kitabın adını değiştirmemin sebebi Mariana çukurundaki yaşamdan daha çok Savilya'nın yaşamını anlattığım için adını Savilya olarak değiştirdim.
Biz deniz insanlarının kalbi taştandır. Fakat bugün ilk kez kalbimde bir şeyler hissettim. Değişik bir hissiyat. Daha önce hiç hissetmediğim bir his.
Babam konuşmak için herkesi toplantı salonuna çağırmıştı. Mathi sürgünü ilk duyduğu zaman babamla çok büyük bir kavgaya tutuşmuşlardı. Annem ise bunun doğru olmadığını başka bir şekilde de halledebileceğimizi söylüyordu. Babam en sonunda dayanamayıp herkesi odasına göndermişti. Biraz durmamızı ve düşünmemiz için.
Odama girip çantamı aldım ve kasaya doğru ilerledim. Kasa açıldığı zaman içindeki her şeyi çantama koydum. Burada ki eşyaların oradaki değerini bilmiyordum ve ya değeri var mı hiç bir fikrim yoktu. Kasamda dedemin bana armağan ettiği bir kolye vardı. Onu da elime alıp odama geçtim. Kolyeyi masaya koyarken Mathi içeriye girdi.
Kapıyı kapatıp yanıma geldi ve konuşmaya başladı. "Savilya, gitme lütfen. Sensiz ne yaparım bilmiyorum" Bu saçma yerde bıraktığıma en çok üzüldüğüm kişi Mathiydi. İç çekip konuşmaya başladım. "Buradan ayrılırken seninde bizimle gelmeni çok isterdim Mathi." Mathi bana sarılıp konuşmaya başladı. "Seni çok seviyorum Savilya, beni sakın unutma." Gözlerinin içine bakıp konuşmaya başladım. "Seni asla unutmayacağım. Hem artık denizin yeni hükümdarı sen olacaksın. Tabii annem ve babamdan sonra" Gülümsedi. "Beni görmeye gelecek misin?" "Tabiki Mathi. Nasıl geri geleceğimi bilmiyorum fakat senin için bir yolunu deneyeceğim. Hem bak sana ne vereceğim" Masadaki kolyeyi elime aldım. " Bu nedir savilya?" "Ne işe yaradığını bilmiyorum. Fakat belki sen çözersin. Ve de baktıkça da beni hatırlarsın." Dedim ve arkasına geçip taktım. "Seni çok özleyeceğim Mathi." "Bende seni Savilya."
.
.
Hepimiz toplantı salonunda toplanmıştık ve babamızın sandığı getirmesini bekliyorduk. En sonunda sandığı getirip masaya koydu ve konuşmaya başladı. "Sevgili kızlarım Mari ve Savilya. Sizleri sürgün etmek benim için çok zor olacak. Fakat ne gerekiyorsa onu yapalıyım" Annemle Mathi sürgün edileceğimizi düşünüyordu. Onlara yalan söylemek bizi her ne kadar üzse de bunun duyulmaması için söz vermiştik. Babam konuşmasına devam etti. "Sizin olmadığınız bir yaşama bu kutuyu açınca merhaba diyeceğiz. Sizleri çok özleyeceğim." Babam gelip yavaşça bize sarıldı. Ardından annem ve Mathi de geldi. Benim için belki de en zoru Mathiydi.
Herkes yerine geçince babam ikimize bakıp sordu. "Hazır mısınız?" kafamızı salladıktan sonra sandık açılmıştı. Ve düşünceler her yere saçılmıştı.
Bu kadında kim? Beni nereye sürüklüyor böyle? Mari ve Savilya mı? Ah tanrım burası da neresi? Eskitanya yemini mi? Savilya büyülüydü. Bu da neydi? Hafızamı mı sileceklerdi?
Düşünceler her ne kadar saklansa da er ya da geç herkesin önüne sunulacaktı. Tıpkı şuan da olduğu gibi. Dışarıdaki uğultular yavaş yavaş artıyordu. Ve şatoya doğru geliyorlardı. Kapıyı yumruklayanlar, hain diye bağıranlar...
Babam eline kıladinyasını aldı ve dışarıya çıktı. Kıladinya herkese sesini duyurması içindi. Deniz bekçileri kalabalığı itmeye çalışırken babam konuşmaya başladı. "Tüm kardina (deniz mahkemesi) yetkililerini toplantı salonuna bekliyorum. Ve 10 dakika içinde kapı önünde bir tek deniz canlısı dahi kalırsa ceza uygulanacaktır."
Yaklaşık 10 dakikanın sonunda görevli herkes toplantı salonunda yerini almıştı. Ben ve Mari ise suçlu koltuğunda oturuyorduk. Babam geçip konuşmaya başladı.
"İhanetin cezasını hepimiz biliyoruz. Kızım mari ve savilya sürgün edilecektir. Eğer onaylamayan başka bir cezaya çarptırılmasını düşünen el kaldırsın" Kalplerimizin taştan olduğunu söylemiştim. Kimse elini kaldırmamış aksine egoist gözlerle bize bakıyordu. Buradan gitmek istiyordum fakat kimse tarafından sevilmeden gitmek beni üzmüştü. "Oy birliği ile sürgünlerine karar verilmiştir. Dağılabilirsiniz."
Herkes gittikten sonra babam yanımıza geldi. "Biliyorum. Yüce Pontos sizlere bu gücü boşu boşuna vermedi. Umuyorum ki dünya üzerinde bir çok güzel iş becereceksiniz." Kılıcını aldı ve çıkışa doğru ilerledi. "Halk on dakikaya çukurun çevresinde toplanır sizde geç kalmayın."
Babam çıkınca Mari'ye döndüm. "Hazır mısın Mari?"
![](https://img.wattpad.com/cover/226958869-288-k7488.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVİLYA
Science Fictionyüzyıllar boyu insanlar evime ulaşmaya çalıştı. burası, dünyanın kaldıramayacağı gerçeklerle doluydu. buradaki herkes burayı canı pahasına koruyacağına eskitanya yemini etmişti. buranın en başında biz vardık. burası bizim krallığımızdı. ben kim miy...