─eleven

464 57 13
                                    

"Ne düşünüyorsun?"

Elimdeki çimlerle uğraşırken, omzumu Haechan'ın omzuna çarpıp onu dürtmüş, tüm odağının ben olmasını sağlamıştım.

"Sadece dün çok garip bir dejavu gördüm. Okula gelirken hamile bir kadını ağlarken gördüm. Garipti ama çok kötü bir şey olacak. Aslında iki tane, kötü bir olay yüzünden bir şeyler olacak ama sonu daha da kötü. Biri ölecek, kadının yüzü kanlar içerisindeydi ama yüzünü seçemedim. Kim olduğunu da bilmiyorum, onu kurtarmamız gerekiyor ama kim olduğunu seçemiyorum."

Titrek bir nefes bırakıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlayınca elimdeki çimenleri bırakıp kollarımı ona dolamıştım. Jungwoo da elindeki kahveleri düz bir yere bıraktığı gibi Haechan'a sarılmıştı. İlk defa bir dejavu için Haechan'ın ağladığını görüyordum.

"Biri üzülecek, kadınla alâkalı ama üzülecek kişi kim bilmiyorum. Sonu daha kötü o kadın ölecek. Sicheng, lütfen onu bulalım. Ne olursun her kimse onu koruyalım ne olursun."

Bana yalvarır gibi hıçkıra hıçkıra ağladığında, sırtını sıvazlayıp başına minik minik öpücükler kondurmuştum. O bana sarılıp içli içli ağlarken Jungwoo Mark'ı arayıp yanımıza çağırmıştı. Haechan genelde gördüğü dejavular için üzülmezdi, aslında biz duyduklarımızı, gördüklerimizi, hissettiklerimizi umursamazdık. Bu yeteneklerimizin yanında gelen bir şeydi.

"Haechan sakin ol tamam mı?"

Sırtını sıvazlarken, gelen mesajı umursamamış Jungwoo'ya bakmıştım çaresizce. Oda omuz silkip ne yapacağını bilemediğini belirttiğinde, Mark yanımıza gelmiş Haechan'a sarılmak için çimlere oturmuş beline dokunduğu gibi Haechan benden ayrıldığı gibi Mark'a sarılmıştı. Mark ne olduğunu sorar gibi bize baktığında Jungwoo bir yalan uyduracakken, Haechan daha fazla ağlamaya başlamıştı ve biz ne yapacağımızı bilememiştik. Mark, onu sakinleştirmek için ona onu sevdiğini söylerken ben ve Jungwoo ikisini izliyorduk. Yüzümde bu durumda bile olsak aptal bir gülümseme vardı. Eski Mark asla Haechan'ı düşünmezdi. Haechan Mark değişti dediğinde inanmamıştık, ama bir şey değişmişti demek ki.

Cebimde titretip duran telefonumu ortam biraz sakinleşince elime almış gelen bir kaç abuk subuk mesajları es geçerek Yuta'nın mesajına girmiştim.

kimden; nayu❤
okul çıkışı ben alacağım seni.

konuşmamız gereken şeyler var, bekle olur mu?

Mesajı görüp cebime atarken, konuşmamız gereken şeylerin ne olduğunu merak etmiş ne kadar yazarsam yazayım aslını öğrenemeyeceğim için boşvermiştim. Okul çıkışı onu bekleyebilirdim.

kime; nayu❤
istersen ben geleyim

bugün yorulmuşsundur

Telefonu elime alıp mesaj attığımda, Jungwoo ile yavaş yavaş sınıfa yürümeye başlamıştık. Bir yandan onun Lucas ile konuşmasını dinliyor diğer yandan da ikidebir telefonumu kontrol ediyordum.

"O zaman bol bol dinlen, çıkışta yanına uğrarım olur mu?"

"..."

"bende seni seviyorum."

Jungwoo telefonu kapatıp cebine atarken onların bu hallerini fena derece kıskanmış ama yine de belli etmeyerek iki sınıfın arasındaki oturma yerlerinden birine oturmuştum.

"Haechan neden öyleydi?"

Yanıma oturur oturmaz Haechan'ı sorduğunda bilmiyorum der gibi dudaklarımı büzmüş sonra devam etmiştim.

"Genelde böyle şeylerden etkilenmezdik. Bilmiyorum."

"Nasıl yani?"

"Böyle şeylerden etkilenmiyoruz işte. Etkilenirsek durum kötü demek. Haechan şuan durumun kötü olduğunu bildiği için ağlıyor. Eğer bir şeyleri düzeltirsek, iyi işte. Sanırım bir araya gelmemizin bir kaç sebeplerimizden biri de bu. Birimiz hissederken, görürken diğerimiz iyileştirmeye çalışıyor gibi. Çok karışık bilemiyorum."

Haechan'ın o hali gözlerimin önüne gelince titrek bir nefes bırakmış, gelen mesaj sesiyle telefonumu elime almıştım.

kimden; nayu❤
sorun değil.

Mesaja bir şey yapamayacağımı düşünerek görüldü bırakıp çıktığımda, ders saatimin yaklaştığını fark etmiş telefonumu tekrardan cebime atarak ayaklanmıştım.

"Ben şimdi derse giriyorum. Yuta çıkışta beni alacakmış, Lucas nerede?"

"Yorgunmuş okula gelmeyecek çıkışta yanına uğrarım artık."

"İstersen seni de bekleyelim."

Jungwoo'nun dersinin benimkinden 15 dakika sonra başladığını bildiğimden yine de yalnız gitmesine gönlüm el vermemişti.

"Gerek yok, takılın siz."

"Tamam görüşürüz."

Elimi görüşürüz şeklinde sallarken

kırmızı çizgi, yuwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin