Kabol'ün Serüveni!

102 32 19
                                    

Öncelikle o kadar tatlısınız ki çok güzel geri dönüşler alıyorum. Gerçekten çok hoşuma gidiyor beğenmeniz. Umarım hep böyle devam ederim. Sizleri çok seviyorum <3


BİR KAÇ HAFTA SONRA

Güneşin yüzüme vurmasıyla gülümseyerek gözümü açtım. Bazen bazıları elindekilerin kıymetini bilemez. Çoğu insan filmin bu sahnelerinde rahatsız olarak uyanırlar. Normalde insanlar benim gibi mi hiç bir fikrim fakat bunun çok güzel bir şey olduğunu anlamalarını isterdim.


Ayaklarımı yataktan sarkıtıp arkama baktım. Mari hala uyuyordu. Banyoya doğru ilerleyip yüzüme su çarptım.  Bir kaç haftadır günlerimiz Kabol ile geçiyordu. Bizlere filmler ve diziler açarak öğretmeye ve eğlendirmeye çalışıyordu. Ve gayet kolay bir şekilde buraya alışıyorduk.


İlk zamanlar Kabol okuma ve yazmamızın olmadığını sanmıştı. Ve bize üzerinde küçük çocukların olduğu bir kitap getirmişti. Üstünde alfabe  yazıyordu. Kabol ilk sayfalarını açıp bize okuma yazma öğretmeye çalışınca kahkaha atmaya başladık. "Kabol sen gittikten sonra denizin altına öğretmeye yönelik bir yer açıldı. Biz deniz insanlarına özel ders veriliyordu. Bunun için Ferha görevlendirilmişti ve ünyaya gelmişti. Sonra öğrendiklerini gelip bizlere anlatmıştı." Kabol'e bunları anlatınca her şeyi daha iyi öğreneceğimizi söyleyerek dizi ve filmlerin olduğu bir site açmıştı. 


İzlediğim çoğu filmden anladığım kadarıyla yeryüzü adaletsiz bir yerdi. Fakat bana ne sunacağından emin değildim. Denizin en dibinde kraliçe'nin kızı olarak gözümü açmıştım. Çoğu deniz insanın ulaşmak istediği bir hayata sahiptim. Fakat burada, yeryüzünde hayat bana ne sunacaktı?


Mutfağa geçip kabole yardım etmeye başladım. "O Kabol hanım, bugün pek bir hamaratsınız." Kabol ufak çaplı bir kahkaha atıp yumurtaları kırıp çırpmaya başlamıştı. Krep yapacaktı. Elimdeki tabağı masaya koyup kabole döndüm. "Peki senin ilk günün nasıldı Kabol?" Kabol iç çekip anlatmaya başladı.


KABOL'ÜN İLK GÜNÜ (KABOL'DEN)

Gözlerimi açtığımda bir evdeydim.Karaya çıkar çıkmaz ayaklarımın üstünde denge kuramamıştım ve büyük ihtimalle de kafamı kayalıklara çarpmış olmalıydım. Üzerimdeki şeyi kenara itip başımdaki vazoyu elime alıp dolaşmaya başladım. Sonuçta insanlara güvenmemem bana küçüklüğümde öğretilmişti. Seslerin geldiği yöne doğru ilerlemeye başladım.


Siper alıp odaya girdiğimde ise adamın umursamaz ve yorgun gözleriyle karşılaşmıştım. "Günaydın kıyıya vuran yabancı." Elimdeki vazoyu bırakmadan konuşmaya başladım. "Se-sende kimsin?" Adam bir şeyler doğrarken bana dönüp konuşmaya başladı "Merak etme, sana zarar verecek birisi değilim." "Sana nasıl güveneceğim?" "Şuana kadar zarar vermediysem, daha da yapmam herhalde." Haklılık payı vardı. Derin bir nefes verip vazoyu masaya koyup oturdum.


"Beni neden evinize getirdiniz?" "Çünkü vicdanı olan her insan gibi seni orada bırakmam doğru olmazdı." "Teşekkür ederim" Bir şey demeden gülümseyip önüne döndü. Odaya göz gezdirirken cam bir şeyin içindeki turuncu balık dikkatimi çekmişti. O an acıktığımı hissettim ve yerimden kalkıp balığın yanına ilerledim. Balığı sudan çıkarıp tam ağzıma atıyordum ki adamın elimden alıp suya geri atmasıyla duraksadım. "Bu balık süs balığı. Normal balık bile olsa onu öylece ağzına atamazsın." Kaşlarımı çatıp konuşmaya başladım. "Siz insanlar ne yiyorsunuz o zaman?" İç çekip masayı gösterdi. Gözlerimi devirip masaya oturdum. Beyaz bir şeyden ağzıma attıktan sonra gerçekten çok güzel olduğunu anlayıp yemeye devam ettim.


Kahvaltı bitince adam bana dönüp konuşmaya başladı. "Deniz'de yaşıyor olamazsın herhalde, nerede yaşıyorsan bırakabilirim." Şimde ne diyeceğim? Hadi kabol düşün, düşün... EVET BULDUM! "Aa şey ben hatırlamıyorum."  Kaşlarını kaldırıp konuşmaya başladı "Telefon numarası falan hiç bir şey mi?" Telefon numarasa mı? "O nedir?" Ayağa kalktı ve beni de kaldırdı. "Hastane'ye gidiyoruz hadi, adını hatırlıyor musun?" "Adım Kabol." "Benim ki de adel. Memnun oldum ama konumuz şuan bu değil." 


Adının araba olduğunu öğrendiğim bir şeye binmiş ve hiç tanımadığım biri ile hiç bilmediğim bir yere gidiyordum. Aman ne kadar güvenli (!) Adam bana dönüp konuşmaya başladı. "Kıyafetinden anladığım kadarıyla en son bir baloda olmalısın." Balo? Yüce Pontus aşkına eğer bu devam ederse asla işin içinden çıkamayacaktım. Ve evet itiraf edecektim. Adel, ben bir deniz kızıyım"

SAVİLYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin