Yaklaşık, 3 aylık uğraş sonucunda Drake'a kavuşmuş, ilk sabahımıza Airi ve Drake ile uyanarak başlamıştık. Drake küçük olduğundan onu yanımıza almıştık ve Airi de kıskandığı için kardeşinin yanına yatmıştı.
Airi yataktan kalkarken yeni yeni yürüyen Drake'ın elini tutmuş ikisi de odadan çıkmışlardı.
"Sicheng, seni çok seviyorum."
Yuta'ya sımsıkı sarılmamla beraber kıkırdamıştım.
"Seni gerçekten çok seviyorum, sen hayatımda tanıdığım en güzel şeysin, her şeyinle en güzelisin Sicheng. Kalbini bana, Airi'ye, Drake'a açtığın için sana minnettarım."
Başıma minik bir öpücük kondurmasıyla bende kalbinin üzerini öpmüştüm.
"Kalbim, sana kızımıza ve oğlumuza sonsuza kadar açık olacak sevgilim."
Başımı göğsünün üzerine gömerken Yuta'nın yüzümü kendisine çekmesiyle öpmesi bir olmuştu.
"Bana karşı ilk karşılaştığım Sicheng olmanı seviyorum. Evli olduğumuz halde küçük öpücüklerimden, güzel sözlerimden utanmanı. Bana bakarken gözlerinin ışıl ışıl olmasını. Sicheng, ben galiba çok fena aşık oluyorum sana. Her gün sanki daha fazlası olabilirmiş gibi."
Sanki daha fazla sarılabilirmiş gibi kollarını sıklaştırdığında, Drake'ın ağlama sesini duyduğumuz gibi ayaklanmış koşarak aşağı inmiştik.
Aşağı indiğimizde ise Drake susmuş, Airi ile gülüşüyordum.
"İyi biy abla olayak kaydeşimi ağlamaktan kuytaydım!"
Airi'nin kurduğu cümleye kıkırdamış, mutfağa geçerken Yuta'da onlarla oynamaya başlamıştı. Drake eve geldiğinden işi tekrardan bırakmıştım. Airi zamanında da 1 yıl okulumu dondurmuştum.
"Günaydın!"
İçeriye Haechan'ın girmesine şaşırmamış Drake'ın mamasını hazırlamaya devam etmiştim.
"Neden geldin?"
Gözlerini devirmişti. Diğer yandan Mark'ın Drake'ı kucağına alışını izliyordu.
"Aslında Mark'la tartıştık. Onun için gelmiştim ama peşimden gelmiş ve şuan onu bu karede görünce bir an tüm sinirim geçti."
Mutfağın kapısının oradan Mark ile bakışmalarına devam ettiğinde elimdeki kaseyi Haechan'a uzattım.
"O zaman al bunu, bir bahaneyle barışırsınız."
Haechan'ın ağzından;
Sicheng'in elime tutuşturduğu kaseyi almış, mutlu olduğumu belli etmemeye çalışarak yavaş adımlarla salona geçtiğim gibi ayakta Drake ile ilgilenen Mark'ın yanına varmıştım. Sinirliyken bile onu çok seviyordum.
"Drake mamasını yiyecekmiş."
Beni başıyla onaylayıp, koltuğa geçtiğinde Drake'ı kucağına oturturken bende yanına oturmuştum. Elimdeki örtüyü Drake'ın boynuna bağlarken Mark'la göz göze gelmekten kaçınmıştım. Geri kaseyi elime aldığımda bir kaç defa Drake'a bir şeyler yedirmeye çalışmış ama kaşığı ittirmesiyle pes etmiştim.
"Drake, ama böyle yapmamalısın."
Mark benim yerime Drake'ı ikna edip benim kucağıma oturttuğunda, kaşıkla minik minik ağzına vermiş bir yandan onunla sohbet edip diğer yanından da şakalaşmıştı. Mark çok güzel bir baba olabilirdi. Eğer benimle görüşmüyor olsaydı. Hatta benimle görüşmemeliydi belki de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kırmızı çizgi, yuwin
Historia CortaTanrı yarattığı insanların sadece bir kaç tanesini özel kılmış onların her birine yetenek vermişti. #lucas #yuta #haechan #sicheng ─tamamlandı. 140620|260920