bir

327 34 56
                                    

"Orada neler olduğunu anlatabilir misin?"

Mirabelle, elinde oynadığı ve bir türlü koparamadığı iplikten gözlerini ayırmıyordu. Üstündeki örtü bile onu sıcak tutmuyordu. Sadece ağlamak ve bugünü silmek istiyordu. Bugüne dair hiçbir şeyi hatırlamamak.

"Sanırım bu hayır demekti. Konuşmak istemiyor musun?"

Mirabelle kafasını iki yana salladı. Polis memuru derin bir nefes alıp onun omzunu sıvazladı.

"Bu çok zor olmalı ama bize anlatman lazım. Yarım saat sonra yanına tekrar geleceğim, eğer benimle konuşmak istersen beni Bayan Aizaki'nin yanında bulabilirsin."

Memur uzaklaşırken Mirabelle hala daha ipliğe bakıyordu. Kısık da polisin sesini ve Hemera'nın ağladığı için titreyen sesini duyurabiliyordu. İplik bir türlü kopmuyordu, bu da sinirlerinin bozulmasına sebep oluyordu. Hüngür hüngür ağlamak, çığlıklar atmak, içindeki tüm duyguları dökmek istiyordu ama tek yapabildiği oturup o kopmayan iplikle oynamaktı. İpliği çekti, serin suyu hissetti. İpliği çekti, o karanlığı tekrar yaşadı. İpliği çekti, çığlık sesi kulaklarında yankılandı. İpliği çekti, ceset gözlerinin önüne geldi. İpliği çekti, iplik koptu. Gözlerini ellerine çevirdi, daha sonra kendini tutamayarak ağlamaya başladı. Az önce yanında olan memurun tekrar yanına geldiğini yanına oturan kişiyle hissetmişti. Ağlaması azalana kadar, memur onun yanında durdu. Mirabelle'in ağlamasından geriye hıçkırıklar kalırken, polis memuru ona suyu uzattı. Belle sudan büyük bir yudum aldı.

"Anlatmaya hazır mısın?"

Belle yutkundu ve kafasını evet anlamında salladı. Derin bir nefes aldı ve gözlerini tekrardan ellerine çevirdi. Sesi biraz açılsın diye hafifçe öksürdü.

"Hemera Unnie ile yüzmeye gelmiştik. Havuza geldiğimizde sadece Jun Sunbae* vardı, yüzüyordu. Girmeden önce biraz konuşmak için şezlonglara oturduk. Daha sonra o ge-geldi ve-"

(Yūgen, Kintsugi'den önce çıkış yaptı. Junnie Belle'den sonra çıkış yapsa bile daha kıdemli bir grupta olduğu için Sunbae olarak hitap ediyor. Kafa karışmasın lütfen.)

"Sözünü böldüğüm için üzgünüm ama o derken bahsettiğin kişi Bayan Park Soo Yun, değil mi?"

Mirabelle, kafasını evet anlamında salladı. Tekrardan ağlamamak için derin bir nefes aldı ve ellerini yumruk yaptı. Biraz bekledi, bunu hiç sorun olmadan anlatmak istiyordu.

"Biz girmeye hazırlanırken, elektrikler kesildi. Hemera Unnie yanımda olduğu için elini tuttum, karanlıkta havuz kenarında olmak korkutucuydu. Bir anda bir çığlık sesi geldi ve düşme sesi geldi. Jun Sunbae hepimize iyi olup olmadığımızı sordu, sadece ondan ses gelmedi. Işıklar geldiğinde ise..."

Mirabelle kendini tutamayıp tekrardan ağlamaya başlamıştı. O görüntü, ömrü boyunca aklından çıkmayacaktı. Havuzun beyaz kenarı kırmızıyla boyanmıştı, suya rengini veriyordu. Yun'un hareketsiz bedeni, suyun üstünde yatıyordu. Belle daha sonra olanları hayal meyal hatırlıyordu. Junnie şok halinden ilk kurtulan olmuş, hemen havuza atlayıp Yun'un bedenini çıkartmıştı. Hemera ağlamaya başlamış ve biri yardım etsin diye bağırmıştı. Onların sesine gelen güvenlik, hemen ambulansı ve polisi aramıştı. Bunca süre boyunca Belle, sadece izleyebilmişti. Sesi çıkmamış, vücudu hareket etmemiş, sadece boş boş bakabilmişti. Daha sonra bir anda kendini şezlonga oturmuş, üzerinde örtü ile bulmuştu. Mirabelle, bugünü hayatından tamamen silmek istiyordu.

İlk bölümde biraz neler olduğunu anlatmak istedim, bu bölüm ölümü anlatıyor sadece. Gelecek bölüm tercihler başlayacak, hazır mısınız?

kanıt | orendaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin