Sea, hastanenin yanındaki kafede oturmuştu. Risus hastanenin acilinde yatıyordu. Serum takmışlardı, o bitene kadar gitmesine izin yoktu. Sea de başında biraz beklese bile sıkılmıştı. Karnı da acıkınca, biraz tatlı yemek istemişti. Sonuçta, Risus kadar kendi midesi de önemliydi. Önündeki çilekli pastaya çatalını batırdı ve koca bir parçayı ağzına attı. Yediği en güzel pasta olmasa da en az 4 yıldız alırdı. İdol olmayı bırakıp pasta tatmaya mı başlasam? Hem oradan da iyi para kazanırdım, ayrıca her gün pasta yemek zorunda kalırdım. Hayali bile iştah kabartıcı.
Önündeki pasta kısa süre içinde bitince, diyeti bir kenara atıp ikinci dilimi yememe konusunda bir münazara yapmaya karar vermişti. Midesi ikinci dilim derken beyni diyet diyordu, açıkçası bu da kafasının daha da karışmasına sebep oluyordu. En sonunda küçük (!) bir dilim daha yemeye karar verdi. Yarın detoks suyu içecekti. İkinci dilim pastası geldiğinde, Sea mutlulukla pastaya atıldı. Ancak bu dilimin son dilimi olacağını hatırlayınca, iç çekti ve neredeyse yarışına geldiği pastayı yavaş yavaş ve tadını çıkararak yemeye karar verdi. Kremasını, içindeki çileği, kekindeki o aromaları ve diğer her şeyin tadını almak istiyordu. Her çatalın ona verdiği mutluluğu hissetmeliydi, ağzına verdiği hazzı. Midesindeki kutlamayı hissedebiliyordu şimdiden. Yüzünde gülümseme oluşturan o eşsiz tat... Nefes kesici yolculuğun sonuna gelirken, telefonunun çalması ile kaşlarını çattı. Pasta yolundayken bu yapılmazdı! Arayanın Risus olduğunu görünce her ne kadar bağırmak istese de, kafede olma sebebi o olduğu için kendini tuttu.
Ne var?
Serum bitti, gel beni al.
İşim var, birazdan.
Risus'un cevabını beklemeden telefonu kapattı Sea ve sonu gelmemiş yolculuğuna geri döndü.
Yeni Seçim: Yapacağınız seçim hikâyenin akışında etki edecektir.
Mina'nın bakış açısı
Elimiel'in bakış açısı