İyi okumalar dostlar 🤍 (DÜZENLENDİ)
Gözlerini yavaşca açtı. Karşılaştığı tavan kendi evinin rutubetli tavanı değildi. İlk başta algılayamadı. Umut'un sesini duyana kadar onun burada olduğunu fark edememişti.
"Abi! Nasıl hissediyorsun? "
Kafasını ağırca kardeşine çevirdi. Kan çanağı olmuş gözlerinde endişe vardı. Yaşananlar bir bir aklına gelirken irkildi. Bilinci açıldıkça olanları hatırlamaya başladı. Hatırladıkça midesi kasıldı. Kusma isteği kursağına kadar gelmişti.
"Sen...nasıl? "
"Ben haber verdim. Trafik kazası geçirdiğini. "
Odanın kapısından gelen sesle ürperdi. Korkuyla kaskatı kesilirken gözlerini nerede sabitleyeceğini şaşırmıştı. Öldürmemişti. Eğer öldürmeyecekse amacı neydi? Gözlerindeki kini bir tek kendisinin gördüğüne emindi. Dün yaşanmamış olsa girdiği role Onur bile inanacaktı. Hayretle bakakaldı.
"Kaza mı? "
"Evet, Bars Bey sağ olsun çok yardımcı oldu."
"Ne demek patronu olarak üzerime düşeni yaptım. "
Onur afallamış bir ifadeyle karşısındaki adama baktı. Yüzündeki sırıtma samimi bile değildi. Ne planlıyordu bilmiyordu ama kardeşlerini bir şekilde işe dâhil etmeyi başarmıştı. Korkuyordu.
"Patron mu? "
" Gidip doktoru çağıracağım abi. "
"Işık..."
"Bilmiyor. Kreşte şimdi düşünme sen hallederiz bir şekilde. "
Kafasını usulca sallayıp kapıdan çıkışını izledi. Aynı zamanda yatağa yaklaşan adamın silüetini görüyordu. Kafasını ona çevirince göz göze geldiler. Diyecek bir şey bulamıyordu. Korkuyla başını yastığa bastırdı. Böyle bir anı yaşamak istemiyordu.
"Şaşırmış gibisin."
Tamamen alay kokan havası Onur'u rahatsız ediyordu. Artık ölecekse bile bu şerefsizin elinden olsun istemiyordu. İçten pazarlıklı ve kendini yüksekte gören insanlardan nefret ederdi. Onur'a göre o böyle bir insandı.
"Evet. Neden yapmadın? "
En az kendisi kadar sakindi. Sanki iki arkadaş uzun zaman sonra karşılaşmış gibiydiler. Onur bunu fırtına öncesi sessizlik olarak algılıyordu.
"Öldürmek kolay. Asıl mesele yıkım yaratmak. Ve ben senin yıkıldığını gördüğümden emin olacağım. "
"Kolay yıkılmam."
"Kolay vazgeçmem."
Onur dişlerini sıktı. Sinirleri alt üst olmuştu. Bu kadar nefreti hak etmiyordu. O da mağdurdu.
"Ne planlıyorsun? Umut'u neden bu işe bulaştırdın?"
"Sıçtığın bokları tek tek temizleyeceksin. "
"Çünkü yazılımları çözebilen adam bulamadın değil mi? "
Onur zekiydi. Bilgisayar konusunda kendine güveni tamdı. Şu zamana kadar kendisinden iyisine rastlamamıştı. Tam o anda garip bir itiraf geldi karşısındaki adamdan.
"Zekisin ama benim kadar güçlü değilsin Onur Karam. Sakın benim aklımla alay etmeye kalkma. Ezilirsin. "
İşte eksik olduğu şey tam olarak buydu. Güç..Hiç sahip olamadığı o his güçtü. Bedenen bile korunmaya muhtaç gibi duruyordu. Fiziki gücü bu adamın yapılı vücuyla boy ölçüşemezdi. Bu yüzden dün ona karşılık verememenin utancını yaşıyordu. Zekasını kullanacağı fırsatı bu adam ona verir miydi? Emin olamıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşıyoruz İnadına | GAY
General Fiction"Bazen yanlış tren seni doğru istasyona götürür. " * Eşcinsel karakterleri konu alan bir kurgudur.