Kırmızı Avcısı [Tamamlandı]

FİNAL

Arkama dönüp onun yüzünü gördüğümde yüzümün sinirden kasılmasına engel olamadım. O ise bana sadece sırıtarak bakıyordu. Pislik...

"Bırak gidelim Ahmet. Seninle bir işim yok."

Alaycı bir şekilde kahkaha attığında Lina'yı daha sıkı kavradım. Boşa zaman kaybediyorduk, ve bu hiç iyi değildi.

"Demek öyle küçük hanım. Anlaşılan senin bize katılman konusunda yanılmışım. Bu iğrenç yaratıkların yanında olan herkesi öldüreceğim!"

"Sıkıyorsa bir dene, bak ben sana ne yapıyorum!"

Lina'yı hemen onların yanına göndermeliydim. Ama onu oyalayacak bir şeyim yoktu.

Dur...

Belki de vardı?

Çaktırmadan elimi arka cebime attım. Elime gelen bomba ile sırıttım, bu onu oyalardı.

"Hey Ahmet! Sence de burası fazla tozlu değil mi? Yerlere bir baksana, ıy."

Ahmet anlamadığını belirten bakışlarını bana gönderirken kafasını sağa sola salladı.

"Ne saçmalıyorsun sen?"

Hızlıca cebimden bombayı çıkartıp pimini çekerken ona doğru pis pis sırıttım.

"Bunu..."

Hızlıca ona doğru bombayı gönderirken gözlerinin irileşmesi bir oldu. Ve daha sonra kulak tırmalıyıcı bir ses etrafa hakim olurken tozlar etrafa saçılmıştı.

Evet, tozlar giderildi.

Hızlıca Lina'yı yerden kaldırıp Can ve Rüzgâr'ın yanına götürdüm. Bizim geldiğimizi ilk gören Rüzgâr olmuştu ve direkt Lina'nın yanında bitmişti.

"Siz iyi misiniz?"

"Ben iyiyim sen Lina'ya bak, elinde kan varsa çabuk ver çok kan kaybetti."

Başını tamam anlamında sallayıp onu herkesten uzak bir yere götürürken karşıda Can'ın başına üşüşmüş vampirlere göz gezdirdim. Elimde bir bomba daha kalmıştı, bu onları haklamaya yeterdi.

Cebimden bombayı çıkartıp pimini çektim ve elimden geldiğince yüksek bir sesle Can'a seslendim.

"Can geri çekil!"

Can oma doğru yolladığım bombayı gördüğü an hemen yanıma gelmişti, geriye kalan vampirler ise o bombayı fark edemeyip ölmüşlerdi. Yazık oldu...

"Huh, son anda! Az kalsın beni öldürüyordun!"

Can'a doğru omuz silktim. Sonuçta ölmemişti.

"Ölmedin sonuçta, gerisini boşver."

Etrafa bakarken diğerlerinin yanında Mira'nın olmadığını fark ettim. Kaşlarımı çatarak Can'a döndüğümde ne olduğunu anlamamış gibi yüzüme baktı.

"Mira nerede?"

Can'da dediklerimden sonra etrafına bakındı. O da Mira'yı görememiş olacak ki endişeli bir şekilde bana döndü.