altmış iki

14.7K 1K 345
                                    

Watty üzerinde bir kitlem olacağını hiç tahmin etmezdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Watty üzerinde bir kitlem olacağını hiç tahmin etmezdim. Toxic değilsiniz ve fazla sevimlisiniz her yorumda ekrana kalpli gözlerle bakıyorum😍 Keşke kalp koyma özelliği gelse de hepsine kalp koysam :"

İleride ne kadar büyür bu sayı ya da büyür mü bilmiyorum ama umarım böyle devam eder.

Bu kurguyu sonsuza kadar sürdüremeyeceğim için biraz içim buruk. Karakterlere o kadar çok alıştım ki anlatamam. Yani bir gün bitecek ve ben sizleri diğer kurgularım da da görmek isterim. (Ki bu kitabı bitirmeden yeni kurgunun reklamını yapacağım ahshxjxjxj) Veda konuşması gibi oluyor farkındayım ama umarım başka başka kitaplarım da da karşılaşırız 💙 sizi seviyorum 💗

**Bölüm şarkısı/James Arthur
- train wreck slowed

İyi okumalar💙🦋

(Düzenlendi)

**

İki hafta önce

Şu an yaşadığı hayat onu boğuyordu. Belirsizlikler,ardı arkası kesilmeyen pişmanlıklar ,kabus ile uyandığı uykular ve kan kokusu onu boğuyordu. O boğuluyordu.

Bunu ona kendi zihni yapıyordu. Zihni karanlık geçmişinde takılı kalmışken elinden pek bir şey gelmiyordu. Zorlanıyordu çünkü önünde bir ışık yoktu. Çevresindeki insanlar ondan bir umut bekliyordu. Ne yapabilirdi? Daha kendi yolunu göremiyordu.

Karşı kaldırıma boş bakışlarını odaklandığı sırada küçük bir erkek çocuğunu ellerinden kavrayıp, sarılan bir anneyi gördü. Yumruklarını sıktı. Boş bakışları yerini dolu gözlere bırakırken annenin gülerek çocuğunu öpüşünü izledi. Bu canını kabuslarından da çok yakmıştı. O hiçbir zaman bir anneye ihtiyaç duymamıştı. Bu zamana kadar bu sevginin var olabileceğine bile inanmıyordu. Şimdi ise her şeyi bilmek buna ne kadar ihtiyacı olduğunu yüzüne vurmuştu. En çok ihtiyacı olan şey annesine sarılmaktı. Ona sarılıp saatlerce ağlamak istiyordu.

Yumruk yaptığı elini havaya kaldırdı. Elini serbest bırakıp açarken içinden 'onu kendi ellerinle öldürdün şimdi ise geri istiyorsun. Çok bencilsin' diye düşündü. Herkese öfkesi dinerdi belki ama kendine olan öfkesini nasıl dindirecekti bilmiyordu.

Telefonu titrerken elini cebine attı. Ekranda yazan ismin sahibi en ihtiyacı olan anlarda ortaya çıkan bir detaydı. Bu detaya hayatında yer vermek istemezken birden onsuz yapamaz hâle gelmişti. Ok yaydan bir kere çıkınca, geri döndürmek mümkün olmuyordu.

Yaşıyoruz İnadına | GAY  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin