kırmızı çizgi, yuwin

─eight

---
bu ara bu ficimle daha çok ilgilenicem, diğerlerini textler hariç yayından kaldırmak istiyorum sizce?
---

"Açmıyor!"

Tam üç saattir bizimkilere ulaşmak için her yolu denemiştik ama en sonunda telefonlarını kapatmışlardı. Üstelik kaç gün kalacağımızı da bilmiyorduk ki!

"Bari film falan izleyelim, sen filmlere bak bende alıştırmalık bir şeyler bulayım."

Yuta'yı onaylamış ben film kasetlerinin olduğu yere giderken oda mutfağa ilerlemişti. Filmin konularını okumaya başladığımda, hepsininde +18 bir film olduğunu görmüş, geri bırakmıştım. Ben bilgisayara doğru adımlarken Yuta'da, Jungwoo'nun yaptığı yemekleri tekrardan önümüze koymuştu.

"O filmlerden niye izlemiyoruz?"

Masanın üzerindeki filmleri sorduğunda sadece omuz silkmiş, internetten dram filmlerini aramıştım. Dram filmlerini severdim. Bunun tabii ki Yuta ile alakası yok!

Yuta, mutfaktan dönüp elindeki son şeyleri de masaya bıraktığında bilgisayardan bir film seçip açmış ve bilgisayarı masaya koymuştum. Yuta ise elindeki film cd'lerini oflayarak tekrar masaya bırakmıştı.

Film acaip dram olduğu için yine ve yine saatlerce ağlamıştım. Ama bu sefer durum farklıydı. Başım Yuta'nın omzunda, Yuta'nın kolu da belime sarılıydı. Arada hıçkırırken, Yuta kıkırdıyordu bana.

"Sana dram filmleri yasak!"

Yuta bilgisayarı kapatıp kaldırdığında gözyaşlarımı silmiş, masadaki bir kaç şeyi toplamıştı. Bende mal mal oturmayı kesip ona yardımcı olmak için masadaki diğer boş tabakları aldığımda, mutfağa girmiş ona yardım etmeye başlamıştım. Filmlerdeki gibi bulaşık yıkayıp burnumuza köpük sürmek yerine, tüm bulaştığı tek tek makineye yerleştirmiştik ve ondan sonra bir anda kendimi Yuta'nın sırtından aşağıya doğru gidiyorken bulmuştum. Haechan veya Jungwoo olsa genellikle birbirimizi uyuz etmek için popo ısırırdık ama bunu Yuta'ya yapsam çok farklı olurdu ve bu yüzden boşvermiştim.

"Bırakır mısın artık beni?"

Normal insanlar, arkadaşını koltuğa falan bırakırken o beni direk yere atmış düşmemi sağlamıştı. Kafamın üstüne düşmüş oflayıp koltuğa oturmuş bir kaç defa Yuta'ya vurduğumda, o kıkırdamış sadece uzunca yanağımı öpmüştü. (y/n; burada demek istediğim hani öpersinde uzun süre dudaklarını çekmezsin ya onun gibi.)

Sonra zaten geri çekildiğinde, hemen ayaklanmış tuvalete koşmuştum. Yanaklarım yanmaya başlamıştı neden bir anda öpmüştü ki? ben kendimle başbaşa kalıp, yanaklarımdaki kırmızılıklardan kurtulmak için her yolu denerken Yuta kilitlemeyi unuttuğum tuvalete girmiş, sadece ayna yansımasından beni izlemişti.

"Lucas'i tekrar arasak mı? Ödevim vardı da benim."

Açmayacaklarını, kendileri gelmeden buradan çıkamayacağımızı biliyordum. Ama yanaklarımın kıpkırmızı olduğu acaip bir şekilde belliydi. Kurtulacak delik arıyordum ve tam kaçmak üzereyken Yuta kolunu kapıya yaslamış geçmemi engellemişti.