16.BÖLÜM

42 8 9
                                    


İyi okumalar güzellerim ^^

Multimedya :Harry STYLES - Falling

Ormanın içinde kaybolmuş bir şekilde yürüyordum. Ama bu sefer önümü aydınlatacak bir Ay'ım yok. Her yer karanlık, ortam ölüm sessizliğiyle çevrelenmiş...

Biraz yürüdüm o ormanda bir ışık bulurum ve aileme kavuşurum diye.

İki gündür yürüyordum bu ormanda. Ne bir ışık vardı ne de bir Ay...

Umudum tükenmişti artık. Bir ağacın dibinde oturup sırtımı ağacın gövdesine yasladım. Aklıma gelen fikirle başımı gökyüzüne kaldırdım ve konuşmaya başladım.

"Selam gökyüzü, uzun zamandır ne yıldızlarını, ne Ayını ne de güneşini görebiliyorum. Onları benden neden esirgiyorsun?

Bana yardım edecek kimse yok. Lütfen sen bana yardım et!" dedim dolam gözlerimi gökyüzüne dikmişken.

Bir kaç dakika sonra sanki bir mucize gerçekleşti. Gökyüzünde bir Ay belirdi ve tüm ormanı aydınlattı. Büyük bir sevinçle ayağa kalktım ve tekrar gökyüzüne baktım.

" teşekkür ederim gökyüzü..." dedim.

Artık sevdiklerime ulaşma zamanım gelmişti. Hepsini çok özlemiştim.

Ormanda koşarak ilerledim. Çünkü artık tekrar dönmenin zamanı gelmişti.

AHMET'İN ANLATIMIYLA

Hala Ceyda Teyze'nin önünde diz çökmüş düşüncelere dalmıştım. Kendimden vazgeçecektim ama nasıl?

Aklıma gelen bir fikirle hemen ayağa kalktım. Arkadan bana seslenmelerini duymadan hemen hastaneden çıktım. Artık geri dönüş yoktu. Sanem daha fazla zarar göremezdi.

Yağmuru umursamadan yavaş adımlarla arabaya ilerledim. Arabaya bindim ve arabayı çalıştırıp hızla oradan ayrıldım.

Yağan yağmur mu önümü bulanıklaştırıyordu yoksa  gözlerimden akan yaşlar mıydı bunun sebebi?

Aklıma bir an annem geldi. Böyle bir şey yaptığımı duysa beni asla affetmezdi ama yapacak bir şeyim yok.

Nefesimin daraldığını hissettiğimde yağan yağmura aldırmadan arabanın camını açtım. Derin bir nefes aldım ve arabayı daha hızlı sürmeye başladım.

Yarım saat sonra tamda gelmek istediğim yere varınca arabanın farlarını açık bırakıp arabadan indim.

Nereye mi geldim? Hayatımı sonlandırmak için seçtiğim en güzel uçurum kenarına geldim. Artık bundan sonrası yoktu. Sanem için ve annem için benim yok olmam en iyisi.

Yavaşça yaklaştım uçurum kenarına. Aşağı baktığımda herkes için fazla yüksek olan yer benim için hiçte yüksek görünmüyordu. En azından kendimi böyle kandırmam gerekiyordu.

Daha fazla yaklaştım ve biraz daha... Yaklaştıkça sanki daha da artıyordu cesaretim.

Başımı gökyüzüne çevirdim ve Ay'a baktım. Sanki normalde parladığından daha çok parlıyordu. Kim bilir belki benim için ağlıyordur...

Derin bir nefes aldım ve biraz daha yaklaşarak kollarımı açtım.

"Uçurum, al beni en derinliklerine. Yeter ki sevdiklerim hep kalsın..." dedim.

Bir adım daha atarken telefonum çaldı. Açıp açmamak arasında kalsam da telefonu cebimden çıkardım ve ekranda 'EMRE' yazısını görünce telefonu açtım.

KAYIP YALANLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin